Esselâmü Aleyküm.
Ne var ne yok?
(Av. Güven Yılmaz, yeni bir haberin olmadığını, aynı durumların geçerli olduğunu, kendileri bakımından herhangi bir problemin bulunmadığını söylüyor.)
“Aynı durumlar” diyorsunuz ama İstanbul’da bombalamalar oluyor galiba?
(Av. Yılmaz, Carlos’u doğruluyor.)
Bu da hiç iyi değil. Hükümet, uyguladığı politikayı değiştirmeli. Yoksa Türkiye’de gerçek bir iç savaşa gider bu. Yaşayıp göreceğiz.
(Av. Yılmaz, hâdiselerin daha çok ülkenin doğusunda cereyan ettiğini, henüz Türkiye’nin batısını o derece etkilemediğini vurguluyor; Türkiye hükümetinin uyguladığı politikayı değiştireceğini ise zannetmediğini ekliyor.)
Değiştirmesini umalım.
Bana bir sorunuz var mı bu arada?
(Av. Yılmaz, sorusu olmadığını, dilediği gibi konuşabileceğini söylüyor Carlos’a.)
Hakkında konuşulabilecek birçok şey var gerçi yaşanan ama bu öğleden sonra beni ziyarete gelen ve eşim Isabelle’in arkadaşı olan üniversite profesörü hanımla da konuştuğumuz bir mesele var bugünlerde gündemde: Panama merkezli Mossack Fonseca hukuk firmasının [3 Nisan 2016 tarihinde] sızdırılan belgeleri…
Anlaşılan o ki, bu hukukçulara karşı gerçek bir saldırı var ortada. Yaptıkları kanundışı herhangi bir şey yok çünkü; sözkonusu hukuk bürosunun yaptığı her şey kanunî…
Mafyayla yahud Afrika’da veya başka yerlerde halkın milyarlarca dolarını soyan siyonist suçlularla çalışmıyor bunlar. Tamam, bu hukuk firmasından sızdırılan belgelerde adları geçen ve Panama’daki özel hesablara yatırdıkları paralar ifşâ edilen bazı insanlar vergi ödemiyor olabilirler, ama bu da sözkonusu firmanın hatası değil ki! Panama’da böyle bir vergi ödeme mecburiyeti yok, Panama’da kanundışı bir davranış değil bu.
Derken, bir bakıyorsunuz, siyonistlerin kontrolü altındaki Fransız Le Monde gazetesi, Rusya devlet başkanı Putin’in, İran eski devlet başkanı Ahmedinecat’ın, Cezayir devlet başkanı Buteflika’nın fotoğraflarını basıyor ön sayfasına ve bu insanların da Panama’daki özel hesablarda paraları varmışçasına yayın yapıyor.
Cezayir öyle diğer Arab rejimlerine benzemez. Bugünlerde Cezayir’i ziyaret etmekte olan Fransız Başbakanı Manuel Valls’ın gezisi dolayısıyla, hemen Le Monde gazetesi ile başka bir Fransız dergisi için –Marianne’ydi sanıyorum- çalışan gazetecilere yasak getirdiler. Panama Belgeleri’yle Cumhurbaşkanı Buteflika’yı ilişkili gösteren yayınlar yapmıştı bunlar zira.
Tabiî, bu yayın organları hemen çıkıp bir açıklama yaptılar ve sözkonusu fotoğrafları yanlışlıkla bastıklarını ilân ettiler. Her ne olursa olsun, tüm bu kampanyanın arkasında “birileri” var ve bunların da “siyonistler” olduğundan eminim ben.
“Şansa” bakın ki, hiçbir Amerikalının ismi geçmiyor hâdisede!.. Dünyanın en büyük kapitalistleri ABD vatandaşıdır oysa. ABD’nin en büyük şirketlerinin bazıları –merkezlerini Virgin Adaları’nda, şurada, burada gösterdikleri için- ABD’de tek kuruş vergi ödemez aynı şekilde.
Ne oluyorsa, birden bu hâdise patlıyor ve İran eski devlet başkanı Ahmedinecat’ı bile ilişkilendiriyorlar bununla. Şahsı için hiçbir yatırım yapmadığı ortada olan Ahmedinecat gibi mütevazı bir adamın böyle bir yolsuzluğa karışmış olabileceğini tasavvur edebilir misiniz hiç? Düşünmesi bile abes.
Cezayir devlet başkanı Buteflika için de aynı şey. Ki, –bir notayla- hemen cevab verdiler zaten bu manipülasyona. Kuşkusuz, başka bazı Cezayirliler bu tarz hesablara para yatırmış olabilirler. Ne var ki Cezayir kanunları nezdinde bu tarz kanunsuzluklar yaşanmış olsa bile, bunların Buteflika’yla herhangi bir alâkası yoktur. İyi tanırım kendisini ve öyle paracı biri olmayan bu adamın böylesi yolsuzluklarla bir işi olamaz. Tamam, mükemmel bir insan değildir belki ve aldığı politik pozisyonları eleştirebilirsiniz daima ama mesele yolsuzluksa asla, asla, asla!.. Üstelik, Buteflika’ya bunu sıçratmaya çalışırken, ortaya bir belge falan da getiriyor değiller.
Diğer yandan, Putin’i de dahil ediyorlar hâdiseye. Bilemiyorum, ancak KGB’de yıllarca üst seviye bir yetkili olarak görev yapmış, peşinden yıllar yılı Rusya’yı başbakan ve cumhurbaşkanı olarak yönetmiş Putin’in kalkıp da “kendi adını kullanarak” böyle bir hâdiseye karışabileceğini, Panama’da kendi adıyla bir para hesabı açabileceğini doğrusu hiç zannetmiyorum; imkânsız geliyor bu bana. Putin’in parasız bir adam olduğunu, bu tarz hiçbir yönü olmadığını söylemiyorum; bilemem. Sadece “bu şekilde” davranacağını hiç düşünmüyorum.
Dün medyada gördüm. Sivil giysili ama kafası yüzü maskeli Panamalı polis memurları, evrak falan ele geçirmek ve olan biteni açığa çıkarmak için sözkonusu hukuk bürosuna bir baskın düzenliyordu. Peki ama niçin? Varsa şayet bir hukuksuzluk şübhesi, mahkemeye gidilir, evraklar teftişe tâbi tutulur; hepsi bu. Adamlar belgelerini saklamıyor ki zaten. Kaldı ki, Panama hukukuna göre suç teşkil etmeyen şeyler bunlar. Sanki silâhlı ve tehlikeli bir çetenin mekânını basar gibi, tüm o kılıklar, tavırlar, kameralar falan ne oluyor? Tamamen iğrenç tavırlar bunlar.
Zaten unutmayınız ki, ABD köpeğidir Panama hükümeti; bu kadar basit. Panama eski devlet başkanı Manuel Noriega devrildikten sonra, ülke vatansever olmayan hükümetlerin eline düştü tamamen. Biri diğerinden şu derece veya bu derece daha kötü olarak, Panama hükümetlerinin hepsi ABD emperyalistlerinin köpekliğini yaptı, yapıyor. Başka şeylerin, “uyuşturucuyla savaş” veya Karayibler’de ABD donanmasının ihtiyaçları gibi şeylerin örtüsü altında, iki ABD üssü dahi açtılar Panama’da.
Öbür tarafta ise, İngiltere Başbakanı David Cameron’un babasının da adı geçti skandalda. Küçük bir hesabtı bence bu ve başbakan olmadan önce de kapatmışlardır zaten hesabı.
Panama Belgeleri için bu kadar gürültü kopartılırken, Afrika’da veya başka yerlerde faaliyet gösteren İsrailli suçluların hesablarını umuma açmayı reddediyor tüm bu gürültüyü çıkaranlar!
Bu arada, Venezüella devlet başkanı Nicolas Maduro’nun veya Fidel Castro’nun falan fotoğraflarını niçin yayınlamadılar acaba, çok merak ettim doğrusu. Herşey beklenir çünkü bunlardan.
İster insan olsun, isterse şirket, herkesin geliri nisbetinde vergi ödemesini yıllar yılı savunagelmiş bir insanım ben. İslâmın an’anevî tatbikatında da zekat olarak vardır bu. Ne var ki bugün uygulanan modern vergi kanunları tamamen yanlış ve aptalca. İnsanların maaşından otomatik olarak vergisini kesiyorsunuz ama “herkes için” olmalıdır bu vergilendirme; ancak böyle olduğu takdirde yaşanmaz hiçbir problem. İster yerli ister yabancı bir şirket, hangi ülkede gelir elde ediyorsa, o ülkeye ödemelidir vergisini; bu kadar basit.
Peki bu kadar basit olan bir şeyi niçin yapmıyor, işleri niçin bu kadar basitleştirmiyorlar? Kapitalist sistem yozlaşmış ve yolsuzluğa batmıştır çünkü; yargılamak ve yargılanmak istemiyorlar. Kimse bunları soruşturmaya yanaşmıyor bu yüzden.
(Carlos, saldırılara hedef olan Mossack Fonseca hukuk bürosunun Panamalı kurucularından Jürgen Mossack’ın bir Nazi ailesinden gelen bir Alman olduğunu vurgulayıp, sözkonusu hukukçulara yönelik saldırıda bu noktaya da dikkat edilmesi gerektiğine işaret ediyor. Nazilerin de hepsinin davalarına ihanet etmediğini ve fikirlerine hâlâ sadakatle bağlı olduklarını; kendisinin ise elbette bir Nazi olmadığını, ancak prensiblerine ihanet etmeyen ve bu prensibleri yaşatmaya devam eden herkese olduğu gibi böylesi Nazilere de saygı duyduğunu ekliyor.)
Dünyada başka şeyler de yaşanıyor hâlbuki. Sadece Suriye’de, Irak’ta ve Türkiye’de değil, Latin Amerika ve Orta Amerika da dahil olmak üzere, dünyada emperyalist saldırganlıklardan dolayı binlerce insan öldürülüyor her gün. Tüm bunların, tüm kaçakçılıkların, tüm benzeri suçların arkasında da hep NATO var, bunlarda hep NATO servislerinin dahli var. Ama bunlardan hiç bahseden yok, varsa yoksa bir Panama hukuk bürosunun kanuna uygun olarak gerçekleştirdiği işlemler dolanıyor dillere. İnsanların medyayla nasıl zehirlendiğini, bu zehirlenmenin hangi seviyelere vardırıldığını gösteriyor tüm bu yaşananlar.
“İslâm Devleti”nin de –müslüman olsun olmasın, politik bakımdan kendilerini desteklesin desteklemesin herkesin kabul ettiği- bir faziletinden bahsedeyim bu vesileyle. Onlar da medyayı cihadın hizmetine vererek nasıl kullanacaklarını çok iyi biliyorlar bunlara karşı.
Emperyalist Batı ki, bilâhare müdahale edecekleri hedeflere karşı önce medyada bir karalama kampanyası başlatıyor, sonra da fiilen saldırıya geçiyor, işgale girişiyor, hedef kişiye karşı suikast düzenliyor. Kaddafî’ye neler yaptıkları malûm.
Dünden bugüne bu hareket tarzı hep devam ediyor. Umarım yanılıyorumdur ama bir sonraki hedef de Venezüella olarak görünüyor. İç savaş mı çıkartırlar, resmî veya gayriresmî bir dış müdahale mi olur, kâhin olmadığım için gelecekte ne olur bilemiyorum ama bir şeyler olacağı belli. ABD emperyalizmi ve ajanları ne kadar zayıflarsa, o kadar da tehlikeli olmaya başlıyorlar.
(Carlos, “ajan ülke” dediği Fransa vesilesiyle, önce Ortadoğu, sonra da Rusya’daki “dinî özgürlükler” hakkında, daha önce yaptığı değerlendirmeler çerçevesinde bir süre konuşuyor.)
Sonuç olarak, kara para aklama suçuna hiçbir zaman tevessül etmemiş bir hukuk bürosuna karşı başlatılan bu kanunsuz saldırı sonlandırılmalıdır. Bu yaşananlara tepki göstermesini beklediğim Panama halkına da, ajan olmayan idareciler tarafından yönetilmenin nasib olmasını diliyorum.
Kumandan Mirzabeyoğlu’nu sımsıkı kucaklayın benim için. Dün bir şeyler okurken, yine kendisini düşündüm. Allah yardımcınız olsun daima.
Allahü Ekber.

 
10 Nisan 2016

Baran Dergisi 483. Sayı