Selamun aleyküm. Yazıma kendimi tanıtarak başlamak istiyorum.

Ben Musa Hicazî. 1961 yılında Kudüs’te doğdum, İstanbul Teknik Üniversitesi mezunuyum, inşaat mühendisiyim. Evli ve beş çocuk babasıyım. Kudüs’te yaşıyorum ve çalışıyorum.

Bizler burada Osmanlı’nın menkıbeleriyle ve tarihteki büyüklerimizin kahramanlık hikâyeleriyle, o günlerin özlemiyle ve tarihi bugüne taşımanın hasretiyle büyüdük. Osmanlı deyince aklımıza dindar, İslâm’ı canından daha aziz bilen, cesur ve hür, mazlumlara merhametli, zalime şiddetli olan, adaletiyle tüm dünyaya nam salan, tüm haksızlıklara dik duran çok büyük bir medeniyet geliyor. Biz hasretle yeniden böyle bir medeniyete kavuşmayı bekliyoruz.

Türkler bizim öz kardeşimizdir ve mesela burada “Türk” denildiği zaman, akıllara ilk olarak Abdülhamid Han gelir. Cümle mazlumların yanında olan, İslâm’dan zerre taviz vermeden devletinin en zor zamanlarında dik duran ve dik tutan büyük hakan…

Bugün Osmanlı’nın mirası Türkiye’dedir. Türkiye Müslümanlar için son kaledir ve samimi olan her Müslüman, Türkiye’nin yanında durmalıdır; hem devlet dem de millet olarak…

Türkiye’deki temsilciler halk tarafından seçiliyorlar. Şu an iktidarda bulunan Recep Tayyip Erdoğan’ı bizler çok seviyoruz. O, Türkiye’nin İslâm ümmetine armağan ettiği büyük bir lider ve hem Türkiye’nin hem de Türklerin ümmete bakışını yansıtıyor. Samimi Türk halkının çoğu insanı İslâmcı da olsa, Milliyetçi de olsa, Solcu da olsa Filistin’deki zulmü görüyor ve bu halka yapılan zulmü bertaraf etmek istiyor. Aynı şekilde Türkiye devlet olarak da bu zulmü kabul etmiyor ve dünyadaki beş ülkenin iradesine bırakılan düzene karşı duruyor. Türkiye zalimlere, “Sen zalimsin!” diyebilme cesaretini gösteren tek ülkedir.

Türkiye’de sanayi de yerlileşmeye başladı. Kendi helikopterini, kendi uçağını, kendi gemisini, kendi silahını ve kendi savunma sanayisini üretebilen bir Türkiye var bugün. İnşallah bu böyle devam eder ve Türkiye’nin hiçbir alanda dışa bağımlı olmadığı günleri görürüz.

Zalimlere boyun eğmeyen ve dik duran Türkiye’ye baktığımızda, biz de tüm mazlum milletler gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Sultan Abdülhamid Han’ın devamı olarak görüyoruz ve ona her zaman İslâm âleminin lideri gözüyle bakıyoruz.

Unutmamalıyız ki Türkiye Osmanlı’nın devamıdır ve düşmanlarımız da bunu çok net görüyorlar. Bu yüzden Türkiye’nin güçlenmesini istemiyorlar. Bizler Türkiye’ye her zaman bir ağabey gibi bakan Filistinliler olarak (bazı satılmışlar hariç) Türkiye için her zaman dua etmeye devam edeceğiz.


Baran Dergisi 677. Sayı