Rusya’nın ardından ABD ve İngiltere'nin başını çektiği Batı Emperyalizmi de Hindikuş dağlarında yenildi. Ellerinde en güçlü silahlar, teknoloji ağları, iletişim araçları ve eğitimli askerler olmasına ve dünya çapında propaganda gücüne sahip olmalarına rağmen bir avuç Afganlı karşısında çil yavrusu gibi dağılmak zorunda kaldılar. Bu dağılma sadece askeri olarak değil, aynı zamanda ekonomik ve uluslar arası itibar olarak da... Kısaca NATO denilen Emperyalizm Ordusu Afganistan'da amiyane tabirle "madara" oldu. Her gün onlarca NATO askerinin ölümü ve yaralanması, NATO üssü baskını haberleri geliyor. Batı emperyalizmi Kabil'e sıkışmış durumda… Yerinden kımıldayamıyor. Karzai hükümeti ise artık yerel bir kasaba kaymakamlığı gibi duruyor… Ve dışarıda da artık Taliban resmi temsiscilik-elçilik açacak kadar zaferini ilan ediyor… Haber şöyle; Taliban Katar'da, Katar hükümeti tarafından da tanınan ve uluslar arası diplomatik güvenliği ve geçerliliği olan bir “siyasi temsilcilik” açtı. Katar'da açılan siyasi temsilcilikle birlikte uluslararası meşruiyetinin tanınmasına bir adım daha atan Taliban, önümüzdeki günlerde nasıl bir politika izleyeceğini açıkladı. Taliban'ın yaptığı açıklama: 
"Herkes, Afganistan İslam Emirliği'nin cihad ettiğini, Afganistan işgalini sona erdirmeye çalıştığını ve Afganistan'da bağımsız İslam hükümeti kurmaya çalıştığını ve bunun için yasal olan bütün metodları kullandığını biliyor.
Afganistan İslam Emirliği'nin Afganistan sınırları içinde hem askeri hem de politik amaçları vardır. Afganistan İslam Emirliği kendi topraklarından başka ülkelere zarar vermek istemiyor. Ayrıca başkalarının Afganistan topraklarını kullanarak, başka ülke halklarına bir tehlike oluşturmasına da izin vermeyecektir.
Afganistan İslam Emirliği, komşuları da dahil diğer dünya ülkeleri ile karşılıklı saygı temeline dayalı samimi ilişkiler istiyor ve uluslararası seviyede olduğu gibi kendi halkı için de güvenlik istiyor. Afganistan İslam Emirliği şüphesiz ki, ülkesini işgalden kurtarmayı dini ve ulusal zorunluluk olarak görmektedir ve bunun için meşru tüm metotları kullanmakta olup, kullanmaya da devam edecektir.
Zulüm gören her halkın mücadelesini, kendi hakları ve bağımsızlığı için çalışmasını yasal hakları olarak görüyoruz, çünkü her halk emperyalizmden özgürleşmeyi ve kendi haklarına kavuşmayı hak eder.