Baran Dergisi 331. Sayı Önsözü: 

331. Sayı Önsözü:
Selâm ve Duâ ile,
Geçtiğimiz cumartesi günü Hatay ilinin Reyhanlı ilçesinde iki şiddetli paylama meydana geldi. Bu patlamalar neticesinde 50 kişi vefat ederken 100'ün üzerinde kişi yaralandı. Saldırıyı gerçekleştirenlerin kimler olduğuna dair devlet tarafından açıklamalar geliyor olsa da hâlen tam mânâsıyla bu işin ardında kim veya kimler olduğu bilinmiyor. Yalnız, patlayıcı düzenekte kullanılan RDX adlı plastik patlayıcı çeşidi saldırının arkasında illâki bir devletin varlığına dikkat çekiyor. 
Suriye'de yaşanan hadiseler ve bu hadiseler vesilesiyle Türkiye'nin millî politikalar üretmiyor olduğuna dikkat çekmek istiyoruz. NATO ülkesi olan Türkiye, iç veyahut dış politikada millî çıkarları gözetmesi icab ederken, bağlı olduğu müttefiklerinin çıkarlarını kendi milletinin ve milletiyle ortak paydada buluşanların çıkarlarından üstün görüyor. Suriye'de iki seneyi aşkın süredir devam eden halk ayaklanmasında Batı'nın Suriye'de İslâm Devleti kurulmasından yana olan çekinceleri hasebiyle hadise bir türlü sona erdirilemiyor.Hâl böyle olunca da büyüyen yangın Anadolu'ya kadar erişiyor. İnşallah bu saldırı ders olur da Bağımsız İslâm Devleti'ne olan ihtiyaç tam mânâsıyla idrak edilir ve yıllardır içinde bulunduğumuz gaflet uykusundan uyanmamıza vesile olur. 
Dergimiz kapağında bu konuyla alâkalı olarak "Millî Politikasızlığın Neticesi" diyoruz, kapak yazısını Ömer Emre Akcebe "Millî Politikasızlık" başlığı altında kaleme aldı.
Dergimiz kapağında Suriye meselesiyle alâkalı olarak millî politikasızlıktan bahsetmiştik. Aslına bakacak olursak, içeride de aynı manzara hâkim. Meselâ Türkiye'nin ekonomi politikası nedir? Bankalar batmayacak, batmamak içinde milleti dilediği gibi söğüşleyecek diye bir finans politikası olabilir mi? Peki, Batılı buraya gelsin benim işçimin eline üç kuruş versin de ne halt ederse etsin diye bir üretim politikası olur mu? Olmaz tabiî, yukarıda bahsettiğimiz çıkar zümrelerinin çıkarları nisbetinde her şey ayarlanmış vaziyette ve kimse de demiyor ki; "kardeşim bu ne?" Konunun bankacılık ve finans ayağını "Bankacılık Sistemi ve Faiz Fuhşu" başlığı altında Kâzım Albay değerlendirdi.
"Suriye'de CIA Komplosu" başlığı altında dergimiz yazarlarından Salim Muhammed - nam-ı diğer Çakal Carlos Suriye'deki durumu analiz ediyor. 
Geçtiğimiz hafta Kumandan Salih Mirzabeyoğlu'nun doğum gününü vesile ederek kendisinin içinde bulunduğu hukuksuzluğa dikkat çekmek için Bolu F-Tipi önünde buluşan gönüldaşlarımız evvelâ barikatla arından da kendilerine biber gazıyla durdurulmaya çalışıldılar ve bir çoğu gözaltına alındı. Konuyla alâkalı haber dergimiz muhtevasında yerini almıştır. Gönüldaşlarımızın gazaları mübarek olsun...
Diğer bir faaliyet olarak da Ahde Vefa Derneği'nin geçekleştirdiği "Doğu Türkistan - Zulme Karşı Kıyam" gecesi son derece güzel bir havada geçti. Doğu Türkistan'da kanayan yaranın şiddetine ve orada yaşanan hadiselerin nasıl âdeme mahkûm edildiğine dikkat çekilen geceyle alâkalı haberimizi dergimizde bulabilirsiniz.
Kumandan Salih Mirzabeyoğlu'nun haftalık olarak dergimizde tefrika edilen Ölüm Odası B-Yedi adlı eserinin 156. Bölümü olan "Sır İdrakı - Genc-i Gayb" başlıklı bölümü dergimizdedir. 
Dergimiz yazarlarından Reha Süvari Telegram etrafındaki araştırmalarına bu sayımızda da devam ediyor. Bu sayımızda Türkiye'de Telegram işkencesine benzer özellikler gösteren zihin kontrol metodlarından muzdarib olanların ifâdelerinin yer aldığı "Türk Zihin Kontrol Mağdurları: Hakan Korkmaz" başlıklı yazısı dergimizdedir. 
Nusret Çiçek'in Yeni Akit ve Adem Çaylak'ın Milat Gazetesinde yayımlanmış olan makalelerini önemine binaen iktibas ediyoruz.
Telif makaleler haricindeki haber yorumlarımızı dergimiz sayfalarında bulabilirsiniz. Şimdiden Regaib Kandilinizi tebrik ederiz, gelecek sayıda buluşmak ümidiyle selâmetle kalın...