Salih Mirzabeyoğlu, dergimizde tefrika edilen, dünya ve kâinat plânını farklı bir veçheden ve farklı bir üslupla ele alan eseri Ölüm Odası B-Yedi’nin 403. bölümünün alt başlığı "Derya'ya Karşı (Abdülhakîm Koltuğu) olan yazısında avukatı ve dava arkadaşı olan Harun Yüksel'den bahsetti. Onunla aynı dava içinde verdiği mücadeleye değindi.

İşte Salih Mirzabeyoğlu'nun yazısı:

HARUN YÜKSEL. (Baran dergisinin baskı öncesinde gördüğüm suretindeki Taziye, tamamdır: Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun Avukatı ve dava arkadaşı Harun Yüksel, Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve gönüldaşlarımıza sabr-ı cemil niyaz ediyoruz…

Yevmiye: “Elinizde bir takım bulunsa iyi olur!”… Müslüman gençliği ilk defa ismi ve cismiyle “Akıncı” diye sahaya indiren Gölge dergisinin çıkışında Üstadım, “Yumruk için yumruk tecrübeleri, olur şey değil!” diye kıymet biçerken, onunla beraberliğimizin sonunda Yevmiye’deki hükmü koydu…

Gölge-İlk çıkış. İlk nefha. İlk Akıncılar: 2041= 43: Haliç Kongre Merkezi-2014’te, birçok ilklere imza atmış bir çizginin hapishane faslından sonra, dışarıda olanlarla cismen buluşmam ve hapisten çıkmasını beklediklerime atfen “Adalet Mutlak’a” konferansımı vermem… Allah, hiç kimsenin hiçbir emeğini karşılığını bırakmaz; yaş itibariyle 3 nesil geçti ve göçenler göçtü, biri de Harun Yüksel…

Baran Dergisi’nden: 1 Şubat 1991. Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun Amerika karşıtı izinsiz gösterileri, başörtüsü ve Ayasofya eylemlerini tertib etmek ve İBDA-C adlı yasadışı İslâmî bir örgüt kurarak laik demokratik düzeni yıkıp Türkiye dahil bütün Ortadoğu’yu kapsayan federe bir İslâm Devleti kurmak için faaliyetlerde bulunmak iddialarıyla gerçekleştirilen “Panik Operasyonu” kapsamında gözaltına alınışı… Bir not: 17 gönüldaşıyla birlikte. 6 kişi, tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevine: Ben, Harun Yüksel, Mevlüt Koç, Ali Osman Zor, Süleyman Dal ve Bilâl Saylak…