Selâm ile...
Türkiye, Fırat’ın doğusunda bulunan PYD/YPG’ye operasyon hazırlığı yaptığı esnada, ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkesini Suriye’den çekeceğini açıklaması, meseleyi daha da karıştırmış ve Suriye rejimi başta olmak üzere Fransa, Rusya, Almanya gibi diğer birçok aktörün hadiseye doğrudan dahline yol açmıştı. Hususi olarak ABD, Suriye rejimi, Rusya ve Fransa, umumi olarak ise neredeyse tüm dünya Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yeni bir operasyon gerçekleştirmesinin karşısında konumlanmış durumda. Türkiye karşısında son zamanlarda alıştığımız, lakin yine de enteresan gördüğümüz bir birliktelik…
 
Geçen hafta ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın Türkiye ziyaretinden sonra Trump da sosyal medyadan Türkiye’yi tehdit eden bir mesaj yayınladı. 2018’in yaz aylarında Türkiye ekonomisinin zor duruma düşmesinin sebeplerinden biri olarak gösterilen Trump, arka arkaya yayınladığı mesajlarla bir yandan Türkiye’yi tekrar bir ekonomik saldırının hedefi haline getirmekle tehdit ederken, diğer yandan PYD/YPG’ye Türkiye’yi kışkırtmama telkinlerinde bulundu. 
 
Kim kendisini nereye konumlandırırsa konumlandırsın ve kim neyle tehdit ederse etsin, hükümetin, “ABD’nin Kürtleri istihdam etmek suretiyle Suriye’nin kuzeyinden Anadolu’yu kuşatma hareketi” şeklindeki doğru teşhisi, artık “tedavi” safhasına geldi ve ülke idarecilerinin, beka meselesi olarak algılanan bir hususta gözünü karartıp gerekeni yapması, hele bu açıklamanın ardından, zaruret hâlini aldı. 
 
Dergimizin yayına hazırlandığı sırada Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Suriye’nin kuzeyi için Amerika ile kontrolü Türkiye’de olacak bir güvenli bölge için mutabık kalındığını açıkladı. Amerika’nın sözüne güven olmayacağını defaatle tecrübe ettiğimizden, takipte olacağız. 
 
Kapağımızda bu meseleyi değerlendirdik ve “Bu Saatten Sonra Geri Dönüş Yok” manşetini attık.
Kapak mevzumuzu Ömer Emre Akcebe, “Türkiye’nin Misyonu ve Bahçe İçinde Ev” başlıklı yazısında işledi.
 
Yine kapak mevzumuz ile alâkalı Sabah Gazetesi Yazarı Bercan Tutar’ın görüşlerini aldık. Tutar, Trump’ın değişken tavrının iç politikada kendisine yönelen baskıdan kaynaklandığını belirtirken Türkiye’nin artık ABD’den hoşgörü bekleyen tavrı terk edip büyük bir devlet gibi davranması gerektiğini belirtiyor.
 
Uzun bir süredir emperyalist bir kıskaca alınmış vaziyette seyreden Venezüella’da bu hafta Maduro’nun ikinci altı yıllık dönemi başladı; fakat hükümetin meşruiyeti hem içerideki muhalifler, hem de ABD’nin başını çektiği bir takım devletler tarafından sorgulanıyor. Çakal Carlos (Salim Muhammed), bu haftaki yazısında Venezüella’nın bu durumuna temas ediyor ve “Venezüella Uluslararası Sistemin Çöküşü”nün resmidir diyor.
 
Yine Venezüella’da yaşananlar ile alakalı olarak Latin Amerika ile yakından ilgilenen Hüsamettin Aslan ile bir söyleşi yaptık. Bu söyleşide Arslan, Latin Amerika’da yükselen Evanjelizm tehlikesinden ve bu şekilde bölge ülkelerinin Amerikan hegemonyasına girmesinden bahsediyor.
 
Dergimizin 12 ve 13. sayfalarında da Venezüella hakkında bilgiler veren bir çalışmamızı sizlerle paylaşıyoruz.
Yazarımız Yunus Ekşi, geçtiğimiz hafta Türkiye’nin yeniden kenevir ekimine başlaması gerektiğini belirtmişti. Daha sonra ise Cumhurbaşkanı Erdoğan kenevir ekimi ile alakalı açıklamalar yapmıştı. Yunus Ekşi bu hafta kaleme aldığı “Kenevir Silahımız” başlıklı yazısında kenevir ekiminin nasıl yasaklandığından ve serbest bırakılmasının ne gibi faydalar sağlayacağından bahsediyor.
 
Eren Haklı, “Vicdanımızdan Uzak Toprak: Doğu Türkistan” başlıklı yazısı ile aramızda; Çin tarafından türlü zulme maruz bırakılmalarına rağmen Müslümanların bir türlü gündeme getiremediği, hatta buna hevesli dahi olmadığı, buna yeltenenlerin ise ajanlıkla itham edildiği Doğu Türkistanlılara destek maksadıyla katıldığı bir eylemdeki intibalarından bahsediyor. Bu vesileyle genç yazarımıza aramıza hoş geldin diyoruz. 
 
Kerim Bozdağ, “Halden Anla” başlıklı yazısında İbda davasının cakası satılacak değil, çilesi çekilecek dava olduğunu hatırlatıyor ve bilhassa gençleri bu hususta uyarıyor.
 
Bahattin Yeşiloğlu, eğiticileri eğitmek zaruretinin kendisini dayattığını gösteren, “İçime Doğanlar: Eğitime Dair” başlıklı eleştirel bir yazı kaleme aldı.
 
Osman Temiz, Fransız düşünür Rene Descartes’ten bahsetmeye devam ediyor: “Gal Horozu: Rene Descartes”.
 
Gülçin Şenel, “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi” etrafında yaşanan tartışmalara temas ederken bu projenin esasında cinsiyetsiz üçüncü bir cins insan türü oluşturmaya yönelik son derece tehlikeli bir amaca hizmet ettiğini belirten ve dikkatle okunması gereken “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: İnsanı Yeniden Kurgulamak” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
 
Dergimizde sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.
 
Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle...
 
Allah’a emanet olun...