İsrail’in etkili olduğu Halkbank operasyonunda el konan bilgisayarlarda 11.5 milyon müşteri ve 1 milyon 250 bin şirketin yanı sıra Türkiye’nin de ekonomik ilişkilerinin sırlarının yer alması, bu bilgilerin İsrail’e sızdırılacağı korkusuna neden oldu.

İstanbul Başsavcılığı tarafından 14 ay boyunca gizlice yürütülen İsrail destekli seçim ayarlı operasyonda asıl hedefin Halkbank olduğunu ortaya çıkması Türkiye'nin ekonomik sırlarının İsrail'e sızabileceği endişesi yarattı. Türkiye'nin ekonomik yükselişinin lokomotiflerinden olan Halkbank aynı zamanda Türkiye ile Kuzey Irak'ın petrol ve doğalgaz ticaretinin, Türkiye ile İran ticaretinin ve Hindistan'ın İran ile ekonomik ilişkilerinin on milyarlarca dolarlık para trafiğinin de tam ortasında bulunuyor. Bu nedenle de operasyonda el konulan Halbank'ın sırlarının yer aldığı Databank'taki bilgilerin tıpkı gizli operasyonun baskın görüntülerinin basına servis edilmesi gibi başta Halkbank'tan rahatsızlığını açıkça dile getiren İsrail olmak üzere sızdırılması ihtimali, Türkiye'nin önünde uğraşması gereken en önemli sorunlar arasında yer alıyor.

Bağış parası servis edildi

Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın evinde kutular içinde bulunan 4.5 milyon doların soruşturmayı yürüten savcıların da yaptıkları dinlemelerde haberdar olduğu üzere Makedonya Balkan Üniversitesi ve Osmancık İHL için kullanılmak için toplanan makbuzlu bağışlardan oluştuğu ortaya çıkmıştı. Yolsuzluk ve rüşvet iddialarını kuvvetlendirecek şekilde basına servis edilen baskın görüntülerini oluşturmak için bağış paralarının Genel Müdür Aslan'ın evine geldiği anda operasyon düğmesine basıldığı belirlenmişti. Operasyondan bir kaç sonra Aslan'ın evindeki para görüntüleri basına servis edilmişti. Görüntülerle birlikte de Halkbank ve gözaltına alınanlara karşı linç kampanyası başlatılmış oldu. Basına servis edilen görüntüler operasyonda el konulan Halkbank'ın Databank'ının güvenliği için de endişe yarattı. Databank aynı zamanda Türkiye'nin ekonomik ilişkilerinin de kara kutusu özelliğini taşıyor.

İsrail Halkbank'ı şikayet etmişti

Ekonomi yönetimde 11.5 milyon müşteri ve 1 milyon 250 bin şirketin sırlarının yanı sıra Türkiye'nin ekonomik ilişkilerinin sırlarının da yer aldığı Databank'taki bilgilerin operasyon görüntülerinde olduğu gibi İsrail ve bazı kuruluşlara servis edilirse endişesi yaşanıyor.

Kritik sırlar el konan o bilgisayarlarda

Halkbank'ın operasyon kapsamında götürülen bilgisayarlarında yer alan ticari sırlar içinde Türkiye'nin Kuzey Irak ve İran ile ticari ilişkilerine ilişkin veriler de yer alıyor. Bunun yanında İran'la son nükleer pazarlık sonrası Hindistan'ın da İran'a ödemelerinde Halkbank'ı kullanacak olması Batılı ülkeleri rahatsız ediyordu. İran'a 5.3 milyar dolar petrol borcu bulunan Hindistan aylık 1 milyar dolar, yani yıllık 12 milyar doları bulan ödemeyi Halkbank üzerinden yapmayı planlıyor. Bu nedenle de Halkbank'taki bilgiler Türkiye'nin ticari kara kutusu özelliğini taşıyor. Operasyonun da Halkbank'tan rahatsızlığını açıkça ilan eden İsrail bağlantılı olduğu ifade edilmesi, evlere baskın görüntülerinin bile saatler sonra basına servisiyle birlikte düşünüldüğünde Türkiye'nin mahrem ticari bilgilerinin İsrail'e servis edilebileceği endişesini doğuruyor.

46 MİLYAR DOLARLIK KORKU?

İran ile Batı'nın barışmasından sonra Tahran'ın yıllık 20 milyar doları bulması beklenen petrol gelirlerinin Halkbank üzerinden akacak. Kuzey Irak'ın da yıllık 26 milyar dolarının da adresinin Halkbank olması korkunun kaynağını açıklamaya yetiyor.

Yenişafak iftirayı belgeyle yalanladı

Seçim ayarlı operasyonda alınan ifadelere dayanılarak ortaya atılan Yeni Şafak Gazetesi'nden H.K. isimli bir yazarın tutuklanan işadamı Rıza Sarraf'tan İran ile ticari ilişkilerini haber yapmamak için 1 milyon dolar istediği iddiası ses kayıtlarıyla çürütüldü. Yeni Şafak da iddialara internet sitesinden Sarraf ile yapılan ses kaydını yayınlayarak ve gazetenin sürmanşetinden yaptığı haberle yanıt verdi. Yenişafak gazetesi iddialar karşısında ses kayıt cihazını da vermeyi önerdi. Gazete, ses kaydını ilgili makamlara, kaydın yapıldığı cihazla birlikte teslim etmeye hazır olduğunu da açıkladı. 

H.K. diye bir yazar bulunmuyor

Gazete, H.K. isimli yazarı bulunmadığını da açıkladı. Çeşitli internet sitelerinde yer alan haberlere Yeni Şafak şu cevabı verdi: "Yeni Şafak'ta H.K. isimli bir ekonomi yazarı bulunmuyor. Yeni Şafak'tan Sarraf'ı sadece Ekonomi Şefi Yakup Kocaman aradı. Kocaman, 13 Ekim 2013 tarihinde 'Turkleaks' manşetiyle yayınlanan haber öncesinde işadamı Rıza Sarraf'ı arayarak hakkındaki iddiaları sordu. Kocaman cevap hakkına saygı gereği aradığı Sarraf ile yaptığı görüşmeyi de kaydetti. Rıza Sarraf dört dakika süren telefon görüşmesinde özetle hakkındaki iddiaları reddetti ve görüşme de bu şekilde sona verdi."

4 dakikalık görüşme yayınlandı

Kocaman, Yeni Şafak'ın internet sitesine bir açıklama yaparak da işin aslını şu şekilde anlattı: "13 Ekim Pazar günü Yeni Şafak gazetesinin manşetinde 'Turkleaks' başlığıyla yayınlanan haberimin araştırma süreci kapsamında, Rıza Sarraf ile 11 Ekim Cuma günü saat 17.27'de, ses kaydında dinleyeceğiniz şekilde 4 dakikalık bir telefon görüşmesi yaptım. Rıza Sarraf ile hayatımda hiç karşılaşmadım, yüz yüze görüşmedim. Rıza Sarraf ile üçüncü şahıslar aracılığıyla da hiçbir irtibatım olmadı. Dinleyeceğiniz ses kaydında yer alan görüşme dışında başka bir telefon görüşmesi de yapmadım. Şahsımı hedef alan iddiada bulunanlar ve maksatlı yayınlarla ilgili hukuki haklarımın saklı olduğunu beyan ederim.'

Rıza Sarraf ile yapılan telefon görüşmesi

Yeni Şafak Ekonomi Şefi Yakup Kocaman'ın 11 Ekim tarihinde Rıza Saraf ile yaptığı görüşme şöyle:

-Yakup Kocaman: Bize bazı dökümanlar geldi. Orada sizi Maliye'ye şikayette bulunmuşlar. Sizin talimatınızla ya da çalıştığınız şirketler üzerinden yurtdışından Türkiye'ye para geldiği, vergi ödenmediği şeklinde. Bu konuyu size sormadan herhangi bir şey yapmak istemedik açıkçası.

-Rıza Sarraf: Beni Bugün gazetesinden de aradılar geçen Pazartesi.. Ben de dedim ki, dilediğiniz gibi haber yapın, ismim geçerse tazminat davası açacağımı söyledim. Benim bunlarla hiçbir alakam yok... Onlar da zaten benim alakam olmadığı kanaatine vardılar, haber yapmadılar... Benim Maliye'de herhangi bir sorunum yok.. araştırılacak hiçbir şeyimiz yok.. Hiçbir araştırmam da yok. (Star)