LEVHA: 10 Ocak 1984… Yeraltında mahzen ve salon gibi bir yer… Eski bir taş yapı; saray veya şato… Duvarın üst tarafında demir pencereler… Pencereler dehlize açılıyor… Bir adam… Elindeki kâğıdı yakıyor… Sonra ateş sönüyor… Onu hırsız zannediyorum… Demir kapı gibi olan pencereyi kapıyorum!..

*

Süryanice, ŞATO-Saray. Kasr. Büyük yapı: 707: ŞATO-Yıl. (Süryanice, Cesrin Şato Cam Hdode-20 Yıl Beraber: 1101: Salî-Kürtçe, “Yıl, sene”… Süryanice, Gelyono-Görünme, tecelli… Lâtince, Anima: Ruh, hava, rüzgâr: 1101: Gust… Kıpçak dilinde, İmin-Emin: 101: Anim-Arnavutça, “Yılan yavrusu”; Mirza… Süryanice, Cesrin Şno Cam Hdode-20 Yıl Beraber: 4751: Derviş Muhammed-442 mührü. “En büyük ebcedle”… Kısakürek: 1441: Salih Mirzabeyoğlu)… VARİS-Mirasçı. “Heşeyin kendisine rücu ettiği” mânâsında, Allah’ın 99 güzel isminden biri. (Hüve Men?-O Kim?: 101: Nakil-Yerinden aslına dönme): 707: MARNİTO-Süryanice, “Takdim”. (Kaptan Kusto Müslüman / Dünya Çapında Bir Hâdise)

*

Yakut dilinde, SİL-Sene. Yıl: 100: KİB CAYNO-Süryanice, “Göz ağrısı”… Arnavutça, DYSHEK-Yatak. Mehd. (Farsça, Mehdî Mina-Gökyüzü. Sema: 160: Keramet’ül Kitabı Hatmühü-Arabça, “Mektubun ikramı, mühürlenmesidir!”… Süryanice, Riş Şato-Yılbaşı Gecesi. “Mühr’ün bulunduğu gece”: 1217: Rüyâ-Üstadım’ın “Derviş Muhammed rüyâsı”… Mehdî Mina: Mehdî-Mina… Mehdî: 59: Cihan-Dünya, kâinat, âlemî… Mina-Sırça Saray. Liman: 101: Gusto… Aşkû-Gökyüzü. Sema. Tavan. Kat: 327: Şebeke-Balık Ağı. Hüviyet Sureti): 1100: SUZİGİYA-Süryanice, “Birlik”. (Ehadiyet-Allah’ın herşeyde kendine âit birlik tecellisi: 1423: Gayuto-Süryanice, “Azamet”… Süryanice, Bet Vacdo-Buluşma Yeri: 3423: Atoyo-Süryanice, “Gelen”. İstikbâl. İstikbâl eden… Arnavutça, Para Pak Kohe-Yakın zamanlarda: 3423: Tartacesro Bciro Yaldo Nos-o Dmiro Froşo-Süryanice, “12 Sığır Yavrusundan Biri Mucize Beyanıdır”… Süryanice, Eşito Malyo Urito-Dolmabahçe Sarayı: 1426: Kusto Mührü… Derviş Muhammed Kısakürek: 1054: Derviş Muhammed Salih Mirzabeyoğlu… Te’yid-Tasdik etme. Doğrulama. Tesis etme: 1425: Tahvit Hiyuto-Süryanice, “Hüviyet Kâğıdı Kontrolu”… Süryanice, Cutudo-Mukaddeme. Takdim: 425: Dhjate-Arnavut dilinde, “Vasiyetnâme”… Süryanice, Zoğuto-Zafer: 1425: Eradicere-Lâtince, “Kökünden takımıyla almak”… Süryanice, Zoğuto-Fetih. Fütuhat: 1425: Ctoyo-Süryanice, “Silme”; Re harfi, Allah’ın Musavvir ismi, 5. Sema mertebesi, Kamer menzillerinden, “Gafr-Silme. Afv”… Süryanice, Ctodo-Mukaddeme. Takdim: 425: Tayabo-Süryanice, “Tövbekâr”. Tan-ı Hulk… Tevbe-Kur’ân’ın “Berae” de denilen 9. Sûresi’nin ismi: 1808: Saqifo Galbatro-Süryanice, “Taş Tabut”; Berzah Sabiti… Tevbe Suresi’nin, 25-28. âyetleri. “Musa Aleyhisselâm’ın duası”: Rabbim gönlüme ferahlık ver, işimi bana kolaylaştır, dilimdeki tutukluğu çöz ki, sözümü anlasınlar… Musa Anter-Rüyâ’da gördüğüm bir sahabî’nin ismi: 808: Şefkat-Başkalarının derdiyle alâkalanmak… Karşılıksız olarak merhamet ve sevgi. Pazarlıksız, sâfi ve tavizsiz sevgi… Rabıta-ı Şerife-Esseyyid Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’nin bir risalesi. “Üstadım: Sonsuzluğa eriş ve sonsuzlukta oluş sırrının mukaddes rejimini nokta nokta çizen bu eser, ulvî gayesinin yanıbaşında, dini, esrar ve derinlik buudundan mahrum bırakmak isteyen ve güya dinden yana geçinen bazı maddeci mankafalara indirilmiş bir balyoz mahiyetini taşıyor. Bu eser, vecd kaynağımızdan hayat iksiri değerinde bir damlacıktır ve Büyük Doğu idealinin tacıdır: 808: D’lo Busoro Masbronuto Ananqi-Süryanice, Mutlak Fikir Gerekli)

*

Üstadım’ın “İkimizin şiirleri, bayılacaksın!” dediği Noktalamalar’dan, Nisan 1983 tarihli, KALMADI — Yıkılan sarayımdan tek bir nakış kalmadı / Dışa mıhlandı gözler, içe bakış kalmadı!: 812: ŞAH-I NAKŞİBEND… Süryanice, ABLİYA-Şato. Saray. Hisar: 54: CAN-İspanyolca, “Köpek, tazı. Tetik”. (Tazi-Arablar. Tâbirciler: 1417: Necib Fazıl Kısakürek… İngilizce, Marble-Mermer. “Abdülhakîm Koltuğu”: 278: Arvasî)… İSTİFRA-Başlama. (Dünya Çapında Bir Hâdise: 1054: Derviş Muhammed-442 mührü): 812: SPECTRUM-Lâtince, “Asa”; yol gösteren… Süryanice, MBARYUTO FAYNO-Hırka-i Tecrid. (Alt Başlığı, “Üç Işık Risâlesi” olan Kitabımın ismi): 812: TRAQLİNO HOMON-Süryanice, “Ölüm Odası”

*

20 YIL BERABER: 1465: MUTEEKKİD-Sağlamlaşan. Tekrarlanan… Arnavutça, NAJET-Yirmi: “Kef harfi’nin ebcedi”. (Kef harfi, Allah’ın Şekür ismi, Kürsî mertebesi, Kamer menzillerinden Nesre’ye işaret eder… Boşnak dilinde, Dvedeset-Yirmi: 477: İzzet): 1465: TAHVİT HİYUTO-Süryanice, “Hüviyet Cüzdanı”… ÜSTAD: 466: NÜÜTİ-Gemi Kaptanı. (Yıl: 40: Delv-Kova… Üstadım’ın “Çocuk” isimli şiirinden: İnsanlık zincirinin ebediyet halkası / Çocukların kalbinde işler zaman rakkası… Yad Daşt-Çocuk kalbi: 7726: Derviş Muhammed-442 mührü. “En büyük ebcedle”… Daşten-Tutmak. Zaptetmek. Malik olmak. Görmek. Gözlemek. Gözetlemek: 4751= 755: Derviş Muhammed-442 mührü, en büyük ebcedle)… MEHDÎ Muhammed Mirzabeyoğlu: 466: HATO CQULO-Süryanice, “Yeni Devir”. (Beraber: 1405: Tarihe Malik Olmak… Boşnak dilinde, Skupo-Beraber: 1169: Trimino Mavto-Süryanice, “Ölüm Odası”… Kusto: 3166= 169: Rahman Sûresi’nin 19-20. âyetleri… Not: Ruhanî tanışmanın cismanî tanışmaya geçmesi, vasıflarda beraberlik olması hasebi iledir. Ortaklıkta külliyet varsa, cazibe de o nisbette küllî bir kuvvet olarak ortaya çıkar, aksi hâlde zayıf ve cüz’i olur!)

AKDENİZ’DE

(TASVİR-İ EFKÂR)

KAPTAN KUSTO Anlatıyor. (1962-1982): Bazı araştırmacıların farklı deniz kütlelerini birbirinden ayıran engeller bulunduğuna dair ileri sürdükleri görüşleri inceliyorduk. Araştırmalar sonunda gördük ki, AKDENİZ’in kendine has sıcaklığı, tuzluluğu ve yoğunluğu var. Aynı zamanda kendine has canlıları barındırıyor. Sonra ATLAS Okyanusu’ndaki su kitlesini inceledik ve gördük ki, Akdeniz’in su yapısından tamamen farklı. Bu iki su kütlesi, CEBEL-İ TARIK BOĞAZI’nda birleşiyor ve bu birleşme binlerce yıldan beri sürüyordu. Buna göre, bu iki denizin karışması ve netice olarak tuzlulukta, yoğunlukta ve ihtiva ettiği madde nisbetinde eşit veya eşite yakın bir durumda olmaları gerekiyordu. Oysa ki böyle bir durumun olmadığını, yâni bu su kütlelerinin birbirine karışmadığını ve her iki denizin yakın kısımlarında dahi ayrı bir yapıya sahib olduğunu hayretle müşahede ettik. Bunun üzerine yapmış olduğumuz araştırmalarda bizi şaşkına çeviren başka bir durumla karşılaştık; çünkü bu iki denizin karışmasına, birleşme noktasında bulunan HARİKA bir su engeli mâni oluyordu. Aynı türdeki bir su engeli 1962 yılında Alman ilim adamları tarafından ADEN Körfezi ile KIZILDENİZ’in birleştiği MENDEB Boğazı’nda da bulunmuştu. Sonraki araştırmalarımızda, farklı yapıdaki bütün denizlerin birleşme noktalarında aynı su engelinin bulunduğunu müşahede ettik.

*

Süryanice, YAMO HEVORO-Akdeniz: 281: GAFR-Menazil-i Kamer’de üç küçük yıldız. Örtmek. Silmek; Re harfi, Allah’ın Musavvir ismi, Kamer menzillerinden Gafr’a işaret eder… GAFR-Kurtarmak. Bir şeyi kesmek. El ile su almak: 1280= 281: NAKA-İ Salih-Salih Aleyhisselâm’ın, kaya içinden çıkan deve mucizesi. “Nefsi arındırıp kurtarmak”… RAÎ-Re harfiyle ilgili. Çoban, gözetleyen ve koruyan kimse. Güvercin kuşundan bir kısım. Vâli. “Beden’de, insana mahsus, ruh”: 1281: BERF-Kar. Pak, temiz. Güzel söz. Asker. (Seyyid Abdülhakîm Arvasî: 566: Maunet-Allah’ın salih kullarına imdadı, yardımı)… AHİRE-Zanneden, facire. “Şuh facire; zaman, imtihan eden, lütuf ve kahir getiren”. (Cevn-Ak ile kara. “Mâlik”: 59: Mehdî): 281: ÂRÎ-Pak. Hür. “İrade”.

*

Süryanice, YAMO MESCOYO-Akdeniz: 183: MU’CİZBEYAN-Anlatış tarzı kimseye benzemeyen… İHTİSAS-Kendine mahsus kılan: 1183: MEHDÎ Salih İzzet Erdiş… Kürtçe, XWENASİN-Kendini tanımak: 1182: KAFA KAĞIDI-Üstadım’ın, Tilki Günlüğü’nde “Ufuk” olan eseri. (Tevbe Kağıdı, “Kaptan Kusto Müslüman / Dünya Çapında Bir Hâdise” hatırda!)… Aynı ebcedle, Süryanice, GUMNASYUM: Beden Eğitimi.

*

TASVİR-İ EFKÂR. (Tasvir: His ve mahsusata münhasır olan ifâde. Bir şeyi söz veya yazı ile anlatmak. Resim yapmak. Bir şeye suret ve şekil vermek. Resim. Görebildiğimiz ve hissedebildiğimiz şeyleri bize gösterebilecek veya hariçte vücudu olmayan fakat hissedilebilen “Cin - Gizlilikler - Gizli varlıklar - Gizli Kuvvetler - Gizli iş ve fiiller”i duyurabilecek meleke… Efkâr: Fikirler. Düşünceler): 1008= 9: CEV-Yer ile gök arası… İBDA’-İzhar etmek. Göstermek. Diğer bir meseleye çıkmak. İcâd. İhtira. Berat. (Beraat: 1673: Mehdî Derviş Muhammed): 1008= 9: ZAG-Karga. Kuzgun. (Miat-Yüz sayıları: 441: Keraker-Karga. Kuzgun… Kısakürek: 1441: Salih Mirzabeyoğlu)… İbranice, HAG-Bayram: 1009: DİH-Köy. Karye. On sayısı. “Nokta. Sıfır. Beş”. (Üstadım’ın 1982 tarihli, “Yeni” isimli şiirinden: “Kalbinde birleşik ebedle ezel / Ateş çubuklarla kalbin mühürlü / Bizim köyde ara pörsümeyeni!”… Hamse-Beş. “Sıfır. Nokta. On”. Bit. Kut. Zirve: 705: Habnâme-Rüyâ Kitabı… Heşt-Sekiz. “Tasvir-i Efkâr”: 705: Disar-Üste giyilen kaftan)… HAZREVAT-Yeşillik. Gökyüzü. Felek. Asuman. (Yeşil renk, Ay’ın sembolüdür; ve Allah’ın Hak ismi nuruna işaret eder): 2007= 9: EŞAVİZ-Halk. Millet. Nas… BİZZ-Açmak. Feth: 9: ÇU-Dikkat. Ahenk.

*

ADEN KÖRFEZİ. (Amid-Çok hasta. Aşk hastası. Başlıca nokta. Komutan. Rehber. Haraç, vergi alan kimse: 124: Adn-Vatan tutmak, mukim olmak. Cennet’te bir makam ismi… Adan-Deniz kenarı, sahil. Küst. At kişnemesi: 125: Sıla-Kavuşmak, ulaşmak. Aşıkın maşukuna kavuşması. Vuslat. Doğduğu yere dönüş, hısım akrabayı görme. Hediye, armağan, mehdiyye… Adine-Bayram günü. Cuma günü; Allah Sevgilisi’nin bütün âlemlerce bilinip, şehadet edildiği gün: 70: Nüvit-Müjde, beşaret. Hayırlı haberlerle tebşir): 1440: ET-TEVVAB-Muarife olmuş tevbe eden. “Tevbeleri kabul eden Allah”… BAD-I TECELLİ-Tecelli Rüzgarı: 440: ZİN-İ ANTERİ-Gökten gelen “Cin; gizli, kuvvet, kudret”… Süryanice, CELTO-Vesile: 440: HİYUTU-Süryanice, “Hüviyet”. (Mükâşif-Keşifte bulunan: 1441: Kısakürek… Salih Mirzabeyoğlu: 1441: Tahattüm-Hatem, yüzük takınmak)… KIZIL DENİZ. (Kızıl-Merih yıldızının sembolüdür ve “Allah” ismi nuruna işaret eder: 137: Besmele… Derya: Deniz… Dery: Bilme): 2218: DERVİŞ MUHAMMED SEMERKANDİ-442 mührü. “Büyük ebcedle”… ATLAS-Atlas Okyanusu. Büyük harita. İpekten yapılmış kumaş. (Rahnâme-Yol haritası: 1302: Derviş Muhammed. “Noktasız harflerle”… Noktalı harflerle, Kaptan Kusto Müslüman: 1302: Mirzabeyoğlu): 100: MÜNA-Arzular. Birinin yerine kaim-i makam olmak. Suya giden yol. Şeriat. Mekke’de, Hacıların Kurban Bayramı’nda kurban kestikleri ve şeytan taşladıkları yer)… CEBEL-İ TARIK. (Cebel: Dağ. Yüksek tepe. Bir kavmin meşhuru ve ulusu… Tarık: Gece gelen kimse. İmtihan; zulmette hasıl olan belâ ve musibetler. Zühre yıldızı. Parlak yıldız. Bir sûre ismi. Allah’ın üzerine yemin ettiği yıldız. “Zühre yıldızı, Boğa ve Terazi Burçları yıldızıdır”…Tarik: Yol, tarz, usul. Vasıta. Meslek. Bir maksada nail olmak için icrası gereken husus veya bu hususların hey’et-i mecmuası): 345: İMAM-I RABBANÎ. (Ahmed-i Farukî-İmâm-ı Rabbanî: 450: Abdülhakîm-Arvasî)

AKTÖR

(KARTAL TİBET)

LEVHA: 30 Ekim 1991… Aktör Kartal Tibet… Güleryüzlü… Ölmüş gibi, onun özelliklerinden ve iyiliklerinden bahsedilerek konuşuluyor… Yaşlı bir aktöre, “Baba!” diye seslenip şaka yapışı anlatılıyor!..

*

AKTÖR-Oyuncu. Rol yapan. Temsil eden: 706: FİKİR KAHRAMANI… Süryanice, DAVRO-Rol: 217: DAVRO-Süryanice, “Kurs”; çevrik nesne, kuşatan. Daire şeklinde olan. Tamam. Kelepçe. Zapteden. (Üstadım’ın “Çile” şiirinden: “Deliler köyünden bir menzil aşkın / Her fikir içimde bir çift kelebçe!”… Birinci Mısraın Ebcedi: 1200: Re harfi’nin ebcedi… Akl-Ölüm. İp: 200: Ebu Süleyman-Halid bin Velid ve Süleyman bin Halid Hazretleri’nin “Horoz” lâkabı… İkinci Mısraın Ebcedi: 1334= 335: Ma’reke-Muharebe meydanı, çarpışma yeri. Kıtal. Cenk… Fermude-Buyruk. Emir. Kumanda: 335: İskender-Zülkarneyn. “Aristo’dan ders alan Yunan İmparatoru”… Zülkarneyn, “iki boynuzlu”; Şark ve Garb’ın hakimi olduğu için denmiştir. Kur’ân’da ismi geçen, İbrahim Aleyhisselâm devrinde yaşamış ve Hazret-i Hızır’dan ders almış, Peygamber olup olmadığı bilinmeyen büyük bir zâttır. “Zülkarneyn Seddi” denilen “Çin Seddi”, sadece maddede değil, kalbte bir mânâ olarak, devre göre de Hakkı bâtıldan ayıran mânâ hakikatidir de; ve O’nun ismiyle anılan. Bugün İstanbul; kıymeti Allah Sevgilisi buyruğuyla işaretlenen… Beytin Toplam Ebcedi: 2534= 536: Seyyid Abdülhakîm Arvasî “Üçışık”… Onun sözü, “Malik” hikmetini de çerçeveleyen: Şu İstanbul, ne garib bir şehir. İyi veya kötü, kim ne isterse burda onu buluyor!)… Süryanice, CURBO-Kuzgun: 217: YAQAR-Süryanice, İzzetlemek… Boşnak dilinde, VEDRO-Kova: 217: Rüyâ… Arnavutça, PİRE-Sarhoş: 217: ZARCO-Süryanice, “Çekirdek”… Süryanice, İYOR-Mayıs: 217: KAFUL-Çift. (Necib Fazıl Kısakürek / Salih Mirzabeyoğlu)

*

KARTAL. (Tuva Lûgatı’nda, Ezir-Kartal. “Ruh”: 218: Ezir-Ecir): 732: ABDÜLHAKÎM KOLTUĞU… TİBET-Çin’in kendi kendini idare eden, 4900 metre yüksekliğinde ve geniş bir alanı. Yüksekliğinden dolayı, “Dünya’nın çatısı” ve “Kar ülkesi” diye anılır: 812: ŞAH-I NAKŞİBEND-Velilik kutbunun dairesi ve Nakşîlik yoluna ismini veren… KARTAL TİBET: 1544: MÜRŞİD… Arabça, MEREC-EL BAHREYN-Birbirine mecbur iki deniz: 1543= 544: İFRAT HÂLDE TECRİD. “Kökler”. (Yevmiye: Benim kumaşım mücerret!)… Süryanice, LACTO MCAS-Avuç içi titremesi: 544: TES’İD-Tebrik etme, saadetlendirme. Sevinç ve sürur ile bayram yapma… DMS-Derviş Muhammed Semerkandi: 1544: MALYO GANTO-Süryanice, “Dolmabahçe Sarayı”… Aynı ebcedle, QROBO TİBELOYO TLİTOYO: Süryanice, “Üçüncü Dünya Savaşı”.

FATİH’İN DİLİ

(KAPTAN KUSTO MÜSLÜMAN)

LEVHA: 16 Ocak 1992… Bir tarih kitabında, gördüğüm bir rüyanın aynısına rastlıyorum… Sözkonusu rüyâ Yesarî Asım Arsoy ile ilgili… 6-7 yaşlarında bir çocuk… Şehzade… Birine, “İşte Fatih’in torunu bunlar!” diyorum ve çocuğu seviyorum!..

*

YESARİ ASIM ARSOY-Büyük bestecilerimizden. (Boşnak dilinde, Autor-Besteci: 613: Derviş Muhammed… Boşnak dilinde, Autor-Romancı: 613: Kaptan Kusto Müslüman… İbranice, Sehel Yaşar-Ortak akıl. Kollektif şuur: 1612: Maktab Zabno-Süryanice, “Tarih”… Süryanice, Sed Hdode Kotubo-Yanyana Muharrir: 1612: Tavro-Süryanice, “Boğa”… Süryanice, Yatar-Yatır. Veli: 1612: Tarqo-Süryanice, Kaptan): 4751: DERVİŞ MUHAMMED-442 mührü. “En büyük ebcedle”… Süryanice, CESRİN ŞNO CAM HDODE-20 Yıl Beraber: 751: HASİRUT ZABNO-Süryanice, “Zamansızlık”; kesintisiz, ebed müddet.

*

FATİH’İN TORUNU. (Nevade: Torun… Nevad: Dil. Gönül): 1221: MÜSLÜMAN. (Kaptan Kusto Müslüman: Kaptan Kusto Fatih’in Torunu: Kaptan Kusto Fâtih’in Dili… Kaptan Kusto: 1331= 332: Mirzabeyoğlu… Kaptan Kusto Müslüman: Mirzabeyoğlu Fatih’in Dili)… FATİH’İN TORUNLARI: 1462: “İnsanlık zincirinin ebediyet halkası / Çocukların kalbinde işler zaman rakkası!”… Boşnak dilinde, RRENJE-Kök: 463: GENOTO-Süryanice, “Gök Rengi”; Kelime-i Tevhid nuruna işaret eder. (Ezrak-Gök renkli, mavi. Saf ve temiz su: 308: Ashab-ı Bedr… Şihab-Parlak yıldız. Kıvılcım. Kayan Yıldız: 308: Arvasî… Aynı ebcedle, Bedreka: Mürşid. Allah yolu. Delil. Kılavuz)… Noktasız harflerle, İFRAT HÂLDE TECRİD: 1463: MEHDÎ Muhammed Mirzabeyoğlu.

NEDAMET

(ŞATRANC-I UREFA’DAN)

Şatranc-ı Urefa’nın 6. Kabı, NEDAMET-Pişmanlık. Kişinin bilerek yaptığı bir hatadan rahatsızlık duyması; bu, birinin satın aldığı şeyden pişman olması cinsinden duyulan pişmanlıklardan farklı, vicdanî bir meseledir: 495: MÜNACAT-Allah’a yalvarmak, dua etmek, günahların affını istemek. Allah’tan necat için dua; bu niyetle yazılmış yazı veya manzume, tecellisinden doğan sürûr ve neşe. Tarikatte tevbe etme davası… TATAVVÜF-Dönmek. Ziyaret etmek: 495: TENADÜM-Birbiriyle konuşma. Sohbet. NEHVET-Himmet, maksad: 495: İSTİGLAB-Olgunlaşma, kemâle ermek; ibadet ve amellerle nefsin eksiklik ve hatalarının giderilmesi neticesi.

Not: Tefrika edilen yazının tamamı yahut bir kısmı, Baran Dergisi'nin izni olmadan iktibas edilemez

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu – Baran Dergisi 539. Sayı