Selâm ile...
Çin’de başlayıp bütün dünyaya yayılan koronavirüs salgını, zaten patlamanın eşiğine gelmiş olan global sistemi çökertti ve tüm problemlerin bir arada görüldüğü global bir ekonomik krizi beraberinde getirdi. Dünyada neoliberalizmin sonuna gelindiği konuşulurken, kriz elbette Türkiye’yi de etkiledi. 

Salgın sebebiyle her gün halka sokağa çıkılmaması gerektiği yönünde uyarılar yapılıyor, tedbir amacıyla kafelerden lokantalara, berberlerden giyim mağazalarına kadar bir çok sektörde esnaf yasak yahut işsizlik dolayısıyla kepenk kapatmak zorunda kalıyor. Açık kalanlar da insanların dışarı çıkmaması sebebiyle sinek avlıyor. Bir çok sektörde yaşanan sıkıntı ve kapatılan dükkanlar zincirleme olarak tüm ekonomiyi etkiliyor. Esnaf kiralarını ödeyemiyor ve zaten son birkaç senedir artarak gelen daralma bu krizle beraber bunalıma dönüşüyor.

Ekonomiyi durma noktasına getiren koronavirüs krizi sebebiyle devlet birtakım önlemler aldı; 100 milyarlık bir ekonomi paketi açıkladı, akabinde bir dayanışma kampanyası başlatılarak halktan zor durumda olanlar için yardım toplanmaya başlandı; fakat şu ana kadar toplanan rakam, değil piyasayı toparlamak, kısa bir süre sonra daha da zor duruma düşecek halkı doyurmaya bile yetmeyebilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 6 Nisan Salı akşamı yaptığı millete sesleniş konuşmasında alınan bazı tedbirlerden bahsederken kullandığı, “Diğer insanların sırtından kendilerine sahte bir refah düzeni kuranların devri artık kapanıyor. Ekonominin sadece paradan, borsadan, faizden, spekülatif araçlardan ibaret bulunmadığı, asıl olanın yeterli üretim ve adil dağılım olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.” sözleri dikkat çekti. Belki millî dayanışma kampanyası, diğer insanların sırtından kendilerine sahte refah düzeni kuranlar için açılmıştı; fakat onlar oralı dahi olmadılar. Kimi, senelik onlarca milyar liralık gelirine, yüzlerce milyar liralık servetine rağmen 15-20 milyon bağışlamakla yetinirken kimi ise kulağının üstüne yatıp duymazlıktan geldi. Neticede halkın-esnafın sorunu hâlâ çözüm bekliyor. Sıkıntı yaşayan kesimin hususiyetle 15 Temmuz gazisi Ak Parti seçmeni olduğunu da hatırlatmadan geçmeyelim.

Hülasa; bu problemin ivedilikle çözülmesi gerekirken, çözüm noktasında ise iki seçenek ortaya çıkıyor: İktidar ya senelerdir bu millet üzerinden servetine servet katıp da bir türlü doymak bilmeyen kan emicilerin tepesine çöküp, insanların sırtından kendilerine sahte bir refah düzeni kuranların dünyalarını başına geçirerek onlardan aldığı parayı halka dağıtacak; yahut buna cesareti yoksa enflasyonu göze alıp para basarak halka yardımcı olacak. Başka yol yok!

Kapağımızda bu meseleyi işledik ve “Ya TÜSİAD'dan Alın Yahut Para Basın Esnafın ve Milletin İhtiyacını Kredisiz-Faizsiz Karşılayın!” manşetini attık. Kapak mevzumuzu Ömer Emre Akcebe “Millet İllâllah Etmek Üzere!” başlıklı yazısında ele aldı. 

Ardan Zentürk ile koronavirüsün global ekonomik etkilerini ve Türkiye’de FETÖ’cülerin cezaevinden çıkarılması yönünde yapılan propagandaların maksadını konuştuk.

Prof. Dr. Sami Şener koronovirüs salgınının yol açtığı içtimaî sorunları Baran okurları için değerlendirdi.

Kerim Bozdağ, “Torbadaki Ceset Amerika!” başlıklı yazısında ABD ve AB ülkelerinin içinde bulunduğu vaziyeti işlerken “Türkiye bu savaştan zaferle çıkarsa -çıkacaktır-  önce aslına uygun bir sistemi kendi bünyesinde inşa etmek zorunda...” diyor.

Enes Bayramoğlu, “Biz Bize Yeteriz” başlıklı yazısında memleket düşmanlarına sesleniyor.

Prof. Dr. Mazhar Bağlı ile koronavirüs krizi sonrasında insanlığın yaşayacağı anlayış değişikliği konuştuk. Bu röportajı alâka ile okuyacağınızı düşünüyoruz.

Dergimizin orta sayfasını millî dayanışma kampanyasına destek veren bazı “büyük sermayedarlar”ın yaptıkları göstermelik yardımlardan ve 2019 senesinde elde ettikleri kârlar ile servetlerinden bahsettik.

Carlos (Salim Muhammed), “Tarihten Bugüne Kesitler: Butto, Baas ve Gaitan” başlıklı yazısında öldürülmelerinin yıl dönümü olması münasebetiyle Zülfikâr Ali Butto ve Jorge Eliécer Gaitán cinayetlerinin bugüne kadar süren tesirinden ve kuruluş yıldönümü sebebiyle Baas Partisi’nden bahsederken koronavirüs salgınına da temas ediyor.

Osman Temiz, "Korona! Sen Nesin ve Ne Yapmak İstiyorsun?" başlıklı yazısının ikinci bölümüyle dergimizde.

Oğuz Can Şahin, “Ebu Kasım’ın Terlikleri ve Virüsten sonra” başlıklı yazısıyla dergimizde...

Bu haftaki muhtevamız böyle, gelecek sayılarımızda görüşmek dileğiyle...

Allah’a emanet olun.