Postmodern darbe sürecinin demokrasiye balans ayarı yapan ve milyonlarca kişiyi mağdur eden ‘kudretli’ generallerinin dün görülen 28 Şubat davası öncesinde, ‘FETÖ mağduru’ tiyatrosu oynamaya kalkışması kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Generaller o dönemde başörtülü kızları üniversitelere ve ordu subay evlerine sokmayıp yüzbinlerce kişiyi ‘irticacı’ yaftasıyla fişlediği akıllardayken, 28 Şubat’ın ünlü paşası Çetin Doğan’ın, kendilerinin herhangi bir başörtüsü yasağı getirmediğini söyleyip ‘Davalar nedeniyle 10 yıldır hayatını yaşamamaktan’ şikayet etmesi ‘Pes’ dedirtti. Davayı izleyen ve aralarında yazarımız Sibel Erslan ve Fatma Kutoğlu’nun da yer aldığı 28 Şubat mağdurları, darbeci generallere tepki gösterdi. 

YIPRANIYORLARMIŞ

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen ve aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir ve emekli generaller Çetin Doğan, Hikmet Köksal, Hurşit Tolon, Erdal Ceylanoğlu, İlhan Kılıç’ın da aralarında bulunduğu 103 sanığın yargılandığı davada, ‘son savunma’ların alınmasına başlandı. Bugün ve yarın da devam edilecek duruşmaların ardından mahkemenin karar vermesi bekleniyor. Savcılık mütalaasında ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen 60 generalden biri olan emekli Orgeneral Çetin Doğan, Ankara Adliyesi’ne girişinde yaptığı açıklamada, kumpas davası mağduru olduğunu savundu. Tüm ülkeyi fişleyen ve kaosa sokak 28 Şubat darbecilerinin kurduğu Batı Çalışma Grubu’nun başörtüsü ile ilgili tek bir evrakının olmadığını öne süren Doğan yaptığı açıklama ile, ‘pişkinliğin böylesi’ dedirtti. Doğan, “Sanıklar maddi ve manevi olarak yıpratılıyor. Ben 10 yıldır bu kumpas davalarıyla uğraşmaktan başka kendi hayatımı yaşayamıyorum. Batı Çalışma Grubu’ndan talimat veren tek bir delil göstersinler her şeye hazırım” diye konuştu. 

SİYASAL İSLAM’ DİYOR

Darbe tehdidiyle hükümete çıkarttırılan düzenlemeleri ve dönemin darbe faaliyetlerini “Türkiye’de siyasi İslam’a geçit vermemek için ilgililere ve yetkililere uygun ve yasal platformda bilgi ulaştırmak” sözleriyle normal bir faaliyet gibi anlatmaya çalışan Doğan, “Diyoruz ki; ‘biz devleti idare etmiyoruz, bizim üzerimizde Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, onun üzerinde TBMM var.’ Türkiye’de irtica ile mücadele için bir birimin kurulduğunu söylüyoruz” ifadelerini kullandı.Orduda, üniversitede, kamu kurumlarında, vakıf ve derneklerde yüzbinlerce kişinin hayatını karartan darbenin mimarları, ‘irtica’ ile neyi kastettiklerini ise açıklayamadı.

İNKAR ÜSTÜNE İNKAR

Duruşmada, mahkeme heyeti, davaya katılma talebinde bulunan bazı kişilerin talebini reddetti. Heyet, sanık beyanlarının isim sırasına göre değil iddianamedeki sıraya göre alınması talebini de kabul etmedi. Daha sonra söz alan sanıklardan dönemin generallerinden Çetin Doğan, “Batı Harekat Konsepti belgesinin aslını buldum” diyerek dosyadaki belgenin orijinali olduğunu öne sürdüğü bir belgeyi mahkeme heyetine sundu. Doğan, mahkeme başkanının, “Bunu nereden bulduğunu” sorması üzerine, DGM’de açılan ve suç unsuru bulunmayan bir dava dosyasından aldığını söyledi.      

Duruşmada, daha sonra sanıkların mütalaaya karşı beyanları dinlendi. Sanıklardan Abdullah Kılıçarslan da inkar yolunu seçti. “Batı Çalışma Grubu ile ilgim yok. Telefon rehberi ve kimlik kartı iddiaları gerçeğe uygun değil.” diyen Kılıçarslan, beraat talebinde bulundu.