Bugün 27 Temmuz 2019 ve 26 Temmuz 1953, Küba halkı için tarihî açıdan ehemmiyeti haiz bir gün. Küba için olduğu kadar, Latin Amerika ve dünya devrimcileri için de ehemmiyetli bir gün. Küba devrimini yapacak 26 Temmuz Hareketi, Fidel Castro tarafından 1955’te Meksika’da kuruldu ve adını 1953’te Moncada Kışlası’na yapılan saldırıdan aldı. 1956’da ise Küba’daki ilk kamplarını kurdular. Bundan üç sene sonra ise Küba devrimi gerçekleşti ve hâlâ güçlü bir şekilde yerinde duruyor. Devrimden iki sene sonra bir Amerikan müdahalesiyle akamete uğratılmak istense de, Küba halkı buna gereken cevabı vermiştir.

Amerikan emperyalizmi budur; her fırsatta Trump’ın en iyi Amerikan başkanı olduğunu söylüyorum. Çünkü Trump Amerikan emperyalizminin ne olduğunu apaçık bir şekilde ortaya koymuştur. Trump, emperyalizmin nasıl işletildiğini, çalışkan ve fedakâr Amerikan halkının düzenbaz yöneticiler tarafından nasıl manipüle edildiğini, Hıristiyanlık iddiasında olan grupların ve onların ardındaki bazı zengin Yahudilerin sisteme ne kadar hâkim olduğunu her şeyi açıktan yaparak gözler önüne sermiştir.

Kübalı olan eski eşim Fidel Castro’nun Rusça tercümanlığını yapıyordu. Küba hakkında ondan bilgi alıyordum. Devrimin dünyaya yayılması ve ihraç edilmesi hususunda bir takım yanlışlar yapıldı ve devrimci yanlış hâlâ devam ediyor. Mesela Fidel Castro, Küba Komünist Partisi’nin Sovyetlerle çok yakın olmanın ve tavsiye almanın fayda sağlayacağını düşünerek hata etti. Zamanla rejim içerisinde bir yorgunluk ve çürüme olduğu da inkâr edilemez. Öte yandan güzel şeyler de yapılmadı değil. Küba binlerce doktor yetiştirdi ve sağlık alanında büyük gelişmeler kaydetti, bu doktorlar Afrika, Asya, Avrupa ve Latin Amerika’ya dağılarak hizmet verdiler. ABD bu doktorların Küba dışında hizmet vermesine karşı çıktı; çünkü onlar Küba devriminin ve devrimcilerinin propagandasını yapıyordu. Özellikle Latin Amerika, Afrika ve Asya’nın fakir insanlarına yardım ediyorlardı.
***
Türkiye’ye gelirsek; genellikle doğru politikalar seyreden Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkın büyük desteğini alan ve parlamentoda çoğunluğu elinde bulunduran lider olarak iktidarını muhafaza etmeyi sürdürüyor. Umuyorum ki; gerçek Kemalistler de onun bağımsızlık adımlarına saygı duyuyordur. Bağımsız Türkiye, NATO’nun dışındaki Türkiye’dir. Tabiî ki İsrail ile ilişkiler de bağımsızlık yolunda ehemmiyetli.
***
Dünyada, hukuka saygının ortadan kalktığı, adaletsizliğin ve değer istismarının son derece arttığı bir düzen hâkim. Başta Afrika ve Latin Amerikalılar olmak üzere yüzbinlerce insan açlıkla savaşıyor, çocuklar öldürülüyor. Bu kaos düzeni ABD tarafından kontrol edilmeye çalışılıyor. Dünyanın bu hâlde olmasının baş müsebbibi Siyonist ve emperyalistler; fakat bunda her milletten insanın katkısı var.
***
Fransa ise son yüzyılın belki de en sıcak dönemlerinden birisini yaşıyor. Şu anda hava sıcaklığı 40 derecenin üzerinde; 45-46 dereceleri görmüş bir insan olarak dahi katlanmak zor oluyor. Geceler çok zor geçiyor. Cezaevinde bu şartlar altında yaşamaya çalışıyoruz. Özgülüğüme kavuşup Venezüella’ya dönene kadar mücadeleme devam edeceğim.

Türkiye’deki avukatlarım Güven Yılmaz ve Ahmet Arslan ile konuşmaktan son derece memnunum. Avukatlarım ile yaptığım konuşmalar benim için çok önemli; çünkü kamuoyuyla buluşmamı sağlıyor. Konuşmalarım Türkçe makale olarak BARAN’da, konuşma olarak ise internette yayınlanıyor. Özellikle Türk kamuoyuna erişmem ehemmiyet arz ediyor. Tarihî hadiselerden ve tecrübelerimden bahsedip bir takım uyarılarda bulunabiliyorum.

Son olarak Venezüella’dan bahsederek bitireyim. Venezüella hükümeti bir çok yanlış yaptı, hükümet içindeki çürüme rejimi zor duruma soktu. Milyonlarca dolar, yolsuzluğa batmış insanlar tarafından iç edildi. Şu anda ise ben şu şartlarımda dahi Venezüella’daki milyonlarca insandan daha iyi durumdayım. Düşmanlardan hiç bir korkum yok. Benim düşmanlarım, tüm insanlığın da düşmanı olan emperyalistler ve Siyonistler!
 
Allahü Ekber!
27.07.2019

Tercüme: Faruk Hanedar


Baran Dergisi 655. Sayı