Selam ve dua ile…

Bu hafta kapağımızı on beş senedir hukuka aykırı bir şekilde cezaevinde esir tutulan İBDA Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’na ayırdık. Dile kolay, on beş senedir hapiste tutuluyor ve “suçu” İslâm Ümmetinin dertlerini kendine dert edinmesi, hak ve halk düşmanı 28 Şubatçı gürûhun baş düşmanı olması…

Bu mevzuya uzun yıllar sesini çıkarmayan ve görmezden gelen mevcut hükümetin, geçtiğimiz seneden itibaren bir çözüm arayışına girdiği görülüyor. On yıl sonra böyle arayışa girmenin ayıbı bir yana, bugün bu mevzuda hükümetin “samimi” bir görüntü çizdiğini ve iyi niyetli çalışmalar yapmak istediği görülüyor. Bu söylediklerimiz işin sadece bir kısmı… Diğer kısmına gelince, Türkiye’de seçimle başa gelmenin “iktidar olmak” demek olmadığını da bu vesile ile rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bir diğer husus ise,C kurulması ile birlikte devletin mühim kademelerine yerleşmiş ve çöreklenmiş Kemalist zihniyetin bugün evrilerek İsrail-Amerikan destekli sözde cemaat ehlinin zihniyetine dönüşmesidir.

Tüm bu iktidar ve çıkar çatışmalarının ortasında fikrinin, kavgasının, davasının; yani İslâm Ümmetinin istikbali için zindanlarda ömür tüketen Salih Mirzabeyoğlu, bu memleketin namusudur, vicdanıdır.

Bu mevzu ile alakalı kapak yazımızı Ömer Emre Akcebe kaleme aldı.

*

Dergimizin yayına hazırlandığı sırada haber kanallarına önemli bir haber düştü. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı rüşvet ve yolsuzluk iddiasıyla İçişleri Bakanı, Ticaret Bakanı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlarının çocukları, yakınları ve özel kalemleri başta olmak üzere sektörün önde gelen inşaat şirketlerinin sahipleri ve Fatih Belediyesine operasyon yapıldı.

Gelen haberlerden ve tutumlardan anlaşıldığı üzere hükümetin ve Başbakan'ın başlayana kadar böyle bir operasyondan haberi yoktu.

Şimdi yolsuzluk ve rüşvet gibi yüz kızartıcı iddialar Türkiye'deki hükümetler bakımından her zaman sarsıcı olmuşlardır. 28 Şubat döneminde hükümete karşı bu ve buna benzer bir sürü girişim olmuştur. Burada eğer ki alınmış rüşvet ve yapılmış yolsuzluk varsa bunun hesabının mutlaka sorulması gerekir lâkin bu operasyonun zamanlamasına, konjonktüre bakıldığında niyetin üzüm yemek değil bağcı dövmek olduğu söyleniyor...

Konjonktür derken; Füze ihalesi, Kuzey Irak ile yapılan petrol anlaşması, Çözüm Süreci, Millî Savunma Sanayi'nin gelişmesi, Koç Grubuna yapılan malî operasyonlar, Gülen Cemaatinin dershanelerinin kapatılması ve devletin zihniyetinin değişime doğru sürüklenmesi Batılıları rahatsız ediyor.

Sivil ve Askerî bürokrasi içerisine çöreklenmiş olanların tasfiye edilmesi hususunun uzun zamandır altını ısrarla çizmemize rağmen hükümet bu konuda herhangi bir adım atamadı. Çözmezse çözüleceğinin de ısrarla altını çizmemize rağmen maalesef hükümet bu hususta seyirci kalmayı yeğledi.

Hükümet artık bürokrasideki millete taban tabana zıt zihniyetle acilen hesaplaşmalı ve bu sorunu çözmelidir. Çözmezse, çözüleceği hususunu herhalde tekrar tekrar ihtar etmeye lüzum yoktur...

*

Bu arada Bangladeş’te idam edilerek şehid olan Abdulkadir Molla göstermiştir ki, zalime karşı dik durulmadan ve bedel ödemeden zafer kazanılmaz! Ayrıca D. Türkistan’dan son gelen haberlere göre on beş şehid var… D. Türkistanlı kardeşlerimizin, iki Çinli polisi de öldürdüğünü sizlere müjdeleyelim.  

28 Şubat Platformu Başkanı Av. Reşat Petek ile gerçekleştirmiş olduğumuz söyleşi dergimizde…

Yazarımız Salih Muhammed (Carlos), bu hafta “ABD niçin İran’a yakınlaşıyor” başlıklı yazısını sizlere sunuyoruz.

Dergimizde her hafta sizler için yorumladığımız “Hasta Adam Batı” başlıklı haber yorumlarımızı da dergimizde bulabilirsiniz.

Yazarımız Şükrü Sak’ın, Milli Gazetede yayınlanan röportajını dergimizde iktibas ediyoruz.

Sezai Dilbilen “Kartondan cemaat, mukavvadan hükümet” başlıklı yazısı dergimizde...

Mütefekkir Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun her hafta tefrika ettiği Ölüm Odası B-7, bu hafta “Dabbetül Süvari” alt başlığı ile dergimizde…

Kâzım Albay,  “Ehli Sünnetin üstünlüğü ve mezhepsizlerin çapulculuğu” adlı başlıklı yazısını sizlere sunuyoruz.

Prof.Dr. Nevcdet Tosun’un Yeni Akit Gazetesine vermiş olduğu röportajı Kâzım Albay’ın yazısına binaen iktibas ediyoruz.  

Arka kapağımızda ise Bangladeş hükümeti tarafından şehid edilen, Cemaati İslamiye lideri Abdulkadir Molla’nın posterini, “Yolu yolumuzdur” sloganı ile sizlere sunuyoruz.

Haber yorumlarımız ve diğer içeriklerimiz ile bu haftanın muhtevasının özeti böyle… Haftaya görüşmek üzere… Allah’a emanet olun. İntikam hissiniz daim olsun.