Selâm ile...
2019 yılında, ilki Ayasofya’nın müzeye çevrilme tarihi olan 1 Şubat’ta, ikincisi ise Yeni Zelanda’daki camiye düzenlenen terör saldırısına cevaben 16 Mart’ta olmak üzere, İbdacıların öncülüğünde iki büyük Ayasofya eylemi gerçekleştirildi. Bu eylemler gerek Batı’da, gerekse memleketimizde büyük yankı uyandırdı. Halkın haklı Ayasofya talebinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gündemine girmesine vesile oldu ve Erdoğan 31 Mart yerel seçimlerinden önce 24 Mart 2019 tarihinde “Ayasofya’yı cami olarak açabiliriz. Müze statüsünden çıkar. Zaten daha sonradan buraya böyle bir statü verildi. CHP zihniyetinin attığı bu adımı değiştiririz.” açıklamasında bulundu. Erdoğan bu açıklamayı yaptı yapmasına lakin mesele olduğu yerde kaldı. Açıklamanın ardından ne Ayasofya konusu gündeme getirildi, ne de Cumhurbaşkanının bu konu hakkında yaptığı açıklamaya dair adımlar atıldı. Dolayısıyla bir taraftan Cumhurbaşkanının sözü yerde bırakılırken, diğer taraftan da halkın haklı talebi, oligarşik düzenin kaypak zemininde sürüncemede bırakıldı.
 
Üstad Necip Fazıl Ayasofya konferansında, “Türk’ü yoktan var ettiğini iddia eden bir zümre ve (klik) zihniyeti, Ayasofya ile Türk vatanını, göklerdeki aslî ve hakikî vatanıyla beraber satmıştır.” diyor.
 
Hiçbir devletin bağımsızlığını kendi elleriyle kendisinden olmayanlara teslim etmesi düşünülemez. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu itibariyle Anadolu Batılılara manen peşkeş çekilmiş ve teslim edilmiştir. Ayasofya’nın müzeye çevrilmesiyle birlikte “sömürge hali” tescilli bir vaziyet almıştır. Bu milletin ruh köklerine zehir dökülmüştür. Kemalist zihniyet tarafından Ayasofya’nın müze yapılıp Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in duasını almış bir cihan hükümdarının bedduasının bu milletin üzerine çekilmiş olması da işin cabası. Bir Müslümanın kendi eliyle savaşarak kazandığını, kendi vatanında aslî hüviyetine döndürebilmek için mücadele vermesi zarureti bile doğrusu bir utanç vesilesi...
 
Ayasofya Türkiye’nin bağımsızlık sembolüdür ve Ayasofya’nın yeniden cami hüviyetine kavuşturulması mücadelesi, Müslüman Anadolu halkının şahsında, bütün bir İslâm coğrafyasının bağımsızlık mücadelesidir. Geçmişten bugüne dek Ayasofya için verilen kavga da bir bakıma bu bağımsızlığı yeniden elde edebilmek içindir.
 
Daha önce de defaatle gündeme getirdiğimiz gibi bu sayımızın kapağında Ayasofya mevzuunu işleyerek “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sözü Yalama Olmasın, Ayasofya Artık Açılsın!” manşetini attık.
 
“Cumhurbaşkanı’nın Sözü Ayağa Düşmemeli” başlıklı yazısında kapak mevzuumuzu işleyen Ömer Emre Akcebe, Ayasofya’nın kanunsuz bir şekilde müze olarak tutulduğunu, nitekim bunun Ayasofya’ya imam atamak suretiyle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından zımnen kabullenildiğini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözü istikametinde yetkililerce Ayasofya’nın bir an önce ibadete açılması gerektiğini belirtiyor.
 
Faruk Hanedar, “Maho Ağa, S400’ler ve Galoş Meselesi” başlıklı yazısında bir Kemal Sunal filmi üzerinden Türkiye’nin dünyanın merkezine meydan okumasını ve bu meydan okumanın muvaffakiyetle sonuçlanması için ne yapılması gerektiğine misal veriyor.
 
Vehbi Kara ile Ayasofya mevzuunu derinlemesine konuştuğumuz ve Mustafa Armağan’a 5816 sayılı kanun ve Ayasofya’nın halihazırdaki durumunu sorduğumuz söyleşileri dergimiz sayfalarında bulabileceksiniz.
 
Dr. Şakir Diclehan, “Yerini ve Yönünü Bulamayan Üniversiteler” başlıklı yazısında devletin eğitim politikasını tenkit ediyor ve akademik çevrenin içinde bulunduğu vahim vaziyetten bahsediyor.
 
Sinami Orhan “Aklını Başına Al Angara!” başlıklı yazısında, 1990’larda Müslümanların katkılarıyla cihad için ümmetin malı olarak kurulan; fakat “köşeyi döndükten sonra” Beyaz Türklere özenerek memleketin malını Batı’ya kaçırma hevesinin kurbanı olan sermayedarlardan bahsediyor.
 
Bahattin Yeşiloğlu’nun “Kurban Vesilesiyle” kaleme almış olduğu yazının yanı sıra Burak Kızıldaş Hoca ile yapmış olduğumuz söyleşi de dergimiz sayfalarında...
 
Çakal Carlos (S. Muhammed) bu hafta, Amerikan Başkanı Donald Trump’ın Venezüella çıkışı çerçevesinde Venezüella’nın durumunu değerlendiriyor.
 
Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.
 
Kurban Bayramınız mübarek olsun... Allah cümlemizi Kurban’ın hakikatine erişip, kendisine yakın olan kullar zümresine ilhak etsin...
 
Nice sayılarımızda görüşmek dileğiyle, Allah’a emanet olun...