Selam ile…
Yakın tarihimizi sansürleyen zihniyete atılan bu kaçıncı tokat. Aralık ayı başında Alman devlet televizyonunda yayınlanan bir belgesel programında dile getirilen çarpıcı ifadelerden bahsediyoruz. Söz konusu kanalda aynen şu cümleler kullanıldı:
 
“Mustafa Kemal Atatürk, Türklerin atası, geri kalmış Osmanlı Devleti’ninden batıya açılan modern bir Cumhuriyeti kuran kişidir o. Dini otoriteleri tasviye eden, kadını özgürleştiren, İsviçre’nin medeni kanunu, Almanya’nın ticaret kanunu, İtalya’nın ceza hukukunu anayasaya koyan kişidir. O yüzden Türkler için bir fenomendir. Hedeflerini gerçekleştirebilmek için şiddetten kaçınmayan, bu uğurda insanları katletmekten korkmayan, insan cesedi çiğneyen, kimyasal silah kullanımı tabu olmayan bir kişidir.”
 
Belgeselde, Atatürk imzasıyla Nazi Almanya’sından “20 ton zehirli gaz siparişi” kayıtlı 7 Ağustos 1937 tarihli bir belge de yer aldı. Ayrıca 2013’te Tunceli yöresinde kameraların kaydettiği kemik yığınlarının bulunduğu mağara görüntüleri verildi. 1937- 38 yıllarında Dersim’de, çocuk, kadın, ihtiyar demeden 13 binden fazla insanın zehirli gazla öldürüldüğü belirtildi.
 
CHP Gen. Bşk. Kemal Kılıçdaroğlu da, 2012’de Dersim gerçekleriyle ilgili şunları ifade etmişti;
 
“Eski yaraları kaşımak doğru değil ama bu gerçekler ortaya çıkmasın anlamında değil. 
Gerçekler ortaya çıkmalı, tarihçiler yazmalı, insanların kayıpları, uğradıkları haksızlıklar yazılmalı.”
 
Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu ise eşi hakkında şu bilgileri paylaşmıştı:
“Dersim’in çok acı bir tarihi var. Büyüklerimiz hep anlatırdı. Kemal Bey’in babası, 1938’den sonra sürgün edilmiş. Halası aileden 40 kişiyle birlikte götürülmüş. Derin izler bırakıyor tabiî. Öfkeleniyorsunuz. Hepsi öldürüldü.”
 
Haziran 2010... 1986 yılında, dönemin Malatya Emniyet Müdürü İ. Sabri Çağlayangil ile Yalova ziyaretinde Dersim olaylarını konuştuklarını anlatan Kılıçdaroğlu, hafızasına hayranlık içinde dinlediğini ifade ettiği Çağlayangil’in itiraflarını bir teyb ile kaydeder. Çağlayangil’in itiraflarında geçen şu son kısım çarpıcıdır;
 
“Neticeyi söylüyorum. Bunlar kabul etmediler, mağaralara iltica etmişlerdi. Ordu zehirli gaz kullandı. Mağaraların kapısının içerisinden bunları fare gibi zehirledi. Ve yediden yetmişe o Dersim Kürtlerini kestiler. Kanlı bir harekât oldu. Dersim davası da bitti. Hükümet otoritesi de köye ve Dersim’e girdi.”
 
Çağlayangil, yanı başındaki oğlunun idam edileceğini bilmeyen Seyit Rıza’nın zulüm tarihine geçmiş, idam sehpasındaki şu son sözlerini de aktarmıştır:
 
“Biz evlad-ı Kerbelâ’yız. Bihatayız. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir.”
 
Seyit Rıza’nın torunlarının eski avukatı CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün 1938 yılında yaşanan Dersim olaylarına dair, “Dersim’de katliam yapıldı ve Atatürk’ün bilgisi vardı.” ifadesini de ayrıca hatırlatırız.
 
Bugün, Almanların yaptığı bir belgesele ne kadar tepki gösterilse de, CHP’lilerin de kabul ettiği üzere Kemalizm’in tarihi zulüm ile yazılmıştır. Kapağımızda bu meseleyi işledik ve “İki Kemal, Bir Hitler ve Dersim!” manşetini attık ve sizler için Kemalist zulmü çeşitli veçhelerden ele alan bir sayı hazırladık.
 
Kapak mevzumuzu “Kemalist Vahşeti Kılıçdaroğlu Aydınlattı” başlıklı yazısında işleyen Ömer Emre Akcebe, Kemal Kılıçdaoğlu’nun 2010 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile girdiği polemikte, Dersim katliamında kimyasal silah kullanıldığını açığa çıkardığını ve bundan dokuz sene sonra bu silahların M. Kemal tarafından Almanya’dan sipariş edildiğinin ortaya çıktığını vurguluyor.
 
Bu sayımızda Üstad Necip Fazıl’ın, Son Devrin Din Mazlumları isimli eserindeki “Dersim” başlıklı yazısını da sizlerle paylaşıyoruz.
 
Dr. Vehbi Kara ile Alman devlet televizyonunda yayınlanan “Atatürk Alevileri Nasıl Öldürdü” başlıklı belgesel ile alâkalı bir mülakat yaptık.
 
Geçtiğimiz günlerde Üstad’ın “Put Adam” kitabını sattığı gerekçesiyle evine baskın düzenlenen ve kitaplarına el konulan Serdengeçtiler İlim ve Kültür Derneği Başkanı Uğur Türker, yaşadığı hadise ile alâkalı BARAN’a konuştu. 
 
Almanya’da ikâmet etmekte olan ve hadiseleri yakından takip eden Araştırmacı-Aktivist Erol Güler ile bir röportaj yaptık...
 
Av. Kerami Özdemir ile de kapak mevzumuz ile alâkalı olarak yapmış olduğumuz mülakatta Özdemir, Dersim katliamının sorumlusunun CHP olduğunu ifade ediyor ve Nazizm, Faşizm, Falanjzm ve Kemalizm’in benzerliklerine değiniyor.
 
Çakal Carlos (S. Muhammed), Bolivya’da darbe ile iktidardan indirilen Eva Morales’ten ve Bolivya’nın geleceğinden bahsediyor.
 
Bu hafta orta sayfamızda, 7 Aralık Cumartesi günü Eyüpsultan Meydanı’nda gerçekleştirilen Doğu Türkistan eylemini ve orada Doğu Türkistanlıların önde gelenleri ile yapmış olduğumuz mülakatları bulabileceksiniz. 
 
Sinami Orhan “Baltalar Elimizde/Biz Gideriz Heykele Hey Heykele” başlıklı yazısında 5816 garabetini gözler önüne seren Murat Vural davasını tüm teferruatıyla ele alırken, AHİM’in bu dava hakkında vermiş olduğu karardan da bahsediyor ve bu karara nisbetle herhangi bir grup toplanıp, ellerinde baltalar ile heykelleri yıkmaya kalkarsa devletin ne yapacağını soruyor.
 
Yavuz Süleyman, “Aziz Vatan’ın Küçük Kıyameti İslâm Harflerinden Latin Alfabesine Geçiş (1 Kasım 1928 Zulmü)” başlıklı yazısında “dil devrimi”ni eleştiriyor.
 
Ayrıca sizin için derleyip yorumladığımız haberleri de dergimiz sayfalarında bulabileceksiniz.
 
Nice sayılarımızda görüşmek dileğiyle...
 
Allah’a emanet olun...