KISTÎ
(BEND-İ DİN…)
 
LEVHA: 2 Ekim 1984… Bir kız… Ahlâklı olma mânâsına ona sağlamlıktan bahsediyorum… Bana gayret cüretkâr bir ifâde ile “Muhacir kızlar sağlam olur!” diyor… Kendini kasdediyor… Şaşırıyorum… Sonra su koyar vaziyet olunca, annesi farkediyor… Yataktan düşüyorum… Sonra annesi, sitem ve nasihat karışımı ona söylüyor ama, ben elimdeki kâğıttan okuyorum… “Korunmak için 9 kere Salavat getirmeli!” diyor.
*
Arabça, EL-MUHACİRATU Yusbihne Sabitâtin Alâ Hüsni’l Ahlâkî-Muhacir kızlar sağlam olur: 3146: KORUNMAK İçin Dokuz Kere Salavat Getirmeli… RAHMAN SURESİ, 19. âyet: 1145: SUADÎ-Topalak otu, kust otu. (Farsça, Bend-i Din-Dinin İpi. Kustî: 121: ELİF-Hemze; bin türlü şeyle alâkası olan. Çok şeyle alâkası olan. Kamer menzilleri’nde, bütün mertebelerle ilgili, topluluk olan… Bend: İp. Mekr. Bağlanan. Bağlanmış. Ek yeri. Mülâhaza. Keder, çile… Hemze, Allah’ın Mübdi ismi, İlk Kalem mertebesi, Kamer menzillerinden, “Seretan, yengeç-Nath, tos vuran hayvan, başvuran”… Natih: Maddî ve manevî çevreye “karşı”, bütün faaliyetleri kendisiyle gerçekleştirdiğimiz beden… Mi’zac-Bir yerde karar etmeyen kadın; kabul edici, alıcı nefs: 121: Hisban-Zan. İtikad… Masik-Zapteden, istilâ eden: 121: Sübhan-Allah. Bütün yaratılmışların, mutlak iktidarına tâbi olduğu El-Melik… Boşnak dilinde, Kratiti-Kısaltmak. “Te harfi, Allah’ın Kaâbid-Kısıcı, kısaltıcı, sıkıcı ismi, Esir mertebesi, Kamer menzillerinden Kalbe işaret eder; içyüzü mânâ alemine, dış yüzü hasselerden, içinde yaşadığımız madde âlemine bakan”: 121: Mathesi-Arnavutça, Sâbite. Ölçü… İbranice, İnyan-Nesne. İş. Husus: 121: Sal-Süryanice, Yankılanmak… Bend-i Din-Din Bağı: 1120= 121: Hilâfet)
*
MUHACİR Kızlar Sağlam Olur. (Arabça “Recül-Erkek” ve “Mer’e-Kadın” kelimeleri; Kur’ân’da, 24 kere geçer… Hoş: İnsan, anne ve babasından 23’er kromozom alıyor ve 46 kromozomla dünyaya geliyormuş… Vav harfi, Da’va Cetveli’nde Allah’ın Vâli ismine işaret ediyor. “Allah’tan gelen herşey ruh ve nefste ruhî yönümüzle aldığımız ona hâkim kılmakla memur olduğumuz irâde, vâli” hatırda. Sayı değeri: 46: Rüyaların, Vahy’in 46’da biri oluşu, bilinen… Ve insan idrakinin temsilcisi, şâire gelen ilhâm eseri: Biz, rüyâların biçildiği kumaştanız!): 2021: VEHBÎ-Doğuştan. Allah’ın lütfu eseri olan. “Nasib”… VAVÎ-Vav harfine mensub. Tilki. (Birr: Temizlik. Takva. Tilki eniği. Kalb, gönül. Genç kız. Amel-i salih. İn’am ve ihsan etmek. Koyunu sevketmek. Fare. Korku… Vav harfi, Allah’ın Refiu’d Derecati ismi, Yüksek Dereceler mertebesi; Kamer menzillerinden Rişa’ya işaret eder; Balık karnı denilen menzile, kuyudan su almak için kullanılan urgana, ipe): 1022= 23: TARTACESRO QENYONO NES-O DMİRO BUDOQO-Süryanice, “12 sığır yavrusundan biri mucize beyanıdır!”; rüyâ’da gelen mânâ. (Oniki Sığır Yavrusundan Biri Mucize Beyanıdır: 2292: Tayoyo Qubarniti Kusto-Süryanice, “Kaptan Kusto Müslüman”; Üstadım’ın ifâdesiyle: Bu adam basit “olabilir”ler veya “olabilir” sanılan şeyler arasında öyle bir tecelliye şâhid oluyor ki, 1400 yıl önce Kur’ân’ın haber verdiği mucize önünde dize gelip Müslüman oluyor… Yevmiye: “Elime bir genç geçti, Pîr geçti; kendi geldi!”… Süryanice, B’zabno Qaribo-Süryanice, “Yakın Zamanda”: 292: Hefro-Süryanice, “Maden, Maden ocağı”; İbranice, “Pîr”… Nurlu Mühür: 1291= 292: Falutin Malyo Urito-Süryanice, “Dolmabahçe Sarayı”… İngilizce, One Of The Twelve Baby Cows Is A Statemend Of Miracle-Oniki Sığır Yavrusundan Biri Mucize Beyanıdır: 2895: Fütuhat-Fetihler, zaferler; kendisinde “Fütuhî” hikmet tecelli eden Salih Aleyhisselâm’ın, Kaya içinden Deve çıkarması mucizesi hatırda… Süryanice, Trecsiroyo-Onikinci: 1896: Zriqo Sahro-Süryanice, “Mavi Ay”… Süryanice, Maşlmono More Elfo-Müslüman Kaptan Kusto: 1012: Hwa-Kıpçak dilinde, “Ol!” emri… Lâtince, Qua-Hangi yoldan, ne şekilde, nasıl?: 1012: Pepeo-Boşnak dilinde, “Kül”; küll… Vakt-i Nakşibend: 1012: Deva-Arnavut dilinde, “Deve”; kendinden zuhur, “Fütuhî” hikmet, davasını başkasında ispatlayan… Kıpçak dilinde, Aya-Kaya: 12: Aya-İsim takmak, lâkab takmak, ünvan vermek… Süryanice, Heggo-Fikir: 2012: Grimo Maklonuto Ananqi-Süryanice, “Mutlak Fikrin Gerekliliği”… Bakr-İnek. Boğa. Sığır. Dana: 1302: Mirzabeyoğlu… Noktalı harflerle, Kaptan Kusto Müslüman: 302: Derviş Muhammed. “Noktasız Harflerle”... İcazkâr-Mucizeli olmak. Başkasını acze düşürücü derecede olmak. “İ’caz veren. İ’caz alan”; beyan eden Üstadım: 302: Basir-Basiretli, anlayışlı olan, kalb gözü ile gören. Kelb; iz süren, tâbirci… İngilizce, Manth-“Month” kelimesinin okunuşu; “Ay, şehr” demek. Bir senede 12 ay olduğu malûm: 496: Derviş Muhammed-442 mührü. “En küçük ebcedle”… Şehr: Otuz günlük zaman. Bir şeyi izhar etmek. Allah’ın Sevgilisi’nin bir ismidir; bütün âlemlerce tanındığı için bu isimle anılır… Şehr-i Âyin-Şehrâyin. Şenlik. Büyük hâkimiyet ve kuvvete âit sürur, sevinç, donanma. İslâm’da ilk şehr-i âyin, Allah Sevgilisi’nin Hicret sureti ile Medine’ye vasıl olması, muhacereti dolayısiyledir: 566: Sürûş-Melek. Cebrail Aleyhisselâm; zikri “Ya Lâtif” olan vahy meleği… Seyyid Abdülhakîm Arvasî “Üçışık”; Hazret-i Hüseyin soyundan: 566: Maunet-Allah’ın salih kullarına imdadı, inayeti)… Arnavutça, GİEDH-Sığır. (Sığır Yavrusu: 917: Harikavî-Harika cinsinden, mucizevi… Tenbih-Daim olmak, süreklilik. Bir kimseyi hayatında sena etmek. “Allah’ı, Resûlü’nü, Şeriat’e en büyük hizmeti dokunduğuna inandığı büyüğünü”: 1916= 917: Tagris-Medet istemek, yardım istemek… 9 Defa Salavat Getirmeli: 2456: Li Küllî Emrin Fehîm-Arabça yazılışıyla, “Küllî İşlerin Anlayışında olan için”… Li Küllî Emrin Fehim-Manzur-u Nazar-ı Piran-ı Kiram: 496: Derviş Muhammed-442 mührü. “En küçük ebcedle”… Kısakürek-Necib Fazıl: 1441= 442: Salih Mirzabeyoğlu… Revadaşte-Uygun bulmuş. “Üstadım”: 917: Pezire-Karşılayış, karşılama. İstikbâl etme… Süryanice, Nişo D’aftino-İmar Plânı: 917: Qomes Myargo Fulutiya-Süryanice, Başyücelik Devleti): 1023: SALİH Mirzabeyoğlu. (Ek: Yeni Dünya Düzeni)
 
ABDÜLHAKÎM MÜHRÜ
(ABDULHAKÎM KOLTUĞU)
 
LEVHA: 20 Ağustos 1983… Tasarruf ediliyorum… Kıvranıyorum… Sağ yanımdan, sırtüstü hâle getiriliyorum… Gayrı iradî bu hâlden sonra, şuurum yerinde ve gözüm açık… Baş gözüyle gördüğüm: Kafası sarıklı ve sırtında gri-siyah benzeri cübbesi olan bir adam, kitablığın bulunduğu ayak ucumda ayakta dikilmiş… Normal boyuna nazaran, ne kadar da iri görünüyor… Kanım, iliğim, kemiğim, ne varsa, bütün mevcelerimle cezbedilirken, heybetinden yanıp kül olacak vaziyetteyim… Dehşet, dehşet, dehşetler içindeyim… Siyah sakallı, hafif kemikli ve uzunca yüzüne dikkatlice bakınca, iki kaş arasına bakmam gereğini hatırlıyorum… Uzun, yay gibi inceden kaşları… Unufak olmak üzereyken, korkuyla fırlıyorum… Elektrik düğmesine korkudan basamıyorum… Pencereden, uzaktan patlayan bir silâhın ışığını görüyorum ve sesini duyuyorum… Vücudum yerli yerinde… Peki olan biten neydi?..
*
Süryanice, ARİG QAVMTO U’CARGO-Uzun boylu ve iri adam. (Ebedd-İri gövdeli ve cüsseli kimse: 7: Hogoroyo Naqloro Kusto-Süryanice, “Kaptan Kusto Müslüman”… Arnavutça, Pe-İp: 7: Ebed-Hazret-i Ömer, “Ahlâktır!” der… Süryanice, Hageg-Rüyâ görmek: 2007: Abac-Meydana gelmek, hasıl olmak): 2831: ELF VE ERBAA MİAT-Süryanice, “Bin Dörtyüz”; Hicri sene… NASLI HAN: 2831: MANZUR-U Nazar-ı Piran-ı Kiram / Lİ Küllî Emrin Fehim… Süryanice, TAHVİTO-Tecelli: 831: SRİKO METHO-Süryanice, “Bomboş Devir”; fütuhî hikmet… Süryanice, TAHVİTO-Zuhur: 821: MÜTERAFIK-Birlikte bulunma. (Seyyid Abdülhakîm Arvasî + Necib Fazıl Kısakürek: 1983: İzzet Erdiş)… DERVİŞ MUHAMMED. “Büyük ebcedle”: 833: VAHDET-İ VÜCUD + VAHDET-İ ŞÜHUD.
*
MANZUR-U Nazar-ı Piran-ı Kiram / Lİ Küllî Emrin Fehim / SEYYİD Abdülhakîm Arvasî: 1398: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDÎ-332 mührü… Süryanice, ŞUFOĞO-Taşma: 1398: MİKAD ABDÜLHAKÎM-Arabça, “Abdülhakîm Koltuğu”… Süryanice, FUŞOQ-Lûgat: 397: QUFŞO-Süryanice, “Satranç Oyunu”; Şatranc-ı Urefa… Süryanice, GUŞMAL-Çevrintili rüzgar. Rîh. Yola getirme. Kulak bükme. İhtar etme: 397: BOYUNDAKİ BAKIR HALKA.
*
DAHM-İri cüsseli, kocaman cüsseli: 441: KISAKÜREK-Necib Fazıl… HEYBET-Hürmetle beraber korku veren hâl. Azamet: 417: NECİB Fazıl Kısakürek… İHTİVA-İçinde bulundurmak, içine almak, havî olmak, şâmil olmak: 417: TEEVVÜ-Bir yerde yerleşme, yurt edinme… İCTİYAB-Gömlek giyme; yırtma, yarma, kuyu kazma: 1416= 417: TERVİZ-Bir yeri çayır çimen yapmak.
 
İMÂN VE TEFEKKÜR
(KİLİSEYİ FETHETMEK İÇİN)
 
LEVHA: 26 Mart 2007… Bizim evde çok güzel bir KİLİSE MAKETİ var. Kumandanımız onunla ilgileniyor ve krokisini çıkarıyor. KİLİSEYİ FETHETMEK için uğraşıyormuş. Camdan bir maket. KUBBESİ, bildiğimiz kubbelerden daha sivri ve ÜÇGEN parçalardan oluşmuş gibi. Maket, MAVİ rengi andırıyor ve kubbesi tam YEŞİL. O kilise maketinin aslı HALİÇ’te ve ablamların evinden de gözüküyormuş. “Şimdi acaba yerinde mi?” diye düşünüyorum. Maketin etrafında ARABÇA HARF’ler var. (İmân ve Tefekkür isimli eserim için yapılan istihare-İstihareci’nin)
*
ZÜLCELÂL VEL İKRAM-Şeref ve ikram sahibi. “Allah’ın 99 güzel isminden biri”: 801: AHİR-Allah’ın 99 güzel isminden biri: Vücudu’nun sonrası olmayan… İMAN ve TEFEKKÜR: 802: HIRA-Mekke civarında bulunan ve Allah Sevgilisi’ne ilk vahyin geldiği mağaranın ismi… İMAN VE TEFEKKÜR: 1812: ŞAH-I NAKŞİBEND… MAZİYAN-Kendisinden küçük arklara ayrılan büyük su arkı: 802: HARB-Toy kuşunun erkeği. Yarmak. “Delmek” mânâsına mastar; Abdülhakîm Koltuğu’nun ortasındaki yuvarlak delik hatırda. (Delmek, yarmak: Derinleşmek… Toy: Düğün, şenlik, sürur. Yavru… Levha: … Ocak 1983… Bir eski zaman şehrinde, sarıklı ve şalvarlı insanların alış-veriş yaptıkları Pazar Yeri… 40 yaşlarında, zayıf, yüzü kemikli ve ince bıyıklı biri, o Pazar kalabalığında; ve kucağında da 3-4 yaşlarında bir çocuk… Aman Yarabbi, o Şah-ı Nakşîbend Hazretleri imiş… Zevk ve heyecandan eriyorum… Kürtçe, Bajer-Şehir; Süryanice’de “Su” demek: 211: Bazar-Pazar. Alışveriş yeri… Orta Asya, Altay bölgesinde, Balık-Şehir. “Balık, kalem, kılıç”: 143: Saliha-Safi gümüş. İyi ve salih kimse… Kavm-Pazar kurmak. Kavim. Müşteri ile anlaşmak: 1143: Rahman Sûresi, 19. âyet… Veled-Çocuk: 40: Ez-Kıye-Kürtçe, Ben Kimim?)
*
KİLİSE MAKETİ. (Kilise: 125: İnad-Israr, ayak direme, vazgeçmeme… Mescid-Namazgâh. Namaz kılınan yer: 107: Kubbe-Yarım küre şeklinde yapılan bina damı… Müsevveg-Razı olunmuş, rıza gösterilmiş, izin verilmiş: 1106= 107: Müstevsik-Bir kimseden sened veya vesika alan… Biat-Nasara Kilisesi: 482: Biat-Bağlılığını, itimadını bildirmek… Tebi’-Sığır Yavrusu: 2480= 482: Salih İzzet Mirzabeyoğlu… Tak-Kubbe. Bina kemeri. Çardak: 110: Mühellil-Lâtif ve nazik söz söyleyen. Bir şeyi lâtif ve zarif bir şekilde yapan… Sakk-Kitab. Kapı yapmak: 2108= 110: Derviş Muhammed Semerkandi-332 mührü. “Büyük ebcedle”… Dam-Kubbe. Kemer. Sabah vakti: 43: Pehlev-Şehir. Belde. Yiğit, kahraman… Mütesabbık-Ortası delik olan. “Abdülhakîm Koltuğu”: 1043: Arvasî Dervişleri… Arnavutça, Vule-Mühür: 1043: Haliç Kongre Merkezi… Kubeb-Kubbeler. Kemerler: 104: Hus-İki şeyi bir araya getirmek… Cünbüz-Kubbe. Kemer: 4751= 755: Derviş Muhammed-442 mührü. “En büyük ebcedle”… Kısakürek-Necib Fazıl: 1441= 442: Salih Mirzabeyoğlu): 591: HOSOFA-İbranice, “Ek, ilâve”… KİLİSEYİ FETHETMEK: 1104: CUTMANOYO ANNO D’BANOYUTO-Süryanice, “Osmanlı Mimarlık Sanatı”. (Rahmetli Mimar Cevad Ülger’in, “İstanbul’un altun çivileri” dediği Osmanlı Mimarî stili eserleri, kendi örnek eserleri ve “Ritmin Gücü ve Ritme Davet” isimli kitabı hatırda!)… Süryanice, AMBUNO-Kürsî. “Kef harfi, Allah’ın Şekür ismi, Arş altı Kürsî Mertebesi, Kamer menzillerinden Nesre’ye işaret eder”: 105: QİLİN-Süryanice, “Tarik”… Fransızca, MINE-Maden. Maden Ocağı: 105: SABRO MSFARTO-Süryanice, “Çocuk Takı”… Karaçay Malkar dilinde, ÇOLPANCI. (1-10 Mayıs tarihlerinde doğanların Burcu): 105: SEHM-Hisse, nasib. Ok. Hazine geliri. Korku, dehşet. Haz. Yay; yakınlık, kusto… Almanca, ABBILDUNG-Boy Bos: 1105: HİL’AT-Kaftan… EXCELANCIE-İspanyolca, “İzzet”: 105: SİME-Damga, alâmet, nişân… ARABÇA Harflerin Ebced Toplamı: 5995: MAHZUMOĞLLARI
 
MİHNET
(ŞATRANC-I UREFA’DAN)
 
Şatranc-ı Urefa’nın 19. Kabı, MİHNET-Zahmet. Eziyet. Dert. Belâ. İmtihan. Tecrübe: 498: FETHÎ-Fetihle alâkalı… Boşnak dilinde, SİTVACİJE-Hâl: 3498: KOLAY MI Kaf Dağı’nı Çevirmek Dolay Dolay? / VAR Ol Ey Ulvî Zorluk, Yere Bat Sefil Kolay!; “Üstadım’ın, Kolay isimli, 1982 tarihli bir Noktalaması”… Sıhhat-Sağlamlık. Doğrululuk: 498: MÜTEMAYİZ-Temayüz etmek… Süryanice, KUŞOFO-Dua. Niyâz. Şefaat. Rica: 498: TESELLUH-Silâhlanma, silâh kuşanma.
*
Süryanice, MAVDYONUTO-Mihnet: 529: DESTİNE-Bilezik; yüzük, mühür… SALAHAT-Salihlik: 529: MİFTAH-Açan âlet. Anahtar.


Baran Dergisi 569. Sayı