Selam ile...
1970’lerde Türkiye, ABD’nin tamamen dümen suyuna girmiş, toplum on yılda bir gerçekleştirilen darbelerle şekillendirilmeye çalışılmaktaydı. Başkaldıranın boynuna ip geçiriliyor; insanımız işkencelerle sindiriliyordu.

Bu dönemde cereyan eden ideolojik çatışmaların tam ortasında bir genç, Büyük Doğu fikriyatıyla İslâm’a hizmet eden Üstad Necip Fazıl’ın karşısında belirdi.

Fikir adamı yetiştiren aksiyon davacısı Necip Fazıl, aradığı genci Salih Mirzabeyoğlu’nda bulmuştu. Gölge ve Akıncı Güç dergileriyle zuhur eden Kumandan Mirzabeyoğlu, “İktidar-Siyaset-Hareket” alt başlıklı “Bütün Fikrin Gerekliliği” eseriyle Üstad’ın, “Mücerret fikir istidadı tamam!” takdirini gördü.

Müslümanları siyaset ve toplumda duygu, düşünce ve davranış ifadesine kavuşturma çilesini üstlenen Mirzabeyoğlu, Üstad’ın vefatının ardından “İbda” fikriyatıyla ve fikir çilesi haysiyetini üzerinde bir ziynet misali taşırcasına yaşadığı hayatıyla, Büyük Doğu’yu temsil liyakatini ispat etti. Allah bizleri de Üstad’a ve Kumandan’a layık birer nefer eylesin!

Dünya çapında belirttiği oluş çizgisiyle İbda, “evrenselcilik” hayalinin dayandığı edebiyatın tüm sahteliklerini işaret etmekle kalmamış, tek kişiden tüm topluma uzanan hayatı, oluş gayesine bağlayıcı akıl ve ruh davasını da “olması gereken” kabilinden sistemleştirmiş, muvazeneye kavuşturmuştur.

İbda, sadece yurduna değil, bölgesine ve tüm dünya çapında muhatabına seslenen son bütüncül dünya görüşüdür. Bedavacılık ve hazıra konuculuk kovulmuştur.

Fikir namusunu şahsiyet ölçüleriyle murad eden, şahsiyeti de İslâm davasına bağlayan İbda, “kurtuluş reçetesi” niteliğine sahip diyalektiğiyle 21. yüzyılda modern dünyaya meydan okumaktadır.

İbda, yaşanmaya değer hayatın habercisidir.

İbda, insanoğluna insanca yaşama hakkını veren nizam ruhunun, yani Yeni Dünya Düzeni’nin kurucu aklıdır.

İbda, muhatabına biricik ve en üstün idrak ölçüsü olan İslâm’ı bulduğu gibi değil, olduğu gibi bildirendir.

İbda Yayınları’nın kuruluşunun 35. yıldönümünü idrak temennisiyle hazırladığımız bu haftaki sayımızda “BD-İBDA: Çağlarüstü Mutlak Fikrin ‘15. İslâm Asrı’na Akseden Işığı” manşetini attık.

Kapak mevzumuzu “İbda: ‘Mutlak Fikir’in Gerekliliği” başlıklı yazısında işleyen Ömer Emre Akcebe BD-İBDA’nın misyonuna ve iddiasına değiniyor.

Kerim Bozdağ “İBDA ve Diğerleri” başlıklı yazısında İBDA’nın bütün insanlığın kurtuluş reçetesi olduğundan bahsediyor.

Kâzım Albay, “Necip Fazıl’ın Put Adam Kitabı Üzerine” başlıklı yazısında, Üstad’ın kaleme aldığı; fakat dönemin şartları itibariyle Türkiye’de basılamadığı için Arap coğrafyasında Arapça olarak neşredilen, geçtiğimiz günlerde tercüme edilip Türkiye’de ilk kez yayınlanan “Put Adam” isimli  eserini tanıtıyor.
Bu kitapla alâkalı haber yorumumuzu da dokuzuncu sayfamızda bulabileceksiniz.

Carlos (S. Muhammed) 26 Temmuz Hareketi ve Küba Devrimi’nden bahsediyor.

Orta sayfamızı bu hafta, İBDA yayınlarının kuruluşunun 35. sene-i devriyesi vesilesiyle, Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun yayınlanmış tüm eserlerinin bulunduğu bir grafik çalışmasına ayırdık.

Sinami Orhan, “Mirzabeyoğlu Mahkum Edildi: Cezanın Asıl Muhatabı Kim?” başlıklı yazısında siyasî bir tahlilin ardından memleketimizdeki hukuk faciasına temas ediyor.

Bu sayımızda, 15 Temmuz gecesi Çengelköy karakolu etrafında çıkan çatışmalarda şehid olan gönüldaşımız Halil Kantarcı’nın babası Ali Kantarcı ile yapmış olduğumuz bir söyleşimiz de bulunuyor.

Osman Temiz’in bu haftaki yazısının başlığı “İngiliz Aydınlanmasının Ana Karakteri Empirizm/Tecrübecilik Üzerine”.

Ayrıca dergimizde, sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Nice sayılarımızda görüşmek dileğiyle...

Allah’a emanet olun...