Üstadım’ın, 1983 tarihli, YALAN isimli Noktalaması: “Hakikat yapısını çökertmek dinde yalan / Dünya yalan, olamaz yalan için-de yalan!”
*
TOPLAM EBCED: 1337: KAPTAN KUSTO… ŞEBİKE-Balık Ağı. (Süryanice, Gufo-Balık ağı: 92: Allah Sevgilisi’nin has ismi-Kuşatan… Hollanda dilinde, Vis-Balık. “Nun: Balık. Kalem. Kılıç. Allah’ın Nur ismine işaret eder harf”: 76: Vis-Rumen dilinde, “Rüya”… İbranice, Ginuy-Tasvib etmeme: 1076: Sahi-Hata işleyen. “Boş rüyâ yoktur ve hata tâbirde olur”… Lâtince, Numerus Palmarius-Kazanan Sayı: 1076: Quacumque-Lâtince, “Her ne zaman, nasıl olursa olsun”… Süryanice, Hedso-Fikir; haysiyeti: 1076: Qomudo-Süryanice, “Aktör”; temsil eden, yapıp eden, oynayan… Portekiz dilinde, Qudmoyo-Gelecek. İstikbâl: 77: Mola-Portekiz dilinde, “Yay”; Süryanice’de, “Kusto”… Levha: 19 Aralık 1985… Takdimci Hâlid Kıvanç, yılbaşında piyangodan çıkan numaraları okuyor… 37.806 veya 38.706… Bu numara büyük ikramiye mi, yoksa büyük ikramiye bu numaradan sonra mı okunacak… O kadar canlı ve candan dinliyorum ki, sanki gaibin işaretini okuyorum… Hâlid Kıvanç-Hâlid Kıvanan, gururlanan: 795: Hasisa-Bir şeye mahsus hâl… Müncezib-Cezbedilen: 795: Teşfiye-İyileştirme, şifa verme… Haver-Şark. Doğu: 1806: Ihdar-Kendini gözlemek… Hudara-Allah için, Allah aşkına: 806: Kelime-i Şehadet… Zevk-Mânevî haz. Güzeli çirkinden ayırma kabiliyeti: 806: Haşhaşa-Yeni kaftan. Yüksek ses. Silâh. Silâh sesi… Levha: Mayıs 2006… Birinin elinde alt başlığı “Bayramlık-Önsöz” olan “Münşeat” isimli kitab var, ona bakıyor. Sonra kitabı kapatıp, “Salih Mirzabeyoğlu’na Bolu Dağı Kaftanı giydirildi!” diyor. —Neslihan Erdiş… Halid: 4631= 635: Derviş Muhammed-332 mührü. “En büyük ebcedle”; 2014’ün son gecesi farkedildi… Fikir Kahramanı: 706: Aktör… Kazanan Sayı: 38.706= 1744: Derviş Muhammed-442 mührü, en büyük ebcedle): 337: MEDICINA LEGALE-İtalyanca, “Adlî-Tıbb”… NAFUR-Fıskiye, suyu saçan. (Duş-Hakkında Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’nin, “Ne güzel ve faydalı bir âlet!” buyurduğu: 310: Duş-Kıpçak dilinde, “Buluşmak. Rastgelmek. Tesadüf etmek”… Düş-Rüyâ. Hâyal: 310: Düş-Kıpçak “Halletmek. Gerçeklenmek. Suretini bulmak”… Boşnak dilinde, Akrah-Tâbir: 3310: Manzur-u Nazar-ı Pirân-ı Kiram / Li Küllî Emrin Fehim-Bütün işlerin anlayışında olan-için / Keremli pirlerin nazarlarına görünen… Süryanice, Mqarbono-Takdim etme: 310: D’sahro-Süryanice, Menziller… Süryanice, Haşoğ-Saklama. “Şiir, saklama sanatıdır; aslına irca etme, sırrîlik”: 1310: Nesr-Kürsî mertebesinin Kamer menzili. Arşı taşıyan meleklerden bir melek): 337: ŞEVVAL-İlk üç günü Ramazan Bayramı olan ay.
*
Lâtince, MUNDUS-Dünya: 166: MUNDUS-Lâtince, “İnce, düzgün, tertemiz”. (Fely-Keskin kılıç. Kesmek; derinleşmek. Şiirin ince mânâlarını çıkarmak. Bit toplamak; küllî işlerin anlayışında olan ve küllî işlerin anlayışında olan için: 120: İncingo-Lâtince, “Etrafını çevirmek, kuşatmak”… Teennuk-Eşyanın, hikmetli, kusursuz ve pürüzsüz yaratılışı. Nazarında ve fikrinde dikkatli olmak: 551: Mhafyuto-Süryanice, “Gizleme”; Dünya’da, iyi veya kötü; her kim neyi arıyorsa, onu buluyor… Mevlâna Hâlid Hazretleri: “Dünya, bir müminin takvayı bulacağı şartlarda yaratılmıştır!”; nefsin tezkiyesi, temizlenmesi şartlarında… Dünya’nın yalanlığı, “sahici”nin misâli olmasındandır; ona delil bir gölge, asla nisbetle yokluk hükmü… İmam-ı Azam’ın, “İmân tam olduğu zaman, isbat yoktur!” demesi gibi... Dikkat: Sahici’ye delil… Dünya, yalanın yalanına delil olamaz; ne onun için olabilir, ne onun içinde… Hani Berzah Âlemi’nin, Dünya için “Zorunlu Varlık” olması, onu kuşatan olması, onun içine sirayeti meselesi… Süryanice, Fulotiqi-Siyaset; devleti idare etme sanatı, tarzı. Politika. Her şeyde ona mahsus olarak, esasa götüren yol, esas, usul, kurallarla işlemek, işletmek. “Üstadım: İslâm’da siyaset, basirettir!”: 551: İstihdaf-Hedef edinmek, hedef saymak. Erişilmek istenilen hedef ve gaye… Evil-Siyaset: 37: Evl-Evveline irca etmek, döndürmek. Rüyâ tâbir etmek… Levha: 26 Şubat 1985… Tiyatro eseri gibi bir “Biyografi-Hayat hikâyesi”… Üstadım’ın imiş ve Büyük Doğu yayınlarından yeni çıkmış… Üstadım, “Benim dostum 37 yaşında!” diyor… Doğum tarihi filân var!)… RAHMAN Sûresi’nin 19-20 Âyetleri: 3166= 169: KIST-Hisse. Pay. Nasib. Mizan. Parça parça verilen hediye. Adalet etmek. Allah Sevgilisi’nin bir ismi… Boşnak dilinde, SVJET-Dünya: 478: KAPTAN KUSTO MÜSLÜMAN.
*
NOKTALAMA’nın Birinci Mısraı Ebcedi: 684: MAHLUCE-Rey ve fikri doğru olma… TEDRİ’-Zırh giydirme. (Süryanice, Tşoyo-Saklama. Gizleme: 722: Abdülhakîm Koltuğu… Süryanice, Gonyuto-Saklamak. Gizlemek: 478: Kaptan Kusto Müslüman-Dünya Çapında Bir Hâdise… Süryanice, Cafar-Saklamak. Gizlemek: 1275: Derviş Muhammed-442 mührü. “Büyük ebcedle”… Süryanice, Gnaz-Saklamak. Gizlemek: 1058= 59: Mehdî): 684: DEFTER-“İki kanatlı” mânâsına gelen bu kelime, Yunanca’dan alınmıştır. Liste. Pusula; zübeyr. (Levha: 13 Temmuz 1985… Murakabe yapar bir vaziyette ve cezbolmuş gibi bir hâldeyim… Kırmızı bir renk… Üstadım’ın “Zübeyr!” diye kükreyen sesi… Hayretle uyandım… Yevmiye: Mart 1983… Üstadım’ın, Mehmed Akif’in şiirin tebliği ve telkini kanatları arasındaki yerini soranlara verdiği cevab: Mehmed Akif’te tebliğ hâli vardır… Ama böyle yarım yamalak söyleyişle İslâm’ın telkini gerçekleşemez. Ben size onun bir İslâmî endişe taşıdığını söyleyebilirim… Ama aranan edib o değildir; bunu ayrıca ifâde ediyorum… Eğer “Bu şair kimdir?” diye sorarsanız; “Lebid’tir, Hassan’dır, Zübeyr’dir!” cevabını verebilirim… Bir Not: Arab şairlerinin büyüklerinden Zübeyr bin Ebu Sülma, –bazı kitablarda Zübeyr, Züheyr diye geçer–, Allah Sevgilisi’nin risâletine erişememiş bir şâirdir. İslâm öncesi ehl-i kitabın sohbetlerine devam ederken, onların büyüklerinden Ahir Zaman Peygamberi’nin geleceğini duyuyor ve rüyâsında, gökten uzatılan bir halata yapışmak için ne kadar çabalasa, tutunamıyor; uyanınca, çocuklarına, Allah Sevgilisi’ne erişirlerse, O’na tâbi olmalarını vasiyet ediyor. Kendisi gibi yetişmiş iki iyi şair olan oğullarından Büceyri bin Zübeyr hemen Müslüman olurken, diğer oğlu Kaab bin Zübeyr uymuyor ve devamlı Müslümanları ve Allah Sevgilisi’ni hicvedici şiirler yazıyor. Allah Sevgilisi’nin katlini emrettiği bu şair, kardeşinin ona yazmış olduğu tavsiye mektubunun tesiriyle, af dilemek üzere Allah Sevgilisi’nin huzuruna çıkıyor ve Müslüman oluyor; kasidesini okuyunca, Allah Sevgilisi çok etkilenip, ona hırkasını veriyor. “Banet Süadü-Sevgiliden uzaklaşma” isimli kasidesinin, sonradan “Kaside-i Bürde-Hırka Kasidesi” diye anılmasının sebebi bu… Suad; kadın sevgili… Suadî: Topalak otu… Suada: Sıkıntı… Ulaşılamayan sevgiliden dolayı sıkıntılardan uzaklaşma… Böyle bir hayâl üzere kurulan hayalî suret, tıpkı Üstadım’ın “Nokta Nokta Hanım’a bir dünya muradı üzere kaleme aldığı mektubta, birden ensesinde bir darbe hissetmesi” ve sonrasında “Ensemin örsünde bir demir balyoz / Kapandım yatağa son çare diye / Bir kanlı şafakta bana çil horoz / Yepyeni bir dünya etti hediye!” kıtasını yazması gibi… Hazret-i Ali’ye, Dünya’nın çok güzel bir kadın suretinde yönelmesi ve O’nun buna yüz vermeyerek dönmesi, aynı mânâ… Gölge’den sahiciye dönüş, Kaab bin Zübeyr’de, ölüm korkusundan dolayı değil, bundan sığınacak hiçbir dünyalık olmamasından dolayıydı ve sunduğu Kaside’nin Taç Beyiti: “Şübhe yok ki Peygamber, kendisinden nur ve ışık alınan, Allah’ın kılınçlarından, keskin ve yalın bir kılınçtır!”. İşte Allah Sevgilisi’nin çok hislendiği beyit… Ka’b bin Züheyr: 366: Şahdane-İri inci… Remzi Yalçın-Dik, sarp, yalın remz: 366: Remulcum-Lâtince, “Halat”… Süryanice, Şbil Haye-Hayat tarzı: 366: Enişe-Hafiye; gizli şeyleri araştıran… Şahin-Av avlamak için de kullanılır bir yırtıcı kuş: 366: Qanduş-Süryanice, “Sabun Otu”; rüya mührü… Rüyâ: Yerden biten ot… Karaçay Malkar dilinde, Sabun: Mühür… Ya’fur-Allah Sevgilisi’nin, merkebinin ismi. Tüyleri toprak renginde, ceylan: 366: Usur-Asırlar… Ahkab-Yabanî Eşek: 1111: Ahkab-Uzun zamanlar… Mishel: Yabani eşek. Dil, lisân. Eğe, törpü. Ziynet verecek nesne. Dizgin: 138: Cayno D’cuzaylu-Süryanice, “Ceylân Gözü”… Süryanice, Tascit Haye-Biyografi, hayat hikâyesi: 138: Güvahî name-Kıpçak dilinde, “Şahadetname”. Diploma… Kaside-i Bürde-Hırka Kasidesi. “Bürd: Bilmece”: 420: Kusto Mührü)
*
NOKTALAMA’nın İkinci Mısraı Ebcedi: 653: COBUDO D’LO MELTO HMAS-Süryanice, “Kelimesiz düşünmek Yaradanı”.
*
TOPLAM EBCED: 1337: AYNADAKİ YALAN-Hakk-el Yakîn’e ermiş gözüyle Dünya. “Üstadım’ın Mayıs 1980’de ilk baskısı yapılan romanının ismi”… Portekiz dilinde, UFANAR-Gururlanmak: 338: D’ROCO D’YAMİNO-Süryanice, “Sağ kol. Sağ Bacak”. (Levha: 10 Eylül 1984… Kâzım Albayrak ile konuşuyorum ve benim misyonum hakkında ona, “Benden başka kimse yok ki… Bir vücutta sağlam kalmış tek organ olarak hissediyorum kendimi!”… Ve sağlam kalmış o organ olarak da, kendi vücudumun sağ bacağı!)… Portekiz dilinde, UFANAR-Gururlandırmak: 338: PRAFULCIO-Lâtince, “Desteklemek”.
 
MÜNŞEAT
(MÜHÜRLENDİ)
 
LEVHA: 23 Şubat 2018… Şehir dışından genç bir aile, yaşlı bir hanım ve 9-10 yaşlarında bir erkek çocuğunu açıkça görebildiğim bir grub, eşimi ziyaret için gelmişler. Genç aile ile yaşlı Hanım, dışarıdaki işleri sebebiyle gidiyorlar, ben de küçük çocuklara bakıyorum. Erkek çocuk da evde ve eşime müthiş bir hayranlığı var. Bunu, sarı renkli bir dosya kâğıdına yazdığı bir şiir ve bazı ifâdelerle göstermiş. Çok heyecanlı bir şekilde eşimi görmek için bekliyor. Fakat ben elindeki o kâğıdı alıp göz atmışım ve yazdıklarının eşimin görebileceği şeyler olmadığını, saçma sapan ve çok kötü şeyler olduğunu düşünerek, yırtıp oturma odasındaki rafa koymuşum. O arada Neclâ Yüksel ile rahmetli olan Harun Yüksel Bey de bizi ziyarete gelmişler, oturma odasında yırtık kâğıt parçalarını koyduğum rafın önündeki sedirde oturuyorlar. Neclâ Yüksel, yerde bir kâğıt parçasını farkedip okuyor ve imâlı bir şekilde, “Ben bunu saklayacağım!” diyor. Bunun üzerine Harun Bey de diğer kâğıt parçalarını alıp okuyor ve çok sinirli ve tehditkâr bir tavırla, “Bunlardan kendisinin haberi olacak!” diyor. Her ikisi de kâğıttakileri benim yazdığımı ve yırtarak saklamaya çalıştığımı zannediyorlar. Ben birden telâşla, “Bir dakika, bunları ben yazmadım, çocuğun yazıp vermek istediği şeyler. Ben de inceledim ve verilemeyecek şeyler olduğu için, yırtıp attım. Ama aceleden, çöpe atamadım!” deyip, toplayıp dışarı atıyorum. Fakat beni anlamıyor ve inanmıyorlar ve özellikle Harun Bey, “Mutlaka görmesi lâzım, mutlaka görecek!” diye ısrar ediyor. (Hayran Erdiş)
*
MİSAFİR-Seferde olan; konan. (İngilizce, Visit-Ziyaret: 486: Derviş Muhammed-442 mührü. “En küçük ebcedle”… İngilizce, Visitor-Ziyaretçi. Misafir: 692: İlhan-Hükümdar): 1380: NASREDDİN-Dine yardımı dokunan. “Mübdi’: 116: Avn-i Şeriat; şeriat yardımcısı”. (Nasreddin Hoca hakkında şu bilgi: Hac seferi sırasında Şah-ı Nakşibend Hazretleri’nden tarikat-ı aliyye usulünü almıştır. Oğlu Celâleddin’in oğlu Hızır Bey, İstanbul’un fethinde beldenin ilk kadısı olmuştur. Nasreddin Hoca’nın vefatı, bir Kadir gecesi ve Akşehir’de, kabri de hâlen oradadır… Ona âit bir manzum lâtife: Çarh-ı felek eğri büğrü dönerest / Dostunu kor düşmanını öğerest / Lâle sümbül hiç giyecek bulamaz / Acı soğan kat kat etmiş giyerest… Toplam Ebcedi: 10432= 442: Mate-Öldü… Harun Yüksel: 388: Hakîm Mirzabeyoğlu)
*
Süryanîce, SAHİ-Tekdir etmek: 76: SAHİ-Hata işleyen. (Sehv: Hata, yanlış, yanılma… Sehv: Keşfetmek, bulmak… “Hayat arazlardan yürür” hikmeti, bunun ihtimalleri nazara alan genişliği ve her ilimde ona mahsus “Hata Payı Hesabı” hatırlanmalıdır… Sahi-Hata işleyen… Sahi: Cömert, eli açık. Herkese iyilik etmek isteyen)… Lâtince, ABAVUS-Dedenin babası. (İzzet Mirzabeyoğlu-Dedem: 1798: Ktab Mimre-Süryanice, “Şiir yazmak”… Süryanice, Ktab Mimre-Şiirleştirmek: 798: Müteneşşıt-Sevinç, neşat elde eden… Süryanice, Stiqiro-Şiir: 691: Salih… Süryanice, Fuituto-Şiir sanatı: 908: Salih İzzet Mirzabeyoğlu… İzzet Mirzabeyoğlu: 1790: Münşeat-Şiiriyet. “Alt başlığı Bayramlık” olan “Münşeat” isimli eserim hatırlanmalı… Zübeyr-Yazılı küçük şey. Pusula. “Kültür Davamız hakkında Üstadım: Bu kitab, Cumhuriyet sonrası kavruk nesillerin ilk ciddi fikir sesi ve ilk çileli nefs murakabesi eseridir”: 219: Felyesof-Mütefekkir. “Keskin kılıç. Şiirin ince mânâlarını çıkaran. Bit toplayan”… Münşeat-ı Fi’l Bahr-i Kelâm-Kelâm denizinin içinde Münşeat: 1219: Derviş Muhammed Semerkandi-442 mührü. “Büyük ebcedle”… Musa Mirzabeyoğlu-Dedemin babası: 1418= 1417: Necib Fazıl Kısakürek): 76: ABAVUS-Dedenin Dedesi. (Mirza Bey: 1275: Derviş Muhammed-442 mührü, büyük ebcedle)
*
Süryanice, KA’AR-Tekdir etmek: 1302: MİRZABEYOĞLU… Arnavutça, FORCOJ-Sabitleştirmek: 302: FORCOJ-Sağlamlaştırmak… Noktalı harflerle, KAPTAN KUSTO MÜSLÜMAN: 302: DERVİŞ MUHAMMED. “Noktasız harflerle”
*
Süryanice, VARQO NTAŞ-Kâğıdı yırtmak: 1968: “BUNLARDAN kendisinin haberi olacak!”… Süryanice, QARTAYSO-Kâğıt: 683: BİN DÖRTYÜZ… “HAKİKAT Yapısını çökertmek dinde yalan”: 1683: “HİÇ değişme böyle kal!”; rüya’da gelen bu mânâ, Filistinli bir genç kızın söylediği… “MUTLAKA görmesi lâzım, mutlaka görecek!”: 1653: SUFİSTİQOYO-Süryanice, “Yalan”. (Üstadım’ın bir Noktalaması: “Adımın o bahçeler, hergün anıldığı yer / O bahçeler, yalanın bile yanıldığı yer!”… Maver-Bir şeyin ötesi, ilerisi. Zaman üstü. Nefy-i hazır; olumsuzlama, yalanın varlığını da yalanlama doğrusu. Berzah âlemi: 1246: Mühr-Kâinat lisânla çerçevelendi ve insan lisânla mühürlendi; Vahîd, Allah Sevgilisi… Seyyid Abdülhakîm Arvasî + Seyyid Fehim Arvasî: 1092: Hugoroyo Qubarniti Kusto-Süryanice, “Kaptan Kusto Müslüman”… Portekiz dilinde, Relecao-Rabıta: 246: Admar-Süryanice, “Keramet göstermek”; bir veliden sadır olan keramet, bağlı olduğu Resulü’ndür… Mühr: 1246: Mared-Süryanice, “Meydan okumak”; meydana okumak… Bir Not: Üstadım’ın, “İkimizin şiirlerini yazdım, bayılacaksın!” dediklerinden, Noktalamaları’ndan “Yalan”a sevkedilişimin sebebi ve vesilesi, rüyâda hakkımda söylenen, “Bunlardan kendisinin haberi olacak!” ve “Mutlaka görmesi lâzım, mutlaka görecek!” ikazıdır)
*
 “BUNLARDAN Kendisinin Haberi Olacak!”: 1968: FTORO QUDMAT NAFŞE YAB HUŞBONO-Süryanice, “Hesaba çekilmeden nefsini hesaba çek!”… Süryanice, VARQO NTAŞ-Kâğıdı Yırtmak. (Evde bana verildiği halde önemsemediğim kâğıt, masamda çıktığımdan beri –2014– uyuklarken, yine elime geçti; “Mecmua-i Tevarih-Ayvansarayî”den alınma, bir takvim yaprağından aktarılmış, “Nasreddin Hoca ile ilgili küçük bir yazı ve şiiri”; 5 sene kadar önce, yarıya bölünmüş bir kağıtta): 969: TEVARİH + DERVİŞ MUHAMMED-442 mührü. “En büyük ebcedle”… Aşağı indirilmiş, HUDUR + DERVİŞ MUHAMMED-442 mührü, en büyük ebcedle: 969: RAGİBE + DERVİŞ MUHAMMED-442 mührü. “En büyük ebcedle”… RAGİBE-İhsan, hediye. Mehdiyye.
 
“ETÜT ÇALIŞMASI”
 
LEVHA: 8 Şubat 2018… Burak Çileli bir toplantıya geliyor. Geldiği yer de bir futbol sahası. O toplantıda kendisine dergi geliri olarak bir torba madenî para veriliyor. Daha sonra Burak Çileli’ye, Kumandan’ın eserlerindeki iştikak ve ebced hesabı ile ilgili okumaları nasıl yapacağıma dair sual ediyorum. Kumandan bulunduğumuz toplantıya geliyor. Ona, okumaları nasıl yapacağıma dair sormak istiyorum. Fakat edebimden ve bu husustaki tembelliğimden dolayı soru sormaktan haya ediyorum. (İsmail Hakkı Öztekin)
*
Fransızca, ÉTUDE-Tahsil yapma, mektebe gitme. İlim ve marifet kazanma: 416: ÉTUDE-Fransızca, “İnceleme, tetkik, inceleme eseri, çalışma, noterlik”… KUST-ÜL BAHR-Deniz akakirlerinden, bir akakir (Akakir: İlâç hammaddesi): 416: CİNCİR-Maydanoz. “Mide nüvaz”dan gelir; mide okşayan… HEVTE-Suya gidecek yol. “Şeriat”: 416: MAŞLMONUTO FETNO-Süryanice, “İslâmî anlayış”; İslâma muhatab anlayış hakikati, hem meseleye yaklaşırken gerekli, hem meselenin çözümünün sıhhati içinde elde edilen hakikatlerle zenginleşen… Fransızca, FER ENCLUME-Demir örs: 416: ZBATA-Süryanice, “kez, kere”… Süryanice, YUT-Ebced hesabında, “10” sayısını gösterir. “Nokta. Sıfır. Beş. Bit. Nil. Zirve”. (Ye harfi, Allah’ın bütün mertebelerde bulunan Rabb ismi, Birinci Sema mertebesi, Kamer menzillerinden “Kivan”a işaret eder; Baca deliklerine ki, bütün mertebelerin müntehasında Dehr’in zımnında olandır): 416: TAYİH-Hayran kimse… ŞEVKÎ-Neş’e ve şevk ile alâkalı: 416: MENGUŞ-Küpe. Maden üzerine işleme. (Kurta-Küpe: 309: Kalb… Medrese: 309: Hurufiye; irfan, kültür)
 
ŞURİŞ
(ŞATRANC-I UREFA’DAN)
 
Şatranc-ı Urefa’nın 63. Kabı, SURİŞ-Akıl karışıklığı. Kargaşa, karışıklık. (Kelimenin içinde, “düzen ve düzensizlik”, iki mânâ da var; hikmet ve hikmete vesile ile, yanlışa düşürme kasdı ve bu kasdın bozulmasında “delil ve hikmetin” gözükmesi bakımından hakikati tersinden gerçekleştirici kılınmak gibi, “Hata” kelimesi benzeri… Fransızca, Étude: 1415= 416: Tardiye-Hataya düşürmek… Akıl karışıklığı ile Hata arasında da benzerlik olduğunu gösterdikten sonra, Amige-Karışık. Hakikat. Çiftleşme; çift olma: 1056: Mşuhto D’mimro-Süryanice, “Şiir ölçüsü”; şiir idrakı… Halidî Azamet: 2055: Damga-Mühürlenmiş… Amije-Şair. Karışmış. Karışık: 63: Nabi-Haber veren… Necib-Fazıl Kısakürek: 2055: Mehdî Salih Mirzabeyoğlu): 806: HAVER-Şark. Doğu.



Not: Tefrika edilen yazının tamamı yahut bir kısmı, Baran Dergisi'nin izni olmadan iktibas edilemez
 
Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu

Baran Dergisi 583. Sayı