İbda Mimarı Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun 2001 senesindeki tarihi savunmasında bahsi geçen “3000 aile”, bugün Milliyetçi Hareket Partisi tarafından “3000 şerefsiz” diye tanımlanarak yeniden gündeme getirildi. Öncelikle MHP’nin “3000 aile-3000 şerefsiz” meselesine hangi bakımdan taraf olduğuna bakarak başlayalım ve ardından bu “3000 aile”yi açıkça tanımlayalım...
MHP
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin “Boğaz'da, yalılarda viskisini yudumlayıp, oyunu HDP'ye veren şerefsizler" çıkışının ardından, danışmanı konuyu bir ileri noktaya taşıdı. Bahçeli'nin siyasî danışmanı Metin Özkan, çantasında “3 bin kişilik şerefsizler listesi” olduğunu söyledi.
Özkan, katıldığı bir televizyon programında, Bahçeli'nin “boğazda viskisini yudumlayıp, oyunu HDP'ye veren şerefsizler” çıkışının “doğru bir tabir olduğunu” söyleyerek, şöyle konuştu;
- “Bu ülkenin garibanı, yetimi, dulu, fakiri, fukarası evine götürecek ekmek bulamazken birileri Boğaz'da viskisini yudumlayıp bu ülkede terörden teröristten beslenen "o tabirle" hitap edilen insan orada oturduğu sürece bu doğru bir cümledir.
Hayat Tarzı Kaygısı
Üstad Necib Fazıl’ın “Gençliğe Hitabe”sinde; “devrimbaz kodamanların viski çektiği kamıştan borularla ciğerimden kalemime kan çekerek yırtındığım, kıvrandığım ve zindanlarda çürüdüğüm” derken işaret ettiği; Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun; “T.C. içinde yaşayan 3000 aile; hukuk da bunların çıkarına göre, ordu da, polis de... Kendi aralarındaki dalaşmalar bir yana, bunlar hukuk üstü imtiyazlı bir zümredir! Devlet, hukuk demektir ve hukukun olmadığı yerde devlet değil, çete vardır.” diyerek tanımladığı bu kodamanlar, bugün ne oldu da MHP’nin gündemine girdi?
Receb Tayyib Erdoğan’ın 24 Eylül 2013 tarihinde, “İdeal Türk Gencinin Nitelikleri” konulu makale yarışmasının ödül töreninde yaptığı “76 milyon Büyük Doğu’yu hep beraber inşa edeceğiz” çıkışı, T.C.’de yaşayan “3000 aile”nin üzerine bir ânda kâbus gibi çöktü. (Erdoğan, “Gezi Olayları” ile Türkiye’deki gençliğin, kendi hayat tarzını koruduğunu zannederken, esasında bu “3000 aile”nin hayat tarzı adına hükümetle kavga ettirildiğini gördü ve o yüzden çözüm olarak Büyük Doğu gençliğine işaret etme İHTİYACI duydu. Gereğini yapıyor mu? Orası tartışılır.) “Büyük Doğu”nun mânâsı bu milletin öz evlâtları tarafından ne kadar iyi biliniyorsa, “3000 aile” ve onlara bu rolü veren efendileri tarafından da bir o kadar iyi biliniyor. Batılılar, böylesine muazzam bir ideolocyanın Anadolu’da hâkim olmasının ardından “Yeni Dünya Düzeni”nin tesis edileceğini, yalnız Anadolu’da değil, aynı zamanda bölgede ve dünyada da istedikleri gibi at koşturamayacaklarını çok iyi biliyorlar. Batılı emperyalistlerin çizmelerini yaladığı kadar terfi alan, millete efendilik taslıyorsa da esasında asalaklığıyla tanınan “3000 aile” de, “Büyük Doğu”nun inşa edilmesinin ardından bugünkü imkânlarını kaybedeceğini, hayat tarzının bozulacağını çok iyi biliyor. Dolayısıyla “Büyük Doğu”nun inşa edilmesi ve ruh kökümüze sarılarak yeniden yeşermemiz, Müslüman Anadolu insanı için ne kadar ehemmiyetli bir meseleyse, “3000 aile” ve efendileri açısından bir o kadar hayatî bir tehdittir.
 “3000 aile”, kendi hayat tarzını korumak ve muhafaza edebilmek adına iktidardaki Ak Parti hükümetine karşı olan Cemaat, Alevî sol örgütler, geziciler ve son olarak da 7 Haziran seçimlerinde HDP’yi açıkça destekledi. MHP açısından bardağın taştığı ve “3000 aile”nin gündemine girmesine sebeb olan hadise de, HDP’nin bunlar tarafından desteklenerek barajı aşmasının sağlanmasıdır.
Kim Bu 3000 Aile
Cumhuriyetin kurulmasından itibaren devlet eliyle kendilerine peşkeş çekilen sermaye gücüne dayanarak bu toprakların öz evlatlarına efendilik taslayan, ellerinde topladıkları sermayeyi yurt dışına aktararak kıtlık doğuran, siyasîler üzerinde sermayeye dayanan güçle tahakküm kuran, tahakküm edemediği yerde çirkinleşen, millî olan herşeye düşmanlık eden, Müslümanları hor ve aşağı gören, birçoğu dönme olan sermaye kadrosu... 90 küsur senedir Türkiye’de hükümetler değişiyor, politikalar değişiyor, her şey değişiyor da bir bu kadro değişmeden konumunu muhafaza ediyor.
3000 Aile Bertaraf Edilmeli
Bir hatırlatmayla başlayalım... “Microsoft” gibi Amerikan şirketleri, Türkiye ve diğer Ortadoğu ülkelerinde kapıya tabela asamazlar. Çünkü Amerikan devleti bölgede işlediği cürmü bilir ve şirketleri bu cürmün ceremesini çekmesin, hedef olmasın diye tabela astırmaz. “3000 aile” de aynı şekilde, klübleri olan “TÜSİAD”ın kapısına tabela asamazlar. Millete karşı işledikleri cürmü onlar da bilirler.
Ana çerçevesini zaten yukarıda paylaştık, gerekirse “3000 aile”yi isim isim listeler koyarız da... Türkiye’deki “3000 aile”nin bir benzeri olan oligarkları, Vladimir Putin’in nasıl bertaraf ettiği de ortada...
Bugün PKK’nın gerçekleştirdiği saldırıların millet psikolojisi üzerindeki etkisi “3000 aile” üzerine yöneltilerek, bertaraf edilme işi hızlı bir şekilde meşrulaştırılmalı ve tamamlanmalıdır.
Evvelsi gün Kemalistler, dün Cemaat, bugün HDP-PKK... “3000 aile”, menfaatini korumaya çalışırken artık iyiden iyiye açığa düşmüştür... Böylesine bir konjonktürde, MHP’nin de desteği alınıp geniş bir taban ortaklığı kurulup gerekenin yapılmasının şartları hazırdır. Yok bu irade sergilenmez ve “3000 aile” göz ardı edilmeye devam edilirse, artık uyanmaya başlayan millet, son 90 küsur senenin hesabını, bu çıkar çetesinden sormaya da muktedirdir. Bizden söylemesi!
Baran Dergisi 448. Sayı