Aden Körfezi ve Korsanlar
Gemimiz Kızıldeniz’i aşmış Babülmendep Boğazına gelmişti. Gemi personeli de ben de boğazı geçtikten sonra Aden körfezinde ne ile karşılaşacağımızı bilmiyorduk. Elden geldiğince korsanlara karşı tedbir almaya çalışıyorduk.

Şimdilerde uygulanan dikenli tel gibi önlemler o tarihlerde pek uygulanmıyordu. Aslına bakarsanız bu dikenli tellerin çok fazla bir caydırıcılık sağladığını da düşünmüyordum. Fakat talimatlar gereği ne isteniyorsa yapmaya çalışıyor, Aden körfezini kazasız belasız geçmek için çaba sarf ediyorduk. Bu nedenle hepimiz, makinacı, güverteci demeden bütün denizciler gözcülük yapıyor gece gündüz korsan teknesi görmeye çalışıyorduk.

Aden Körfezi'nde korsanlara karşı Koalisyon ülkelerine ait savaş gemilerinin koruduğunu iddia ettikleri bir koridor açılmıştı. Bu sayede bölgeden geçen bütün ticaret gemilerinin emniyetle Körfezden geçebileceği söyleniyordu. Fakat alınan tedbirler yeterli değildi ve korsan saldırıları hız kesmek bir yana daha da artmıştı.

Inmarsat uydu sisteminden aldığımız bilgilere göre 2009 yılında son üç ayda 184 korsan saldırısı rapor edilmiş ve saldırılar sonucu 54 gemi korsanlar tarafından ele geçirilmişti. Elbette rapor edilmeyen saldırılar da bulunmaktaydı ve belki de bunlardan bazıları yine korsanlar tarafından kaçırılmış olabilirdi. Saldırılar dehşet verici olarak nitelense de, asıl dehşet verici olan bu insanları korsanlığa zorlayan sömürgeci uygulamalardı. Esasında korsanlar da malûm sömürgeci devletlerin kendilerini düşürdükleri hâl sebebiyle korsanlık yapıyor ve hem bir nevi intikam alıyorlar, hem de hayatta kalmaya çalışıyorlardı.

Ticaret gemilerinden bir konvoy oluşturmaları istenmişti. Biz de bu talebe uygun olarak aynı sürate sahip üç gemi bir araya geldik ve konvoyumuzu meydana getirdik. Birleşik Arap Emirlikleri'nde bulunan Korsan Önleme Kontrol Merkezi'nin tavsiyeleriyle üçlü bir konvoy oluşturduk ve bu şekilde yolumuza devam etmeye başladık.

Uzunluğu 400 mil genişliği 5 mil olan bir koridoru güya içlerinde bir Türk gemisinin de bulunduğu Koalisyon Savaş Gemileri koruyordu. Bu koridora girmekten başka yapabileceğimiz bir şey yoktu. Nitekim çaresiz olarak Korsan Önleme Merkezi'nin tavsiyelerine uymak zorunda kalmıştık.

Bu koridor aslında bizden çok korsanların işine yarıyordu. Zira kaçırmak istedikleri gemileri koskoca körfezde değil de sınırları herkes tarafından bilinen belirli bir koridor içinde buluyorlardı. Nitekim girişimizden sonra daha ilk saatlerde “Titan” isimli bir Yunan gemisi kaçırıldı.

Bu olay gemiciler gibi benim üzerimde de çok moral bozucu oldu. Zira kaçırılan gemi kaptanı telsizden yardım istemiş, korsanların gemiye çıktıklarını söyledikten bir iki dakika sonra telsiz yayını susmuştu. Birkaç mil önümüzde cereyan eden korsan saldırısı başarılı olmuş bu olayı Horizon 1 adlı bir Türk gemisinden duyabilmiştik.

Korsan saldırılarının en çok yaşandığı bir zamanda Aden körfezinden geçiyorduk ve işler hiç de iyi gitmiyordu. Henüz “yaz musonları” başlamamıştı. Muson fırtınaları korsanlar için çok caydırıcıydı çünkü Aden körfezi bu fırtına mevsiminde sert “lodos” rüzgârları ile dolar küçük tekneler için çok tehlikeli olurdu.

Birkaç mil önümüzde olan bu hadise tabiî olarak bizi de tedirgin etti. Silahlı birkaç kişi gemiye tırmanmış ve hiçbir karşı tedbiri olmayan denizcileri etkisiz hale getirmişti. Yıllarca askerlik yapmış ve hemen hemen her türlü silâhı atış yaparak kullanmış birisi olmama rağmen bu durumdan fena halde rahatsız olmuştum. Aynı şey her an benim de başıma gelebilirdi ve esir alınabilirdim.

Allah’a çok şükür saldırıya maruz kalmamıza rağmen kurtulmayı başardık. Lâkin Horizon 1 gemisi yaklaşık üç ay sonra tekrar saldırıya uğrayacak ve korsanlar tarafından ele geçirilecekti. Kısaca Aden Körfezi bütün denizciler için berbat bir hâle gelmişti.

Seyrimize geri dönelim ve neler olduğunu anlatayım. Bölgedeki gemiler içinde en verimli olarak bizim telsizimiz çalışıyordu. Nitekim telsizimiz sayesinde Türk savaş gemisine ulaşma imkânı bulduk.

TCG Giresun son sürat ile konvoya eskort yapmak üzere bize yaklaşacağını bildirmişti. Nitekim birkaç saat sonra konvoyumuza katıldılar. O ana kadar konvoya rehberlik ediyordum. Askeri dilde kullanılan ifadesi ile “pivot” gemiydik. Gemilerin süratini ayarlıyor konvoyla beraber hareket etmeyi sağlıyorduk.

Diğer Türk Ticaret Gemisi (Horizon 1) ve Türk Firkateyni ile birlikte şimdi beş gemi olmuş ve koridorda ilerlemeye devam ediyorduk. Bu arada korsanlar tarafından ele geçirilmiş olan Yunan gemisi Titan’a yaklaşmıştık. Hemen yanı başımızdan geçerek Somali sahillerine doğru ilerlemeye devam ediyordu. Kaçırılan gemi personeline zarar gelmemesi için kimse bir müdahalede bulunamıyordu.

30 yıllık denizcilik hayatımda hiçbir zaman böyle bir durumla karşı karşıya kalmamıştım. İskele baş omuzluğumuzdan geçen M/V Titan, korsanların elinde ağır yolla ilerliyor biz de öylece bakıyorduk.  

Aynı akıbete uğramamak için makine personeli dâhil olmak üzere herkes gözcülük yapıyor bulabilirsek korsan teknesini görmeye çalışıyorduk. Bu şekilde koridor üzerindeki ilk gecemizi geçirmiş olduk. Ne de olsa konvoyumuzu savaş gemisi koruyordu. Tedirgin olsam da gece uyuma imkânı bulabilmiştim.

Sabah gün doğmadan biraz önce vardiya zabitinin telefonu ile uyandım. Önümüzdeki konvoy gemisi (Grand Glory) ani bir şekilde dönüş yapmıştı. Köprüüstüne çıktığımda korsan teknesi ile yüz yüze geldim. 7–8 metre boyunda ahşap bir tekne hızla üzerimize geliyordu.

Derhal dümeni ele alıp iskele alabandaya bastım. Köprüüstünde herkes şaşkındı. Bu arada dümeni vardiya zabitine verip telsizle durumu Türk savaş gemisine bildirdim. TCG Giresun, hızla bize doğru yaklaşmaya başlamıştı. Telsizdeki zabit, endişe etmememizi zira bir helikopterin şu anda havalandığını söylemişti.

Gerçekten de kırlangıca çıktığımda, bu insanların korsanlık yapmasına sebep olan devletlerden ABD’nin bir helikopterini gördüm. Helikopter üzerimizden geçti ve sancağa doğru yaklaşık 1000 gomina (yarım mil) mesafedeki  korsan teknesinin üzerine yöneldi. Askerî müdahale neticesinde saldırı püskürtüldü ve korsanlar etkisiz hâle getirildi.

Doğu Afrika’da Batı’nın barbar yüzünü gösteren hadiselerden biri olan korsanlığın yayılma sebeplerine gelecek bölümde değinmeye çalışacağız.

Baran Dergisi 527. Sayı