Selâm ile…

Büyük Doğu Coğrafyasının kalbindeki hançer Siyonist İsrail, her fırsat bulduğunda yaptığı gibi yine Mescid-i Aksa’ya ve Filistinli Müslümanlara küstah ve cüretkâr saldırılar gerçekleştirmeye başladı. Mescid-i Aksa’da seneler sonra ezan okunmasına ve namaz kılınmasına müsaade etmedi, bu duruma tepki gösteren Müslümanlara sert bir şekilde müdahale ederek ona yakın Müslüman’ı şehid etti, yüzlercesini yaraladı.

Hiç şüphesiz İsrail’in bu tavırları sergileyebilmesinin altında yatan temel sebep Müslümanların içerisinde bulunduğu dağınık ahval. Arap Baharı’nın Arab Kışı’na çevrilerek bir kaos ortamının hâkim kılınması ve son olarak Körfez kriziyle Filistin direnişine destek veren Katar’ın ablukaya alınması İsrail için tepilemez bir fırsatın ifadesiydi; bunu değerlendirmek istediler. Zira bu şartların oluşmasını sağlamak için saman altından su yürüttükleri de bir gerçek; fakat 15 Temmuz’da Anadolu’nun düşürülememesi ve Türkiye üzerine kurdukları plânların çökmesi Siyonistleri paniğe sevketmiş durumda. Müslüman Anadolu İnsanı’nın gösterdiği direnişin diğer Müslüman halkları etkilemesinden korktukları için gayelerine giden yolda ne koparabilirse kâr olacağını düşünüyorlar; çünkü çok yakında başlarına gelecekleri biliyorlar ve korkuyorlar!

İsrail, her dönemde olduğu gibi Müslümanların dağınık durumda olduğu puslu havadan faydalanmak isterken; yaşadığı korkudan dolayı kapıldığı panikten olsa gerek dünyanın eski dünya olmadığını fark edemiyor. Parça parça etmek için o kadar mesai ayırdıkları bölgede hadiseler artık kontrolleri dışında gelişiyor; istedikleri gibi gitmiyor. Siyonistlerin en büyük destekçisi ABD, kendi savunma bakanlığı Pentagon’un hazırladığı rapora göre dağılmanın eşiğinde, hakeza diğer destekçisi Avrupa Birliği aynı durumda, hatta can çekişiyor… Yani uluslararası destekleri eskisi kadar güçlü değil. Dolayısıyla İsrail en çok korktuğu şeyin gerçekleşme zeminini bugün kendisi hazırlıyor; Müslümanlar arasındaki dağınıklığın ortadan kalkmasına vesile ve öfkenin kendilerine yönelmesine sebep olabilecek bir saldırı gerçekleştiriyor. Çünkü Müslümanlar, idarecilerinin âleni bir şekilde Siyonistlerle ve emperyalistlerle ittifak etmesine artık tahammül edemeyecek vaziyette. Yahudi, kendisiyle birlikte içimizdeki işbirlikçilerinin de ipini çekiyor.

Şimdi asıl mesele; Filistin davasının sadece mücahid Filistin Müslümanlarının değil, tüm Müslümanların davası olduğu şuurunun aşılanarak Müslümanların öfkesinin doğru kanalize edilebilmesinde. Bu vazife de 15 Temmuz’da Müslüman duruşunun nasıl olması gerektiğini gösteren Müslüman Anadolu’ya ve onun üzerinde vücud bulmuş Türkiye’ye düşüyor. Çünkü bölgede hem siyasî, hem de psikolojik olarak ayakta duran tek devlet Türkiye. Bunun için acele etmeli ve içerideki problemleri bir an evvel çözerek önce İslâm coğrafyasına, ardından da tüm dünyaya adaletli bir nizam sunmak için harekete geçmeliyiz.

Kapağımızı Filistin meselesine ayırdık ve “Mücahid Filistin Milleti”nin direnişini selâmladık! Kapak mevzumuzu, Ömer Emre Akcebe, “Yahudi Devleti Köşeye Sıkıştı” başlıklı yazısında işledi.

Kâzım Albay, “Özgürlük ve İdrak” başlıklı yazısında ‘özgürlük’ kavramının mahiyeti ve hakikati üzerinde duruyor.

Çakal Carlos (Salim Muhammed), bu hafta kendisine Carlos ismi, Dr. Wadi Haddad (Ebu Hani) ve FHKC hakkında sorulan sorulara cevap veriyor: “Ebu Hani ve Filistin Davası”…

Abdullah Kiracı, sekiz aydır işlediği iktisad meselesinde bugüne kadar ele aldığı hususların bir özetini yapıyor ve Büyük Doğu İbda İslâm’a muhatap anlayışının İslâm iktisadı mevzuundaki ehemmiyetine temas ediyor: “İslâm İktisadı: İbda İktisadı”

Bu hafta gazeteci-yazar Ahmed Varol ile İsrail’in Mescid-i Aksa’yı kapatmakla neyi amaçladığını konuştuk. Varol, İsrail’in Mescid-i Aksa’yı paylaşma projesi ve Müslümanların içinde bulunduğu dağınıklıktan bahsediyor.

Genç yazarlarımızdan Emrecan Çetin, “FETÖ Dershanesinde Neler Yaşadım?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun dergimizde tefrika edilen, dünya ve kainat plânını farklı bir veçheden ve farklı bir üslupla ele alan eseri Ölüm Odası B-Yedi’nin 375. bölümünün alt başlığı “Takdim Eden (Arka Plânda...)”...

Fatih Turplu, “Kahramanlık ve Sığırlık Arasındaki Çizgi: Teğmen Hiroo Onoda” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Vehbi Kara “Cebelitarık ve İspanya” başlıklı yazısının ikinci bölümüyle dergimizde.

Gülçin Şenel, “Birden Bine-Sayıların Kökeni”nden bahsediyor.

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz. Allah’a emanet olunuz.