Selam ve Dua ile...
Bildiğiniz üzere geçen hafta 22 Temmuz
Salı akşamı, Kumandan Salih Mirzabeyoğlu,
avukatlarının İstanbul 14. Ağır Ceza
Mahkemesi'ne yaptığı yeniden yargılama başvurusunun,
"tutuklu kaldığı ve infazda geçirdiği
sürenin uzun olması ve ileride telafisi güç
mağduriyetlere yol açacağı ihtimali" dikkate
alınarak kabul edilmesiyle Bolu F-Tipi
Cezaevi’nden tahliye oldu. Biz de dergimiz
yayına hazırlandığı sırada gelişen bu çok önemli
hâdiseyi bir son dakika haberi olarak kapağımızdan
duyurmuştuk. Fakat bu hadiseyi geniş
bir biçimde sizlere aktaramamıştık. Bu hafta
kapağımızı bu mevzuya ayırdık.
Türkiye'de Müslümanlara yapılan zulümler,
28 Şubat süreci ve tüm hukuksuzluklar herkesin
malûmu... Bu hukuksuzlukların birikerek
toplandığı davalardan birisi de, artık herkesin
bildiği üzere Salih Mirzabeyoğlu'nun tutuklanma
süreciyle başlamış ve eski 6 No'lu
DGM'nin kendisini "anayasal düzeni silah
zoruyla değiştirmek" suçlamasıyla idama mahkum
etmesi ile neticelenmişti. Yani
Türkiye'deki mevcut hukuk bir Müslümanı,
Müslüman olduğu için "hukuk"u hukuksuzluk
kılıfına sokarak idam sehpasına yollamaktan
çekinmemişti... Yine medyada defalarca herkesin
gördüğü üzere kendisine verilen -ve kendisinin
"benim için şereftir" dediği- idam cezasının
ardından Mütefekkir Salih
Mirzabeyoğlu'nın "tiyatro bitti" dediğini tekrar
hatırlatalım. Gün geldi, şartlar değişti, tek yönden
esen rüzgarlar farklı farklı yönlerden
esmeye başladı ve neticede hukuksuzluğa karşı
direnen, hakkını-hukukunu aramayı kendi
dininin vazifesi bilen ve bu memleketin selameti
için gerçekten uğraşan sembol şahıs,
mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu serbest bırakıldı.
Bu mevzuda en başa çekilmesi gereken
husus, Salih Mirzabeyoğlu'nun cezaevinden
çıkışından sonra da söylediği gibi "hukuksuzluğun
bir çok safhada hâlen devam ettiği" meselesidir.
Elbette bu bizim her zaman, yeri geldikçe
ve ısrarla ele alacağımız mevzular arasındadır...
Bizce Salih Mirzabeyoğlu'nun şahsında
yapılan hukuksuzluklardan, yanlışlardan çıkarılması
gereken ilk ders, bir memlekette hukuk,
adalet, nizam, kanun ve o memleketi ayakta
tutan gelenek ve görenekler ne kadar ayaklar
altına alınırsa alınsın, neticede kazanan her
zaman Hakk'ın tarafını tutanlar, Hakk'a tabi
olanlar ve "din-i mübîn-i İslâmın gayretidir
gayretim" diyenler olacaktır!
Şunun altını da ehemmiyetle çizmek gerekiyor
ki; Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu Büyük
Doğu İBDA Fikir Sistemi'nin mimarıdır ve
çürüyen "Yeni Dünya Düzeni"ne karşı yeni bir
sistem teklif eden, yeni bir estetik anlayış getiren,
yeni bir kültür hamlesi va'zeden bir şahsiyettir.
Yani, Salih Mirzabeyoğlu'nun serbest
bırakılmasıyla herşey bitmedi, herşey yeni başlıyor...
Kimsenin haberi olmamasına rağmen
Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu'nun serbest
bırakılmasının ardından, gerek bir anda toplanan
100 araçlık konvoy olsun, yüzlerce insanın
onun bulunduğu yere doğru akın etmesi olsun,
bir anda sosyal medyada Türkiye gündemine
oturması, bir çok televizyon kanalının bu haberi
duyurmak için yayınlarını kesip canlı yayına
geçmeleri Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu ve
fikrine olan teveccühü göstermiştir. O güne
ait, bizzat bizim şahit olduğumuz şu notu da
sizinle paylaşalım ki, hâdisenin duyulmasının
ardından dergimize ait sabit ve cep telefonu
yüzlerce kişinin bir anda aramasıyla kilitlendi...
Baran Dergisi olarak çıktığımız günden
bugüne söylediğimiz ve yine söylemeye devam
edeceğimiz gibi, "hak ve hakikat karşısında hiçbir
kuvvet galip gelemez Allah'ın izniyle...
Söylediğimiz gibi bu sayımızdaki kapak
mevzumuz bu hâdise etrafında olacak ve bu
sürecin ana hatlarla nereden başladığı ve nereye
doğru kıvrıldığına dâir yorum ve yazılarla
desteklediğimiz ve Salih Mirzabeyoğlu'nun
serbest bırakılmasına dâir haberleri derleyip
toparladığımız bir sayı oldu.
Kapak mevzumuzla alakalı olarak Ömer
Emre Akcebe “Yılanlı Kuyudan Tahliye” ve
Fatih Turplu “Türkiye İçin Yeni Bir Milâdın
Tarihi: 22 Temmuz 2014 -Mütefekkir Salih
Mirzabeyoğlu’nun Cezâevinden Çıkışı-” ve
Sezâi Dilbilen “Tutsak Edildiği Hücreyi Üniversiteye
Çeviren Bilge” başlıklı yazıları kalem
aldılar.
Gülçin Şenel Ramazan ayının başında Bolu
F-Tipi Cezaevi önünde kurulan
“Mirzabeyoğlu’na Özgürlük Kampı”nın ve tahliyenin
ardından intibâlarını sizlere aktarıyor.
Yine Fatma Doğan Mütefekkir Salih
Mirzabeyoğlu’nun özgürlüğü için çaba harcayan
İBDA fikir hareketi içindeki hanımların
ehemmiyetinden bahsediyor.
Bir başka gündem maddesi hepimiz malûmu...
İsrail, Gazze’de Müslümanları katletmeye
devam ediyor. Diğer taraftan Hamas’ın direnişi
ise İsrail’i köşeye sıkıştırmış durumda... Carlos
(Salim Muhammed)’in bu haftaki yazısının başlığı
“İsrail Saldırısına Karşı Gazze Direnişi”...
Bu mesele ile alakalı olarak haber yorumlarımızı
ve değerlendirmelerimizi dergimizde bulabileceksiniz.
Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun her
hafta Baran Dergisi’nde tefrika edilen yeni
eseri Ölüm Odası B-Yedi’nin 119. bölümünün
altbaşlığı “Sayılar-Harfler”...
Sezâi Kırlangıç’ın “Devlet Müslümanlar İçin
Zarurettir; Devlet Yoksa...” ve Fatih Pınar
“Estetik İdrakı” başlıklı yazılarını da dergimiz
sayfalarında bulabileceksiniz...
Bu haftanın muhtevası böyle... Gelecek sayımızda
görüşmek üzere... Allah’a emanet olun...