Cezaevi süreci sizin için nasıl geçti?
Cezaevi süreci benim açımdan mükemmel geçti diyebilirim. “Medrese-i Yusufiye” olarak orayı gördük. Bu süreç içerisinde hem okuduk aynı zamanda da kendimizi geliştirdik.
Cezaevlerinde genel olarak durum nasıl?
Bir “siyasî” olarak ve “f-tipi” hadisesini bir kenara koyarak söylersem adlî mahkûmların durumu maalesef iyi değil. Esasında “ıslah” maksadıyla buraya koyulan insanların, maalesef dışarıya daha kötü bir şekilde çıktığını biliyorum. Bu açıdan memleketimizin her meselesinde olduğu gibi cezaevlerindeki şartlar hususundaki yanlışları sıralamaya kalksak bunun sonu gelmez.
15-20 yıl öncesiyle kıyas edersek bugün cezaevlerinde yapılan kanunsuzluklar ve uygunsuz davranışlar hala devam ediyor mu?
Elbette, bu adaletsizlik ve hukuksuzluklar hâlen devam ediyor. Bu ülkede hiçbir zaman adalet olmadı; bu kafayla gidilirse olacağına da inanmıyorum. Bu mesele tamamen siyasî konjonktürle alakalı. Kimi zaman bazı iyileştirmeler oluyor; ama bu değişiklikler maalesef içeride bulunan insanların menfaatine değil de, yine mevcut yönetim için yapıldığını bir süre sonra anlıyorsunuz. Yani biraz evvel de söylediğim gibi cezaevlerinin insanları ıslah edici olması gerekiyorken, insanlar çıkınca daha da kötü oluyor. Cezaevlerinin bir diğer adı da “ıslah evi” ama bu sadece bir isimden ibaret, uygulamada çok çok yol alınması gerekiyor.
(Bu soruyu sorduğumuzda gönüldaşımız Burak Çileli tahliye olmamıştı.) İhsan Güven davasından tahliye oldunuz; ama aynı davadan Burak Çileli ve Burhanettin Yalçın hâlâ cezaevinde. Onların durumu hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Burhan Çileli ve Burhanettin Yalçın’ı içeride tutmak mümkün değildir, aynı dava içerisinde olduğumuzdan onları da salacaklardır. Benim başvurum onlarınkine göre daha evvelden olduğu için kararlar ayrı ayrı oldu, davamız bütündür. Bizi bırakıyorsa diğer yoldaşlarımızı da bırakmak zorundalar, bu biraz gecikmeli olacaktır ama neticede inşallah onları da bırakacaklar.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Cezaevindeki arkadaşlarımız alakaya son derece muhtaçtır. Onlara yolladığınız bir mektup, bir haber, onlarla en ufak mesele etrafında dahî olsa ilgilenmeniz onları mutlu edip moral verdiğini hatırlatmak istiyorum. Oradaki insanların terkedilmiş hissetmemesi için;  kitap, dergi, haber, mektup vesair şeylerle destek olunmalı.
Gazan mübarek olsun, teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim.
Baran Dergisi 447. Sayı