Selâm ve Dua ile,
Arab Baharı vesilesiyle Müslümanların yaşadığı Afrika ve Mezopotamya, Batı tarafından kendi çıkarlarına uygun olacak şekilde yeniden şekillendirilmeye çalışılıyor. Bilhassa Mezopotamya’da herhangi bir nizam tesis edilememiş olsa da, içinden nizam çıkartmak adına kaosu doğurdular. Şimdiyse sıra Anadolu’ya geldi.
İslâm sancağının düştüğü diyar Anadolu ve yine İslâm sancağının doğrularak yeniden göklerde dalgalanacağı diyar Anadolu... İhtiva ettiği bu mânâ dolayısıyla Batı’nın elden kaçırmayı göze alamadığı, fakat tam anlamıyla istediği çizgiye de bir türlü oturtamadığı Anadolu...
Geziyle başlayan, Cemaat ve PKK ile devam eden Türkiye’yi terbiye etme süreci hâlen sürüyor. Maddî ve manevî sömürgeciliğin her türlü ajanı Türkiye’deki Müslümanları ve İslâm’ı hedef almakta.
Geldiğimiz noktadan bakacak olursak, yabancı ve yabancılaşmış adamların seferberlik ilan etmiş hâllerine mukabil şöyle bir vaziyetin (ya da çözümün) önündeyiz: Cumhurbaşkanı, Müslüman halkın tevdi ettiği vekâletin hakkını vermeli ve kendisini Cumhurbaşkanı makamına getiren millete vefa borcunu ödemelidir. Millet de, böylesine bir mücadelede sonuna kadar Erdoğan’ın arkasında durmaya devam edecektir.
Bu memlekette, siyasî atmosfere müdahâle eden, Anadolu insanını sömüren, içten kemirici ve kan emicilerin ortaya çıkarılarak bir an önce deşifre edilmesinin ve bu milletin sırtına binmiş “iç işgalci” 3000 ailenin isimsiz saltanatına son verilmesinin devri gelmiştir.
İngiliz/Amerikan mahreçli kuvvetlerin dolduruşuna da gelindiği günlerin devri kapanmış ve bugün Anadolu insanının ruh kökünde hissettiğinin yanında olmak vakti gelmiştir. Kurum, kuruluş ve şahısların değil insanımızın ve inancımızın bir gereği olarak bizler, “MİLLETİN SIRTINA BİNMİŞ “İÇ İŞGALCİ” 3000 AİLEYİ ‘AMANSIZ BİR DİRENİŞ’ GÖSTEREREK BU ÜLKEDEN SÜRMEYE KARARLIYIZ!” diyoruz ve bu kararlılığımızı manşetimizden duyuruyoruz.
Kapak yazımızı Ömer Emre Akcebe, “Dilimizde Tüy Bitti” başlıklı yazısıyla kaleme aldı.
Sezâi Kırlangıç, “Bütün Türevleriyle Batıcı Rejim İflas Etmiştir” başlıklı yazısında “Anadolu’nun ayağa kalkması üç bin ailenin iflası demektir” vurgusu yapıyor.
Kapak mevzumuzla alâkalı olarak ehemmiyetine binâen İbrahim Karagül’ün Yeni Şafak Gazetesinde yayımlanan “Entelektüel Terör, Acımasız Direniş” başlıklı yazısını iktibas ediyoruz.
Gülçin Şenel, “Leyleklerin Göç Yolculuğu” başlıklı yazısında, Salih Mirzabeyoğlu’nun Millî Gazete’de yayımlanan bir röportajından yola çıkarak “Kürt meselesi”ne farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor.
Çakal Carlos (Salim Muhammed), bu haftaki yazısında “Türklerle Kürtlerin Savaşı Üzücü ve Aptalca” diyor.
Bu sayımızda Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Bilâl Sambur ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Sambur, “Müslüman toplulukların büyük bir kimlik, din, değer, eğitim, siyaset ve toplum krizi içinde” olduğunu söylüyor.
Ramazan Sevinç, Anadolu Velilerini mevzu edindiği yazı dizisinde bu sefer “Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri”nin hayatını anlatıyor.
Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun dergimizde tefrika edilen eseri “Ölüm Odası B-Yedi”nin 275. Bölümünün alt başlığı “TEZ (İSTİKBÂL İSLÂMINDIR)”...
Muhammed Gülmez, “Dünya R4BİA Günü ve Müslümanların Kurtuluşu” başlıklı makalesinde, Mısır meselesine farklı bir bakış açısı getiriyor.
Abdullah Kiracı, “Vakıflar” ana başlıklı yazı dizisinde “Çin’de Vakıflar”ı incelemeye devam ediyor.
Kubilay Akın Gürel’in bu haftaki yazısının başlığı “Teknolojik Yabancılaşma”...
Dergimizde ayrıca sizler için derlediğimiz haberleri de bulabileceksiniz.
Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle...