Balyoz Darbe Planı davası karar bağlandı. Müslüman Anadolu İnsan’ının mukaddesatına düşmanlık eden bu maşalar cezalandırıldı. Nasıl ki; evvelki maşalar tasfiye edilmişti, sonrakilere o olmuştu, berikilere bu olmuştu, bunlar da hapis cezası verilerek tasfiye edildiler. Bunlar dönem dönem değişen zevatlar. Peki ya bu maşayı tutan eller, 89 yıldır Anadolu’nun mübarek sırtından kan emen vampirler ne olacak? Vampir soyundan gelen 3000 aile diyoruz ve ısrar da ediyoruz…

Taraf Gazetesi yazarlarından Murat Belge ile gerçekleştirilen söyleşi, 3000 aile bahsiyle alâkalı olarak çok ciddi bilgiler arz ediyor esasında:

-“İran Kürdü bir arkadaşımla konuşurken, Humeyni’nin ortada yokken nasıl başa geldiği konuştuk. Orada çarşı ve Ayetullahlar her zaman otonom ve güçlüydü. Buna karşılık Pehlevî ailesinin oluşturmaya çalıştığı burjuvazi, toplumun gözünde hiçbir zaman kredibiletesi olan bir burjuvazi olmadı. Dolayısıyla, bıçak kemiğe dayanır gibi olduğunda kitleler Ayetullahları ile birlikte yürüdüler. Bunun karşısında durabilecek herhangi bir güç yoktu. Ama Türkiye’de çok daha sağlam yapılar var. Koç, Sabancı veya Eczacıbaşı gibi ailelerin toplumla müthiş bağları var. Bu toplum, diktatörlüğe dur der.”

Şimdi bu ifade de biraz sorun var, biz biraz daha açık bir dille izah edelim; bu ailelerin Müslüman Anadolu İnsanıyla uzaktan yakından hiçbir ilişkisi söz konusu değildir. Bu aileler, kendilerinin ve efendilerinin çıkarlarını muhafaza edecek gardiyanlığa kim talib olursa, onlarla münasebetlerini geliştirirler. İslâm’dan başka hasmı olmayan ve İslâm’ı da, Batılı Efendilerine lâyıkıyla kölelik etmek ve bu toprakları sömürmek adına hasım tayin eden ailelerdir bunlar. Çok iyi bilirler ki; İslâm gelirse ne bu milleti ucuzundan efendilerine peşkeş çekebilirler, ne de sömürebilirler.

 Hükümetler değişir, görüşler değişir, piyasalar değişir de, bir bunların sermayeleri el değiştirmez. Bu sermaye sahibi aileler, Batılıların ülkemizde her türlü millî sermaye oluşumunun önünü geçmesi adına yerleştirilmiştir. Bunun yanı sıra; Eczacıbaşı, Koç, ve Sabancı gibi ailelerin, Batılı ortakları-efendileri için Anadolu’yu pazar hâline getirmek ve Anadolu insanını onlara ucuz iş gücü olarak peşkeş çekmekten gibi vazifeleri de vardır.

Bu aileler, tayin edilme gerekçeleriyle beraber Müslüman Anadolu İnsanı'na teşhir edilmeli ve 89 yıldır âdeta kanını emdikleri milletin hakları ellerinden alınarak sahibine teslim edilmelidir. Baklava çalan çocuklara dokuzar yıl hapis cezası verilen ülkemizde bunların cezasının ne olacağını takdir ederiz… 

Murat Belge yine aynı söyleşide bundan sonra olabilecek bir askerî darbe ile alâkalı olarak da şöyle söylüyor:

-“Evet, dış ve iç konjonktür düşünüldüğünde, içeride çok daha fazla direniş olur. Onun için de “Çıkalım, Ankara televizyonundan ‘Biz yaptık’ diye ilan edelim, ondan sonra bize muhalefet olursa onları da yakalarız” demezler. Muhalefet olacakları önceden temizleyelim, derler. Bu sefer askerin gelişi Evren'inki gibi olmaz; kan revan içinde gelirler.”

Daha evvel yapılan bir söyleşide de “bir darbe olursa memleketin “Jurrasic Park”a döneceğini” ifade eden Murat Belge işin bam teline burada dokunuyor esasında. 1999 yılında Balyoz Darbe Planına rahmet okutacak cinsten Müslüman kıyımı tezgâhlayanların iyice öğrendikleri üzere; fikirsiz, idealsiz ve soysuz birilerinin kalkıp da Müslüman Anadolu İnsanı’na silah çekmesi hâlinde bu memleket Jurrasic Park’a falan dönemez. Köpekler itlâf edilir ve yola devam edilir. Demokrasi martavalıyla, medya yalanlarıyla, Müslümanlar zayıfken zorla ve daha nice yolla bugüne kadar bu memlekette tutunmayı becerenler “O Vakit”den sonra, bir daha değil bu toprakları, bütün bir İslâm coğrafyasını hayâllerinde dahi göremeyeceklerini çok iyi bilirler. Diyalogcu sünepelerle kurulan işbirliği, bunu ne denli iyi bildiklerinin en müşahhas delilidir.

Bugün Müslümanların gözünü açması ve bakması gereken husus da aslında budur. Günlük azık nevinden dağıtılanlara tamah etmeyerek, insan olma bedelinin gereğini yerine getirecek ve bu yolda ecdadından geri kalmayacak ki ziyafet çekmeye hak kazansın.

Balyoz davaları, çekiç davaları, bilmem ne davaları bu ülkenin temel meselesi değildir. Bu ülkenin temel meselesi o balyozu tutan el ve arkasındakilerdir. Bu hesab görülmedikçe daha çok balyoz, çekiç, tornavida davaları görülür bu memlekette…