Selâm ve duâ ile…

Bilindiği üzere 25 Ocak 2000 senesinde dönemin siyâsî ve askerî otoritesi tarafından Metris Cezaevine gerçekleştirilen “Noel Baba” saldırısından sonra üstüne bir de dâvâ açılmış ve mahkeme asker tarafından saldırılan mahkûmlara hapis cezası vermişti... Ardından bu mahkemenin yenilenmesi başvurusu kabul edildi; fakat bu sefer de “tutuklu yargılanma” gibi utanç verici bir yargı kararı uyduruldu. Bu hafta da, Bandırma Cezaevinde gerçekleştirilen Noel Baba saldırısı neticesinde verilen kararın yenilenmesiyle ilgili başvuru reddedildi. Hükümetin bu mahkeme kararlarıyla alâkalı iyi niyetli olduğunu anlıyoruz; fakat iş nihayetinde şuraya dayanıyor: Kangren olan kol pansumanla tedavi edilemez. Bizim tarih boyunca süren hâkimiyetimiz ve bağımsızlığımız adalet üzerine bina edilmişken, “Yeni Türkiye”den bahsedenlerin en öncelikli meselesi hukuk, adalet ve yargı olmalıdır… Düne kadar Kemalist kesim adına hüküm kesen mahkemeler, bugün Kemalistlerin yerine atanan “fitneci cemaat” adına aynı işi yapıyor ve hem seçilmiş Cumhurbaşkanı hem de hükümet bu işe seyirci kalıyorsa, bu milletin verdiği oyların hakkı ödenmiyor demektir. Millet bu teşekküller karşısında hükümeti her seferinde artan oy oranıyla destekliyor ve ama seçilenler hâlen tereddüt ediliyorsa bunun bir hesabı muhakkak olacaktır. Artık günübirlik politik hesaplar bir kenara bırakılarak kangren olmuş bu kol ivedilikle kesilip atılmalıdır. Aksi hâlde “Yeni Türkiye” diye kamuoyuna lanse edilen vizyon ve misyon, tarihin tozlu sayfalarında kalan hayâlî bir hikâye olur.

Kapağımıza dönecek olursak; cemaat kendi zaviyesinden hayatta kalma mücadelesini sürdürüyor. Yaşlı insanlarda olur ya hani; “bak ben hâlâ hayattayım” demek için boylarını aşan işlere teşebbüs ederler. İşte cemaatte hâlâ hayatta olduğu mesajını vermek adına boyunu aşan işlere kalkışıyor. 25 sene boyunca Kemalistlerin yerine hazırlanan, hedefinde bütün İslâm âleminin itikadını iğdiş etmek olan projenin bir-iki günde silinip gitmesi zaten beklenemez. Burada önemli olan nokta, işlenmiş çeşitli cürümlerin adresi noktasındaki büyük bir kafa karışıklığının ortadan kalkmasıdır. Cemaat ile eski Kemalist-Ergenekoncu kafanın tasmasının aynı el tarafından tutulduğu anlaşıldığı vakit kafalardaki soru işaretleri aydınlanacak ve daha sağlıklı bir mücadele gerçekleştirilebilecektir. 

Cemaatin tabanına dönecek olursak; bu zamana kadar bu konuda hep itidal üzere davrandık ancak artık gelinen noktada hâlen Sevilay Yükselir hanım'ın güzel tabiriyle "sakalsız ve çetesine" itibar ediliyorsa artık herkesin oturup kendi muhasebesini yapmasının zamanı gelmiş demektir. Bunca badireden sonra hâlâ sakalsıza ve çetesine itibar edenlerin de masumiyetinden bahsedilemez. 

Bu haftaki sayımızda biraz evvel belirttiğimiz “kafa karışıklığı”ndan kurtulmak için “Efendiler ve Uşakları” manşetini kullandık kapağımızda. Kapak yazımızı Ömer Emre Akcebe kaleme aldı.

Avukat Müşir Deliduman’la Bandırma Cezaevi Dâvâsı ve Türkiye’deki  “hukuk” üzerine kısa bir tele-söyleşi gerçekleştirdik. 

Fransa’da müebbet hapse mahkûm devrimci Müslüman Salim Muhammed -İlich Ramirez Sanchez, nam-ı diğer Çakal Carlos, bu hafta IŞİD ve Amerika’nın yeni kurduğu koalisyonu işliyor.

“Nasılsa Olacak Olandan Payını Al” başlıklı yazı, neredeyse 20 senedir cezaevinde yatmakta olan Ethem Köylü’ye ait. 

Yazarlarımızdan Gülçin Şenel, “Cahit Zarifoğlu: Çocuk Ruhlu Genç Şair” başlıklı yazısıyla Zarifoğlu’nu anlatıyor. 

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun kaleme aldığı ve bu haftaki alt başlığı “Mehdî (Dil Atlası)” olan Ölüm Odası B-Yedi dergimizde, her zamanki kendine ait bölümde.  

Önsözün başında belirttiğimiz Bandırma Cezâevi'ne gerçekleştirilen Noel Baba operasyonu etrafında topladığımız haberleri dergimizde bulabilirsiniz.

İşgalci İsrail, kâfir Çin ve Somali’deki durumların haberleri ve her hafta dergimizde yayımlanan “Hasta Adam Batı” başlıklı haber yorumlarımız ve diğer dünyadan haberlerimizle bu haftanın muhtevası böyle…

Cezâevindeki gönüldaşlarımız başta olmak üzere bütün dünyadaki mazlumların kurtuşu için “Ya Muntakîm Allah, bizi intikamına memur et” duasıyla sizleri Allah’a emanet ediyoruz.