Selâm ile...
Seçimler sonrasında hareketli ve yüksek tansiyonlu bir sürece giren Türkiye’de yoğun bir gündem varlığını sürdürüyor. İstanbul seçimleri, Ekrem İmamoğlu’nun mazbatası ve yangından mal kaçırırcasına giriştiği ilk icraatlar derken hafta sonu CHP’nin provokatör Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı bir şehid cenazesinde yediği dayak memleketin temel meselesi hâline geldi. Her fırsatta emperyalistlerin sadık uşakları olduğunu göstermekle kalmayıp bir de üstüne pişkin pişkin konuşanlara Müslüman Anadolu halkı gereken cevabı verdi. Bilhassa Osman Sarıgün’ün Kılıçdaroğlu’na attığı yumruk Müslüman Anadolu halkının CHP’ye karşı olan derin düşmanlığının aksiyon plânında tezahürü olarak sembolleşti.

CHP’liler liderlerine haddini bildiren halkı teröristlikle itham ederken, tabiî ki Stockholm sendromuna yakalanmış iktidar yanlısı “kendini bilmez” tipler de “provokasyon, şiddetin her türlüsüne karşıyız” türünden laflara sarılmakta gecikmediler. Elin oğlu emperyalizmin kucağındaki herkese kol kanat gererken bunlar kendi halkına sahip çıkma cesaretini gösteremedi. Kapağımızda temas ettiğimiz iki meseleden biri bu... 15 Temmuz gazilerinden Kazanlı Mustafa amcanın dediği gibi “Gorüyon Değ mi Türk’ün Gücünü!” dedik.
***
Diğer mevzumuza gelirsek; gıda fiyatlarındaki enflasyon malûm... Bilhassa tarım ürünlerindeki fahiş fiyatlar halkın tepkisini çekmeye devam ediyor. Bir yandan devlet de bu hususta çalışmalar yapıyor. Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim; her bakımdan adaleti temin edici, meselelere bütün fikir çerçevesinde yaklaşıcı tam entegre bir sistem tesis edilmeden hiç bir sorun çözülemez. Nitekim cumhurbaşkanlığı sistemine de bu maksatla geçildi; mevzu bahis istikamette politikalar geliştirilmesi ve İslâm’a nisbet eden bir nizama doğru yol alınması her bakımdan kurtuluş için zaruri... 
Geçtiğimiz günlerde, “Tarımda Milli Birlik Projesi” isimli bir proje yapılmış, bunun sunumu hazırlanmıştı. 25 Nisan’da bu projenin tanıtımı yapılacaktı ki, basında yer alan haberlere göre projenin tanıtımı, maması kesilecek tiplerin devreye girmesi neticesinde yapılan manipülasyonlarla engellenmiş. Tabii inşallah duyduğumuz bu haberler doğru değildir. Tarıma, üretimden tüketime bir standart ve plân getirmeyi, adil bir sistem tesis etmeyi öngören projenin, daha tanıtımının dahi yapılmadan engellenmeye çalışılmasını ve projeyi dergimizde işledik. Bu hususta “Tarımda Millîleşme Projesi ve Gayrı Millî Odaklar...” manşetini attık.
***
Dergimizin muhtevasına gelecek olursak;
Kapak mevzumuzu “Modern Kımıl Zararlısı” başlıklı yazısında işleyen Ömer Emre Akcebe, Türkiye’de sistemin, belli çıkar odaklarının menfaatine olacak şekilde nasıl tıkandığı ve yönlendirildiğini izah ediyor. Ayrıca dergimizin 12 ve 13. sayfalarında “Tarımda Millî Birlik Projesi”nin muhtevası hakkında bilgi veriyoruz.

Gerçek Hayat Genel Yayın Yönetmeni Kemal Özer, Türkiye’nin tarım meselesindeki manzarasını Baran okurları için değerlendirdi.

Kerim Bozdağ, “Doğsun Büyük Doğu!” başlıklı yazısında Türkiye’nin içerisinde bulunduğu şartları Ankara-Çubuk’taki hadiseler çerçevesinde değerlendiriyor.

Muzaffer Ayvalıoğlu, “Ah Be Dayı” başlıklı yazısında Kemal Kılıçdaroğlu’na attığı yumruk sebebiyle göz altına alınan Osman Sarıgün’den bahsediyor.

Faruk Hanedar, "Beceriksizlikle İhanet Arasındaki Çizgi" başlıklı yazısında Çubuk hâdisesi sonrası takınılan tavrı tenkid ediyor.

Eyüp Kılıç 31 Mart seçimleri sonrası ortaya çıkan atmosferi okurlarımız için değerlendirdi.

Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu’na seçimler sonrasında ortaya çıkan manzara ile hafta sonu Ankara’da yaşananları ve sonrasını sorduk.

Kâzım Albayrak, “İslam İnkılâbı, Biz Hazır Olduğumuz Zaman” başlıklı yazısında İslâm inkılâbının gerçekleşmesinin kendisine bağlı olduğu ehliyet ve liyakat şartlarının kuşanılmasının  ehemmiyetine dikkat çekiyor.

Osman Temiz’in, “Yürüyen Büyük Doğu İbda: Zaman Bendedir ve Mekân Bana Emanettir” başlıklı yazısı ikinci bölümüyle devam ediyor.

Oğuz Can Şahin, “Bir Acayip Mahlûk” başlıklı yazısıyla dergimizde.

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle...

Allah’a emanet olun...