Selâm ile...

Geçtiğimiz hafta Birlemiş Milletler toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşmanın tesirlerini önümüzdeki günlerde göreceğiz muhtemelen, müsbet ve menfi olarak… Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda “Domuzlar Diktatoryası”nın yapısını ve uluslararası hadiselere çözüm bulmaktan uzaklığını eleştiren Erdoğan, “dünya beşten büyüktür” derken, “bunları dillendirmekten korkmayın” diye beş daimi üye dışındaki devletlerin liderlerini de uyardı.

Elbette Tayyip Erdoğan’ın bu çıkışları yapmasına zemin hazırlayan en önemli amil Erdoğan’ı hedefe oturtmak suretiyle, Türkiye’ye uzunca bir süredir yapılan uluslararası operasyonların 15 Temmuz’da doruğuna ulaşması... Nitekim emperyalizmin içimizdeki maşaları vasıtasıyla gerçekleştirdiği bu operasyonların her birinin tek tek başarısızlıkla sonuçlanması neticesinde, Erdoğan’ın sürekli sözünü ettiği “üst akıl” Birleşmiş Milletler toplantısı sonrasında kendisine dokundu ve New York’ta Erdoğan ile Rothshild ailesinden James Rothshild bir görüşme gerçekleştirdi. Bu toplantıda ABD’nin beyinlerinden Henry Kissinger da hazır bulundu. Erdoğan’ın görüşmeden maksadı Türkiye’ye yapılacak yeni bir operasyonu engellemek midir yoksa başka bir şey midir biliniyor; ama ne hikmetse görüşmenin ardından “Moody’s” isimli kredi derecelendirme kuruluşu, Türkiye’nin notunu beklenmedik şekilde aşağı çekti.

Yine geçtiğimiz günlerde Yeni Şafak Gazetesi’nde yayınlanan röportajında, Doğu Perinçek’e yakınlığıyla bilinen emekli Albay Hasan Atilla Uğur, manipülasyon kokar bir tarzda, Kasım ayında Türkiye’de yeni bir darbe teşebbüsünün tertiblendiğini iddia etti.

15 Temmuz teşebbüsünün akamete uğramasından sonra Türkiye’nin üzerine yine ve daha şiddetli bir dalga ile geleceklerini zaten biliyoruz. Bu darbe mi olur, yoksa ekonomik kriz mi olur muamma; fakat bilinen bir şey var ki Türkiye artık dönüşü olmayan bir yola girmiştir. Türkiye’ye karşı planladıkları senaryo tutarsa başta Erdoğan olmak üzere Müslüman Anadolu insanını ortadan kaldırmak için her türlü vahşeti yapacakları da bir hakikat... Nasıl ki Erdoğan Birleşmiş Milletler’de diğer dünya liderlerine “korkmayın” uyarısında bulunduysa, biz de kendisine “Zincirlerimizden Başka Kaybedecek Bir Şeyimiz Yok! Emperyalizm ile Kavgada Bu Millet Yanında!” diyoruz.

Kapak mevzumuzu Ömer Emre Akcebe, “Zorlama İttifaklar Öldü İttihad Ruhu ise Dimdik Ayakta” başlıklı yazısında kaleme aldı.

Kâzım Albay, “Sosyal Adalet ve Devlet” başlıklı yazısında ömrünün sonuna yaklaşan kapitalist sistemi eleştiriyor.

Fatih Turplu, “Doğru-Yanlış Bildiklerimiz –Muaşeret-” başlıklı yazı dizisinin beşinci bölümünde “Telefonda Konuşurken” ittiba edilmesi gereken kaidelerden bahsediyor.

Çakal Carlos (Salim Muhammed), “Devrim Varsa Bastırma da Vardır” başlıklı yazısında Venezuela ve Türkiye’de yaşananları işliyor.

Bu hafta Gazeteci Âdem Özköse ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Özköse’nin “Kuşatma Direnişle Değil, Taarruzla Kırılır!” dediği söyleşiyi alâka ile okuyacağınızı düşünüyoruz.

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun dünya ve kâinat planını farklı bir bakış ile ele aldığı “Ölüm Odası B-Yedi”nin 332. bölümünün alt başlığı “Kaptan (Müslüman Eyalat Yayı)”...

Abdullah Kiracı, “Evladiyelik Vakıflar ve İslâm’da Arazi” mevzuunu işliyor.

Gülçin Şenel, son günlerde Kemalistler tarafından gündemde tutulan “Şort Meselesi”ne değiniyor.

Dergimizde ayrıca sizler için derlediğimiz ve yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle...

Allah’a emanet olun...