Yazarımız Salim Muhammed Nuri’nin (Çakal Carlos) bu hafta yazısında bahsettiği Kamerun asıllı Fransız mizahçı Dieudonné hakkında http://politikaakademisi.org/dieudonne-ve-fransada-dusunce-ozgurlugu/ isimli sayfada Gizem ARAZ’ın yaptığı eski bir haberi alakasına binâen paylaşıyoruz. Haberde, hem yazarımızın bahsettiği davalar ve hem de mizahçı Dieudonné’nin hayatı hakkında bilgilendirmeler vardır:


Düşünce özgürlüğüne en çok önem veren ülkelerin başında gelen Fransa kendi mizahçısı Dieudonné’nin bütün gösterilerini yasaklayabilir mi?

Fransız mizahçı Dieudonné’nin gösterilerinde anti-Semitik ifadeler yer alması Nantes şehrinde gerçekleşecek 9 Ocak tarihli gösterisinin Danıştay tarafından iptaline sebep oldu. Daha öncesinde Loire-Atlantique valisinin mizahçının gösterilerini Nantes dâhil kendi bölgesinde yasaklaması mahkeme kararıyla bozulmuştu. Fransa’nın en yüksek karar mercii Danıştay, mizahçının Paris’teki gösterilerinin ulusal bir kargaşaya yol açması, Nantes’daki gösterisinde de tekrarlanabileceği kaygısıyla iptal ettiklerini duyurdu. Gösterinin yasaklandığını duyan yüzlerce seyirci durumu bir süre protesto ettikten sonra La Marseillaise’i (Fransa milli marşı) söyleyerek gösterinin yapılacağı alandan uzaklaştılar.

Danıştay’ın verdiği karara sevinen Fransız Başbakan Jean-Marc Ayrault, kararın hükümetin düşüncesiyle bağdaştığını, anti-Semitik bir oluşumun Fransız toplumunda kabul edilemez ayrıca Fransız değer ve ilkelere aykırı olduğunu sözlerine ekledi.

Olayın en başından beri içinde olan İçişleri Bakanı Manuel Valls ise Loire-Atlantique valisinin mizahçı Dieurdonné’nin yasaklamasının mahkeme kararıyla bozulmasına tepki göstermiş ve Danıştay’a başvurmuştu. Yeni kararın açıklanmasından sonra “Cumhuriyet kazandı” diye konuşmasına başlayan Valls, “Birine farklı olduğu için nefret duymak, ırkçılık, anti-Semitizm, negasiyonizmi tolere edemeyiz, Fransa bu değil.” sözleriyle devam etti.

Olay nasıl başladı?

Radio France, kendi gazetecisi Patrick Cohen hakkında anti-Semitik söylemlerde bulunduğu gerekçesiyle Fransız mizahçı Dieudonné’yi mahkemeye vermişti. Dieudonné, Paris Main d’or Tiyatrosunda sergilediği gösterisinde gazeteci hakkında şu şekilde konuşmuştu: “Patrick Cohen’i dinlediğim zaman, diyorum ki kendime, şu gaz odaları… Keşke…”. Mizahçı nefreti tetiklemek ve ayrımcılık suçlarından mahkemeye ifade vermeye çağırıldı. Ayrıca geçtiğimiz Mart ayında Fransız Adalet Bakanı Christiane Taubira’yı maymuna benzetmişti.

2000’li yılların başından beri anti-Semitik vurgulu gösterileriyle tanınan 47 yaşındaki Dieudonné şimdiye kadar 7 kez ceza almış, nefreti tetiklemek ve ayrımcılık suçlarından toplamda 66.000 Euro para cezasına çarptırılmış. Mizahçı, Fransız kamuoyunda mahkemelere alışık bir karakter olarak anılıyor. Annesi Fransız, babası Kamerunlu olan Dieudonné gösterilerinde sık sık tekrarladığı anti-Semitik bir kol hareketi ile ünlendi. “Quenelle” adını verdiği bu hareketin marka adını da satın alan mizahçı markasının çeşitli ürünlerinin de pazarlamasını yapıyor.

Fransız mizahçının 13 yıldır mahkemelere çıkmasına rağmen, son olayın ülkeyi bu kadar çalkalanmasının sebebi İçişleri Bakanı Manuel Valls’ın bu işe el koyması. Bakan turnenin gerçekleşeceği şehirlerin valilerine gösterilerin yasaklanabileceğine dair birer genelge göndermişti. Bu genelgeye göre valiler kamu düzenine zarar verebilecek her türlü etkinliği yasaklayabiliyor. İçişleri Bakanı’na göre insan haysiyetine aykırı bir içeriğe sahip sanatsal gösteriler de kamu düzenini bozabilir. Valls, “Düşünce özgürlüğü sağlanacaksa bu durum diğer ilkelerle de bağdaşmalıdır, mesela kamu düzeninin korunması” diye kendini ifade etti.

Durumdan oldukça rahatsız olan Fransa’nın aşırı sağcı Le Front National partisi ise Fransa’nın düşünce özgürlüğünden uzaklaştığını savunuyor. Diğer bir taraftan FN Partisi ülkenin yabancılardan arındırılması gerektiğine inanıyor.