Selâm ile…

Bizler 2016 senesini geride bırakıp 2017’ye girerken, dergimiz de yayın hayatına başlamasının 10. senesini dolduruyor. 2007’nin Ocak ayında, emperyalizmin tekerine çomak sokan Şehid Saddam Hüseyin’i selâmlayarak başladığımız yayın hayatımız boyunca gerek Türkiye’de gerekse de dünyada son derece ehemmiyetli hâdiseler vuku buldu; dünyanın ve memleketimizin hâli ve seyri son derece değişti.

2007’de yayın hayatımıza başlarken iktidarda bugün olduğu gibi Ak Parti olmasına mukabil, Kemalistler devletin her kademesine hâkimdi. Ak Parti’yle kol kola veren ılımlı İslâmcı FETÖ’nün operasyonları neticesinde güç FETÖ’cülere geçti. FETÖ’nün foyası 2010’lu yıllar ile beraber iktidarla yaşadığı kavga neticesinde ortaya çıkmaya başladı. Sonunda devlet tarafından da FETÖ’nün bir CIA uzantısı olduğu keşfedilince Türkiye’nin bir millîleşme sürecine girilmesinden başka çıkış yolu bulunamadı. O gün bugündür, İslâm coğrafyasına yapılan operasyonlarla mutabık bir şekilde Türkiye’ye de saldırılar gerçekleştiriliyor ve bu saldırıların şiddeti gittikçe artıyor.

Baran Dergisi olarak baştan beri millete ve iktidara kim olduklarını anlatmaya çalıştığımız FETÖ Türkiye’de hâkimiyeti ele geçirirken, dünyada da büyük değişimler yaşandı. 2008 ekonomik krizi ABD’yi çöküşe bir adım daha yaklaştırdı. Krizin dışarıya ihraç edilmesi neticesinde Avrupa da bataklığa saplandı. Yunanistan, İtalya, Portekiz gibi ülkeler iflasın eşiğine geldi. Almanya, Avrupa Birliği’ni kurtarmak için tüm imkânlarını seferber etti. İktisadî darboğazda debelendikçe daha çok batan Avrupa, İslâm coğrafyasında süren savaşın kalbine kadar taşınmasıyla güverteden bir darbe daha aldı. Gemiden ilk atlayan İngiltere oldu, bazıları ise atlamak için uygun zemini bekliyor.
23 Eylül 2010 tarihinde yayınlanan 193. Sayımızda “İslâm Coğrafyasında Dönüşüm Sancıları” manşetini atmış ve İslâm coğrafyasında yüz sene önce kurulan sunî düzenin artık dikiş tutmadığını belirtmiştik. Çok geçmeden “Arap Baharı” hadiseleri patladı. Birçok devlette iktidar değişikliği yaşanırken, her geçen gün daha da kızışacak savaşlar başladı. Bu savaş başta Suriye olmak üzere birçok bölgede, tüm dünyayı içine çekmiş şekilde devam ediyor.
Hâsılı, 2016 senesi de göstermiştir ki başta İslâm coğrafyası olmak üzere, dünyada dönüşüm sancıları her geçen gün daha da ağırlaşmaktadır. Yeni bir nizam tesis edilmedikçe ne Türkiye’deki saldırıların son bulmasını ne de dünyadaki kaosun yatışmasını beklemiyoruz. Bu nizamın kurulması için şartlar da mukadder olarak zemin hazırlıyor. FETÖ ve Kemalizm ile hesaplaşmanın sonuna yaklaştığımız demlerde, Batı’nın bize biçtiği parya statüsünün ileri uç valileri olan oligarklarla da hesaplaşmanın ve yepyeni bir anlayışla onun etrafında teşekkül eden müesseseler kurmanın zarurî hâle geldiği demlerdeyiz.

Kapağımızı geçmişte yayınlanan dergilerimizin kapak resimlerden bir kolajla Baran Dergisi’nin 10. Senesine ayırıyoruz. Ömer Emre Akcebe bu süreci “Dile Kolay: Tam 10 Sene” başlıklı yazısında değerlendiriyor.

Çakal Carlos (Salim Muhammed)’in bu haftaki yazısı, geçtiğimiz hafta “Rus Büyükelçisine ve Berlin Pazarına Saldırı” gerçekleştirilmesiyle alâkalı…

Star Gazetesi Yazarı Halime Kökçe ile Suriye meselesi etrafında yaşanan hâdiselerin Türkiye’ye yansımasını konuştuk.

Kâzım Albay, “Millî Seferberlik” başlıklı yazısında içinde bulunduğumuz savaş şartlarında nasıl tavır almamız gerektiğini işaretliyor.

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun dergimizde tefrika edilen eseri “Ölüm Odası B-Yedi”nin 345. Sayısının alt başlığı “Mektub (Zafer İslâmındır)…

Fahri Özcan, “Yıllık Musibetlerin Başı, Kutlanılan Şu Yılbaşıdır” başlıklı yazısında Müslümanların Hıristiyan taklitçiliğini eleştiriyor.

Abdullah Kiracı, iktisad üzerine kaleme aldığı yazı dizisine “İktisad Bilgisi-İktisad İlmi” başlığıyla devam ediyor.

Gülçin Şenel, “İhsan Raif Hanım”dan bahsediyor.

Sizler için derlediğimiz haberler ile birlikte bu haftanın muhtevası böyle. Gelecek sayımızda görüşmek üzere…

Allah’a emanet olun.