Bugün 23 Şubat2019, tam bir ay önce, 23 Ocak’ta Guaido, kendisini Venezüella başkanı olarak ilan etti. Bu açıklamadan sonra Amerika Venezüella’ya her türlü yardımı yapmaya başladı. Tabiî ki değişik şeyler de yaşanmaya başladı. Açıklamadan bir hafta sonra Trump, yardımların Venezüella’ya girmesine engel olunması durumunda ülkeye bir Amerikan müdahalesi yapılabileceğinden bahsetti. 

23 Ocak 1958’de yaklaşık on sene boyunca Venezüella’da devlet başkanlığı yapan general Marcos Peres Jimenez ülkeyi terk etmişti. Kendisi babamın uzaktan akrabasıydı, fakir ve vatansever bir aileden geliyordu. Venezüella’da diktatörlük rejimleri 1948’de başlamıştır. 18 Ekim 1945’te, Rómulo Betancourtbenim büyükannemin babası olan Mirandalı Isaías Medina Angarita’dan hükümeti devraldılar. Angarita, Amerika tarafından iktidardan indirildi. Üç gün süren mücadeleden sonra ordunun bütün generalleri etkisiz hale getirildi ve rütbeleri söküldü. Son derece utanç verici bir durum. Betancourt’dan sonra ise Rómulo Gallegosbir diktatör olarak iktidarı devraldı. 

Her neyse, 27 Ocak 1958 ve sonrasına gelmek istiyorum. On yıldır iktidarda olan askerî cuntanın yaklaşık altı yıl idareyi elinde bulunduran lideri Marcos Pérez Jiménez olaylar sebebiylediktatör başkan görevinden ayrılmaya karar verdi. Çünkü kanlı bir iç savaş çıkmasını istemiyordu. Kendisine üç suikast teşebbüsünde bulunuldu ve üçü de başarısız oldu. 

Jimenez, kötü bir adam değildi, gücü olmasına rağmen insanların ölmemesi için ülkeyi terk etmesi bunu gösteriyor. Venezüella Askerî Akademisi’nden yetişmiş iyi bir insandı. Benim amcam da onun bir subayıydı, babam da aynı şekilde resmî bir görevliydi. Bir diktatördü ve Amerika ile iyi ilişkiler geliştirmeye özen gösteriyordu. Ülkeyi ekonomik olarak iyi bir duruma getirdi ve kalkınma hamleleri yaptı; petrol gelirleriyle gerçekleştirdiği bu bina, yol, köprü vesâir yatırımlardan etrafındakiler faydalanıyordu ve kendilerine maddi çıkar sağlıyordu. Venezüella toplumu ve şirketler onun aleyhine çalışıp iktidardan indirilmesini istiyordu, o da insanların ölmesini istemediği için iktidarı devredip ülkeyi terketmeye karar verdi.

Zaten Amerikan desteğine rağmen ortaya çıkan şartlar altında Jimenez’in iktidarda kalması da çok zordu. Ona karşı gerçekleştirilen ayaklanmalar Venezüella toplumu tarafından ilgi görüyor, şirketler tarafından destekleniyordu. Ve o da insanları öldürmek istemiyordu. 23 Ocak 1958’de ülkeyi terk etti. Diktatör Jimenes’in devrilmesinin ve diktatörlüğün düşüşünün üzerinden tam 61 yıl sonra bugün Venezüella’da yeni bir diktatörlük inşa etmek istiyorlar. Hükümetin bir takım hatalar yaptığı doğru; fakat en önemli sebeplerden biri uluslararası arenada yalnız olması. Öte yandan Venezüella hükümeti insanların ve devletin haklarını savunan, arkasında halk desteği olan bir hükümettir. Buna rağmen rüşveti engelleyemedi, yolsuzluklar patladı ve birçok yatırım başarısızlığa uğradı. Venezüella’daki sıradan insanların büyük çoğunluğu ülkenin hangi aşamalardan geçerek bu hâle geldiğini, diğer ülkeleri, hükümetin yaptığı hataları ve sorumlularını bilmiyorlar. 23 Ocak 1958’de Venezüella’da ilk demokratik yumruk atılmıştı. O sebeple bu tarih önemli.

Ne kadar ironik, dünyanın yer altı kaynakları bakımından en zengin ülkesi olan Venezüella’ya 27 Ocak’tan bir ay sonra yardımsever (!) ülke ABD’nin gönderdiği yardımlara el konulduğundan bahsediliyor. Kolombiya’dan Venezüella’ya sürekli açıktan bir takım saldırılar gerçekleşiyor. Bu sebeple Kolombiya sınırı, kapalı tutulan sınırlardan. Askerî hapishaneden ulusal muhafızlar tarafından salınan bazı mahkûmların Kolombiya sınırına hareketi var. İçeriden bir takım hain tipler türüyor. Durum gittikçe daha tehlikeli olmaya başlıyor. Venezüella hükümeti bir çok hata yaptı ve yapmaya devam ediyor. Niçin dışardan gelen yardımları reddettiler? Ülke daha kötüye gitti, bence yardımları kabul etmelerinde bir mahsur yoktu. Eğer onlar sana yardım gönderiyorsa, yardımları kabul etmelisin. Hangi ülkeden olursa olsun problem olmamalı. Herşeyi kontrol etmeli, kendi kontrolün altında sınırlarında yardımları kabul etmelisin ve bu yardımları vatandaşına aktarmalısın. Bu durum bir takım avantajlar sağlayabilirdi. Çünkü insanlar bu yardımlara ihtiyaç duyuyor. 

Bazı akrabalarım var, fakir olmamalarına rağmen ülkede yiyecek bulmakta zorlanıyorlar. Bu olanlara inanamıyorlar. Bu yüzden, bazı şeylere daha ılımlı yaklaşmak gerekiyor. Elbette bilgimiz dahilinde konuşuyoruz, biz neler olduğunu tam olarak bilmiyoruz. 

Brezilya’da da enteresan şeyler oluyor. Onlar askerî bir operasyonun yapılmasına kesinlikle karşı çıkıyorlar. Bolsanaro gibi ikiyüzlü ve kriminal birisinin varlığına rağmen birçok insanın öldürülmesinden sorumlu olmak ve şiddete izin vermek istemiyorlar. Fakat yine de inanamayız, şimdilik panikle karşı çıkıyor olabilirler. 

Kolombiya’da ise aptal bir başkan var. Yaptığı anlaşmalarla, Kolombiya’yı bağımlı bir hale getirdi. Ülkede hergün cinayetler oluyor ve durumun iyiye gideceğini düşünmüyorum. 

Ümid ediyoruz, Venezülla hükümeti, iyi manada şeyler yapmaya başlayacak. Amerika’da Venezüella’dan kaçan 11 diplomatik personel var. Başkan Chavez’den sonra geçen 19 yılda dışişleri servisi hiçbir şekilde temizlenemedi. 20 yıl içinde bakanlıktaki rüşvetler ve ahlâksızlıklar ortadan kaldırılamadı. Ben bir Venezüellalıyım, buna rağmen Chavez benim için sembolik bir diplomatik pasaport ayarlayamadı. Çünkü dış ilişkileri hep başkaları tarafından kontrol ediliyordu. Bilhassa, ajan ve hain Lambertistlerden bahsediyorum. Bunlar devrimin karşısındadır. Amerikalılar çıldırmış bir vaziyette Venezüella’ya saldırıyor. Amerikan askerlerinin doğrudan gireceğini sanmıyorum; ama peşini de bırakmayacaklardır. Rejim karşıtı başka silahlı unsurları devreye sokacaklardır. 

Şiddet yanlıları sokakta boy gösteriyor. Yabacı servisler bunları manipüle ediyor. Ben durumla ilgili olumsuz görüş belirtmek istemiyorum. Umuyorum ki, Venezüella’da şiddetli bir savaş başlamayacak. Fakat Venezüella’da milyonlarca silahlı insan olduğunu da unutmamak lâzım. Konuştuğum birçok kişi de bunu onaylıyor. Allah Venezüella halkına yardımcı olsun. Maduro ve etrafındaki insanlara yardımcı olsun.
 
23.02.2019 

Baran Dergisi 633. Sayı