Selâm ile...
Türkiye’nin “eksen kayması” tartışmaları çerçevesinde Batı’dan uzaklaşmaya başlayarak İslâm ülkelerine yanaşmasının Batı’da doğurduğu tepkiler malûm... Yakın tarihe göz atarsak bu hadiselerin tesirlerinin rengini ilk belli ettiği sürecin Gezi olayları olduğunu görüyoruz. Ardından 17-25 Aralık darbe teşebbüsleri, yine aynı kavganın belirgin bir şekilde hissedildiği cumhurbaşkanlığı seçimleri... Artık Anadolu’nun ruh köküne dönmeye çalışan Türkiye, Batı ve Batıcılar nezdinde ciddi bir tehdit oluşturmaya başlamıştı.
Son olarak 7 Haziran seçimleri öncesinde yapılan algı operasyonları ve HDP’nin parlatılarak meclise sokulması ile Ak Parti tek başına iktidar olabilme hakkını kaybetti... Bugün zaten şaibeli olan “çözüm süreci”nin tamamen akamete uğratılmasıyla birlikte güvenlik güçleri, PKK’nın yoğun saldırılarıyla karşı karşıya kalıyor. İçeride Kürt meselesi etrafında hâdiseleri kontrol altına almaya çalışan mevcut hükümetin Ortadoğu coğrafyası üzerindeki etkisini kırmak için Batılı devletler Suudi Arabistan’ın yanına İran’ı eklediler.
Nitekim, ilk olarak ABD ve İran arasındaki nükleer müzakerelerde mutabakatın sağlanması, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Mısır ziyareti ve ardından Türkiye’nin Kürt meselesi çerçevesinde köşeye sıkıştırılarak anlaşmaya zorlanması, ABD’nin bölgede yapmaya çalışıp da bir türlü muvaffak olamadığı siyasî şekillendirme için farklı bir yola başvurduğunu gösteriyor. Zira ABD Başkanı Barack Obama’nın İran ile varılan mutabakatla alâkalı olarak “bu anlaşmanın ne kadar önemli olduğunu gelecekte daha iyi anlayacaksınız” şeklinde yaptığı açıklama dikkatlerden kaçmamıştır. ABD, Müslümanların birlikte hareket edebilmesine engel olmak adına İran’a sahip çıkmış ve desteklemiştir. 1980’ler ile beraber bu destek el altından sürdürülmüştür. Bugün ise ABD, bu ittifakın tekrar gün yüzüne çıkarılmasının kendisine fayda sağlayacağını düşünmektedir.
Tarihi boyunca kâfir devletlere hiç bir düşmanlık gütmeyen ve onlara karşı bir tehdit oluşturmayan Şiiler, ortaya çıktıkları günden bugüne sadece Ehl-i Sünnet vel Cemaat’e saldırmaktadır.
Sayısız kez Müslümanlara ihanet eden Şiilerin hainliğinin yakın tarihte akla gelen en bariz örneği Irak’ın Amerika’yı işgali sırasında binlerce Müslüman’ın katline ortak olmalarıdır. Amerika Irak’a saldırıp Müslümanları katletmeye başlamışken, Mukteda el-Sadr önderliğindeki Şiiler düşmana karşı silah bırakarak Müslümanların vahşi bir şekilde öldürülmesine göz yummuştur. Ayrıca kendi memleketini kahramanvari şekilde savunan Saddam Hüseyin’i Amerikalılarla birlikte idam ederek hainliklerini tescillemişlerdir. Hakeza “Şiilerin ağabeyi” İran, Suriye’de beş yıldır süren savaşta Esed’in katliamlarına, yüzlerce komutanını ve askerini muhaliflere karşı Esed’in saflarında savaşması için Suriye’ye göndererek ortak olmuş, Suriye meselesinin çözülmemesi adına elinden geleni yapmıştır.
Bugün de Kürt meselesini farklı mecralara çekerek, Mısır’ın siyasî durumu sebebiyle Ehl-i Sünnet vel Cemaat’in tek temsilcisi konumunda olan Türkiye’yi safdışı bırakmaya çalışmaktadırlar. 449. Sayımızın kapağında bu meseleyi ele alıyor ve “500 Yıllık Şii İhaneti Hortladı” manşetini atıyoruz. Şiilerin Batı eliyle Türkiye’ye karşı yeniden giriştiği bu ihanetin Yavuz Sultan Selim’in Şiileri tepelediği I. Çaldıran’ın seneyi devriyesine isabet ettiğini de bir dipnot olarak belirtelim. Kapak mevzumuzu Ömer Emre Akcebe “Yahudi Hançeri İran ve Ümmetin İstiklâl Savaşı” başlıklı yazısıyla kaleme alıyor.
Fatih Turplu bu hafta “Hayatta Fon Müziği Olsa Ne Olurdu” başlıklı yazısında farklı bir anlatım biçimiyle sistem eleştirisi yapıyor.
Baran Demir “Bir An Olsun Beklemezler” başlıklı yazısında mutabakatın sağlanamadığı koalisyon görüşmelerini ele alıyor.
Bu hafta dergimizde Tarihçi Yazar Ozan Semerci ile Seyyid Ahmed Arvasî üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi bulabileceksiniz.
Carlos (Salim Muhammed) “PKK Ne Yapmaya Çalışıyor” başlığı altında Kürt halkının Batılı devletler tarafından hadiselerin merkezine doğru sürüklendiğini belirtiyor.
Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun kaleme aldığı Ölüm Odası B-Yedi 274. bölümü “Gökteki Konuşmalar” alt başlığı ile dergimizde.
Gülçin Şenel, Katherine Mansfield ile alâkalı yazısının başlığı “Yaş Otuz Beş: Yolun Sonu”...
Abdullah Kiracı “Çin’de Vakıflar” meselesini işlemeye devam ediyor.
Yeni yazarlarımızdan Oğuz Can Şahin bir film tenkidiyle dergimizde… Yazısının başlığı “Birdman-Cahilliğin Unutulmayan Erdemi”…
Dergimizde ayrıca sizler için derlediğimiz ve yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.
Gelecek sayımızda görüşmek üzere...
Allah’a emanet olun.