LEVHA: (…) 2005… Kumandan bir masanın üzerinde duran gazeteden kesilmiş TRUVA ATI’na benzer bir resmi göstererek, “Burada ne var?” diye soruyor. Ben de, “Bir savaşçının başı var!” diyorum. Kumandan bana, “O burada değil; burada!” diye resmin arkasını çeviriyor ve ekliyor: “O âlimler ki, kavgayı gönüllerinde verir!”… Arkasını çevirdiği resimde, tam techizatlı bir savaşçının resmi var. Elimle fotoğrafa dokununca, elime yapışıyor; sanki yapıştırıcı varmış gibi zorlanarak çıkarıyorum. (Bolu F-Tipi Cezaevi —Abdülmetin Torsun)

*

SEDD-İ BAHR-Deniz Seddi: 274: KÜREND-Al at. (Sahil-At kişnemesi: 135: Edlak-Ağzı sulanan ihtiyar. Halid bin Velid Hazretleri’nin bir kılıcının ismi. “Düşmanı görünce azametlenen tecrübeli”… Afend-Harb, kavga. “Cihad. Cehd”… İbranice, Şahil-Birbirinin içine geçen: 349: Maşbo-Süryanice, “Rüzgar”… Süryanice, Şalhi-İndirmek: 349: Rişono Mraymo Uhdono-Süryanice, “Başyücelik Devleti” demek)… DIR’-Cevşen. Cenkte giyilen zırh. (Cevş-Demir gömlek. Sadr. Göğüs. Orta: 309: Akrah-Alnının ortasında beyaz olan at… Hadîs: “Hayır, atların alnına işlenmiştir!”… Yakut dilinde, Orto-Orta:612: Derviş Muhammed… Bedreka-Mürşid. Allah yolu. Delil, kılavuz: 308: Ashab-ı Bedr… Arvasî. “Arvas dağı ile ilgili. Seyyid Abdülhakîm Hazretleri’nin soyadı”: 308: Ezrak-Gök renkli, mavi. Saf ve temiz su… Süryanice, Krih Cayno-Göz hastası. “Üstadım”: 308: Eşbeh-Pek benzeyen… Yevmiye: “Efendi Hazretleri’ni görsen iyi olurdu, ama bir şey fark etmez; seni ben yetiştireceğim!”… Musattar-Yazılmış: 309: Qrobo D’colmo-Süryanice, “Dünya Harbi” … Süryanice, Şrihuto D’şedto Mbaryuto-İfrat hâlde terid: 2308: Hefroyo-Süryanice, “Madenî”… Kalem ve Kılıç: Takdim yazımda!): 274: ÇENGAR-Yengeç. Bakır pasından yapılan yeşil boya. (Boğa Burcu ve Terazi Burcu’nda görünen Zühre yıldızı’nın sembolü, Bakır… Kehf Sûresi’nde bahsi geçen Hazret-i Zülkarneyn’in “Yecüc ve Mecüc önüne kurduğu Seddin bâtınî tefsirinde: “… Kalbe, bakır kaynağı dökeyim; şeytan’ın hilesi işlemeyecek vech ile o kalblerin içine muhabbet cevheri ve metanet kimyası dökeyim de, ona Rahman’dan gayrı yükselmesin!”… Bakr-Öküz. İmam-ı Bakır’ın namı: 302: Mirzabeyoğlu)… İ’RAB-Düzgün konuşmak ve hakikati araştırmak: 274: A’RAB-Arab. (Tazi-Arablar. “Tabirciler”: 1417: Necib Fazıl Kısakürek… Aynı Ebcedle, Musa Mirzabeyoğlu).

*

TRUVA-Çanakkale. (Levha: 13 Temmuz 1990… Hayran Hanım’ın elinde bir harita var… Marmara’nın Çanakkale Boğazı’na yakın bir yerde, KUSTO diye bir yeri işaret ediyor… Ben, Kusto lafını duyunca heyecanlanıyorum ve hemen oraya gitmemizi istiyorum… Bir motorla oraya gidiyoruz… Kıyıdaki kulübede, bıyıklı, esmer ve iri bir genç… Oraya gelmemizden pek hoşnut değil!): 1612: DERVİŞ MUHAMMED… Süryanice, TRULO MERDO-Çanakkale. (Yunan mitolojisinde Truva kentinin kalesini fethetmek için gelen Yunanlılar, başarılı olamadıkları için geri dönüyormuş gibi yaparak, orya getirdikleri Tahta At’ı geride terk edilmiş görüntüsüyle bırakıyorlar. Onların çekilmesi üzerine, Tahta At’ın ganimet niyetine şehre alınması, gece tertibledikleri kutlama şenlikleri sırasında, At’ın içine gizlenmiş 37 askerin dışarı çıkarak kale kapısını açması ve şehri ele geçirmesi…): 343: PLİŞA-İbranice, “İstila, feth”… BİNSAR-Yüzük parmağı. “İnce bağırsağa giden enerji hattı ile ilgili”. (Başak Burcu, unsuru Toprak, yıldızı “Utarid-İkizler”, vücutta tesir yeri Bağırsaklar, simya’da Damıtma safhası… Arnavutça, Zorre-Bağırsak: 1417: Necib Fazıl Kısakürek… Arnavutça, Zorre Holle-İnce bağırsak: 451: Salih Mirzabeyoğlu): 343: FERZANE-Hakîm. Hakla bâtılı birbirinden ayıran… MURAKKIB-Murakabe eden. Teftiş ve kontrol eden. Hıfz eden. Allah’a bağlanmış olan: 343: ASGARAN-Kalb ile dil… KUSTO: 1181: VAKIA-Vuku bulmuş. Rüyâ, düş. Şiddetli hâdise. Meşakkat, musibet. Kıyamet. Savaş… KAFA: 1181: FA’AL-Çok işleyen ve çalışan. “Kerem. Balta sapı”.

*

CENG-CÜ-Kavgacı, dövüşçü, cengçi: 82: SEHVİ-İbranice, “Horoz”. (Halid bin Velid ve Süleyman bin Hâlid Hazretleri’nin bir nâmı da, “Ebu Süleyman-Horoz, kabadayı”dır)… HACİS- “Bir şey nefste gerçekleşti” mânâsında. Nefsteki düşünce. (Der-Saadet-İstanbul: 737: Metris Cezaevi… Turfanda-Mevsiminden önce yetiştirilen yeşillik: 1737: Mürtesim-Görünür hâle gelen): 82: KAMER SURESİ’nin, Ebu Cehil’in Bedir’de “Biz muzaffer orduyuz!” dediği vakit inen 45. âyeti. “Noktalı harfler”-Meâli: Yakında o ordu bozulacak ve arkalarını dönüp kaçacaklardır… ACZA’-Kumdan yapılmış büyük tepe. (Ahkaf-Kum tepeleri. Bir sûre ismi: 190: Nefs ruhun bedenle birleşmesinden meydana gelen… “Dünya Çapında Bir Hâdise”-Takdim yazımın alt başlığı: 1053: Cin-Be harfi, Allah’ın Lâtif ismi, “Cinler-Gizliler, gizlilikler, gizli varlıklar” mertebesi, Kamer menzillerinden “Mukaddem min-ed delâl”e işaret eder; öne alınmış delile, Takdim’e… “Derviş Muhammed-442” mührü: 1054: Ahmed-Allah Sevgilisi’nin bir ismi, Üstadım’ın küçük ismi… Arabça, Alemiyye Zahira-Dünya Çapında Bir Hâdise: 1058: Ha-Mim. “Ahkaf Sûresi’nin başındaki, Huruf-u Mukattaa’dan olan harfler”… Sakaleyn: İns ve Cin… Nefs, Ruh’un bedenle birleşmesinden meydana gelen, ruhî bir lâtifedir; ve cinler, hem cisim hem de ruh yönünden heyetleri insandan eksik olan, yapıları itibariyle “ateş ve duman”dan yaratılmış olmakla, hava varlıklarıdır. Gözaçıp kapama müddetinde istedikleri yere gidebilirler.  Berzahla alâkaları yoktur ve akılca azdırlar. Mümin ve kâfir soyu vardır; Hak veya batıl olarak, aralarında kavgalar olduğu gibi, insanların kalbine Müslüman ve Kâfir oluşlarına göre vesvese, kargaşa, vehim, doğru ve yalan haber ile korku ve müjde verebilirler. Lâtif varlıklar oldukları için, bahsi edilen yoldan bir tesirle, meselâ heyecan duygusunun bedene tesiri gibi, insanda bedenî olarak da arazlar meydana getirebilirler; halk arasında, muvazenesiz ve “cin çarpması” olarak nitelenen hâdiseler bu soydandır. Kolayca çeşitli suretlere, bilhassa kedi ve yılan suretine girebilir ve rüyalara rahatça sızabilirler. Batı mitolojisinde sözü edilen kişiliklerden NYMPHALAR, düğün ve eğlence yerlerinde şarkı söyleyen diye tarif edilirlerken, “tabiatın dişi esprileri” tâbiriyle, “bir cin taifesi” mânâsını aksettirirler; sazlıklarda, bataklıklarda, ıssız yerlerde yuvalanan. Çok hoş: “Tabiat’ın dişi esprileri”… Hani eşya ile münasebetleri, bir rüzgâr gibi, değip geçen eğreti… İnsanla olan ve onlarla ilişkileri, adamına göre; Şeytan’ın da ateşten yaratılmış olması bakımından, menfileri onun liderliğinde ve “şeytan” diye anılan… Allah Sevgilisi’nin şeytanı’nın Müslüman olduğunu biliyoruz… Esseyyid Abdülhakîm Arvasî Hazretleri, cinlerin de müftüsüdür… Cinler, huyu suyu varken, insan gibi beden sahibi olmamalarıyla insandan, nefs sahibi olmalarıyla da nefsi olmayan meleklerden ayrılırlar… Yevmiye: “Yatarken Felak ve Nas sûrelerini oku, aç karnına yat!”… Şeytan, cin, büyü, hased gibi, ins ve cinden gelecek şeylere karşı, Allah’a sığınma… Muavvizat-İhlâs, Felâk ve Nas sûreleri: 1217: Rüya… Süryanice, Rugogo-Çanak. “Kafa”: 2218: Kafa Kâğıdım-Üstadım’ın yarım kalan eseri… Esseyyid Abdülhakîm Arvasî ÜÇIŞIK Hazretleri, Cinlerin de müftüsüdür… Üstadım’ın “Ben” isimli şiirinden: “Ben, sırtında taşıyan işlenmedik günahı / Allah’ın kör ebesi, cinlerin padişahı!”… İbranice, Şah-Salı günü: 308: Arvasî… Ahkaf Sûresi’nin, 29, 30, 31, 32. âyetlerinin meâlleri: Allah Resûlü’ne hitaben –Cinlerden bir topluluğu sana yöneltmiştik, Kur’ân’ı dinlemeleri için. Kur’ân’ın huzuruna geldikleri zaman, “susun, dinleyin” dediler. Sonra okuma bitirilince, kendi kavimlerine tebliğci olarak döndüler / Onlara, “Ey kavmimiz! Muhakkak ki biz, Hazret-i Musa’dan sonra indirilen, onların elindekini tasdik eden, Hakk’a ulaştıran ve Tarik-i Müstakim’e hidayet eden bir kitab dinledik” dediler / Ey kavmimiz, Allah’ın davetçisine icabet edin. Ona imân edin ki, Allah günahlarınızın bir kısmını yarlıgasın ve sizi çok elem verici bir azabtan kurtarsın / Ve Allah’ın davetçisine icabet etmeyen kimse, yeryüzünde Allah’ı aciz bırakacak değildir. O’nun, –Allah Sevgilisi’nin– Allah’tan başka yardımcıları da yoktur. İtaat etmeyenler, apaçık bir sapıklık içindedirler): 82: İBİS-Süryanice, “Gençlik”. (Mizaç: Hafakanlı, huysuz… Unsuru: Ateş… Renk: Sarı… Hâl: Gaz… Keyfiyet: Sıcakkanlı… Yaş: Gençlik… İklim: Yaz… Rüzgar: Doğu… Burçlar Kuşağı: Yengeç, Aslan, Başak… Vücut, cismi: Belden üstü)

*

MÜEVVİL-Rüyâ tâbir eden. (Mehdî Derviş Muhammed: 673: Rüyâ Tabir Etmek): 82: CUQOBO MADCO-Süryânice, “Zihin Kontrolu”. (Süryanice, Filoso Trulo-Çanakkale: 1675: Salih İzzet Erdiş… Telegram-Zihin Kontrolu. “En pislik işkence”: 676: Bazihane-Oyun yeri, eğlence yeri. “Odak noktası pislik tiplerin boyuna tavaf ettikleri tenasül uzvu olmak üzere, cihazla eğlenilen bütün bedenim!”… Nisa Sûresi’nin, 103-104. âyetlerinin meâli: “Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken Allah’ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır / O topluluğu –size korku ve dehşet veren kâfirleri– tâkib etmekte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyorsanız, sizin çektiğiniz acı –korku ve dehşet– gibi acı çekmektedirler. Üstelik siz, Allah’tan onların ümit etmedikleri şeyleri umuyorsunuz. Allah, ilim ve hikmet sahibidir… Muhyiddin-i Arabî Hazretleri’nin “Tefsir-i Kebir-Te’vilât” isimli eserinden, âyetlerin açıklanışı: Yakîn’e ulaşmak için ilim yoluyla İSTİDAT arzında yola çıktığınız zaman, “namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur”, bedenî amellerde, şükür ve huzur gibi kulluk haklarını eda etmede kısmaya gitmenizde bir sakınca yoktur. Çünkü Hazret-i Resûlullah (S.A.V) şöyle buyurmuştur: “Kim yakîn’den nasib almışsa, onun namazındaki, orucundaki eksikliklere itibar edilmez!”… “Kötülük etmelerinden endişe ederseniz”, sizi saptırmalarından, yoldan çıkarmalarından korkarsanız “kâfirlerin”, vehim ve hayal kuvvetlerinden, sapan ve saptıran insan kökenli şeytanlardan olan perdelenmişlerin şerrinden endişe ederseniz… Çünkü, Hazret-i Resûllah “S.A.V”, “Tek bir FAKÎH, şeytana bin abidten daha zorlu gelir!” buyurmuştur.)

*

Süryanice, RESMO-Nem. (Mizaç: İyimser… Özsıvı: Kan… Unsur: Hava… Renk: Kırmızı… Hâl: Sıvı… Nitelik: Sıcak nemli… Yaş: Çocuk… İklim: İlkbahar… Rüzgâr: Güney… Burçlar: Koç, Boğa, İkizler… Vücutta: Baş, Boyun, Ense): 1307: ARVASÎ.
 
 

DERVİŞ MUHAMMED
(KOLLEKTİF ŞUUR)

 
Ruh’un İsimleri… KELME-İ Ehem: Öne alınmış, ehemmiyetli kelime… NUR-U Muhammedî… NOKTA-İ Vahdet RUH-U Küll… ŞEMS-İ Bâtın: Bâtın Güneşi… AKL-I Küll… KÖKLER’den: Karanlıklar içinden çıkan Nur, herşeyi aydınlatan şuurdur ve Nurdan Nura yükseliş, varlık tabakalarının aydınlanması demektir ki, sonunda bu Nurlar Nuru’na, yâni Allah’a çıkar… KÖKLER’den: Bir vücutta uzuvlar, ALET gibidirler. Zamanın Büyüğü de, Allah Sevgilisi’nin ruhaniyetinin varisi olarak, Akl-ı Kül mesabesindedir; ve onların uzuvları da –akılları–, zamanındaki insanlardır. Her ne yaparlarsa, –son tecridte–, onun sayesinde yaparlar. Eğer onlardan yanlış bir hareket meydana gelirse, Akl-ı Küllün gölgesini başlarından kaldırmış olmasındandır. (Hürriyetle, zorunluluğun bir sır oluşunu hatırla!)

*

FERD ve Toplum: Bildiren olmasa, bilinemeyeceği hakikati ile, toplum’un bir gerçeklik olduğunu biliyoruz… Ve ilişkiler düzeninin, fert için bir “şuur süzgeci” oluşunu… Ferdî iradeler ilişkilerinin oluşturduğu gerçeklik, nesilden nesile yeni katılanların ve ölenlerin meydana getirdiği kemmiyet ve keyfiyetle bir “süreç” belirtiyor: Zaman unsuru, “Kollektif Şuur-Müşterek Şuur”un, Tarih şuuru olduğunu gösteriyor… Tarih, içyüzde “Hakikatin Hakikati” olarak, Peygamberler Tarihidir; İlk dil, ilk İnsan’la vardı ve ilk İnsan, İlk Peygamber’di. O da, yaradılışında Ruh ve Cesed arasında iken, “Peygamberler Peygamberi”nden Ahd ve Misak aldı… Ahd: Vadetme. Vefa. Yemin. Tevhid. Vasiyet. Asır. Devir… Misak: Sözleşme. Sürme, sevketme.

*

EL-MÜMİN-Allah’ın “Emin kılıcı” mânâsında 99 güzel isimden biri: 136: KELME-İ Ehem-Öne alınmış, ehemmiyetli söz… Yunanca, TRUVA-Çanakkale. (Süryanice, Cesuro Eşito-Çanakkale: 998: Hafiz-Esirgeyen. Muhafaza eden. Muhafız. Allah’ın 99 güzel isminden biri… Sedd-i Bahr: 274: Kürend-Al at… Al: Kırmızı. “Celâliye”… Hayl: At. Kuvvet. Hayl, havl. Zümre. Düşünmek, hıfzetmek. Murad): 612: DERVİŞ MUHAMMED… MUS-Keskin bıçak: 136: MESELE-Harb. (Harb-Yarmak. Delmek: 802: Müstakrib-Yaklaştırıcı. Yaklaştıran… Hadîs: “Harb, hud’adır!”… Hud’a: Yapıp etme. Oyun. Düzen, taktik… Huda: Rabb. Hâlık… “Bir” sayısı, “Allah’ın hep ötenin ötesinde, ne ki o zannedilir, o değildir” olması bakımından, “mekr”dir; hâdiselere verdiği istihza tavrı… Kul yönünden, yâni harb bakımından, işin neticesini ona bağlamak üzere “hud’a-hile” diye bilinmeli; burada İlâhî mekr, O bir ân nereye nazar ederse, galibiyetin o tarafa âit olacağının sır teşkil etmesi bakımından… Hud-Kendisinde “Ehadiyet” hikmeti tecelli eden Peygamber: 15: BD-İBDA)
 

DERVİŞ MUHAMMED
(DAĞDAKİ DEĞİŞİM)

 
LEVHA: 10 Mart 1999… Kumandan’la Hastahâne’ye gidiyoruz. Tedavi olacak. Tedavi sonunda Kumandan’ın ayağı kesiliyor; kangren olmasın diye. Biz gönüldaşlar son derece üzgünüz. Kumandan’ı Hastahâne’den alıp eve götürüyoruz, ben koluna giriyorum. Kumandan hiç üzgün değil. Odada yanıma oturup bana müjde veriyor. “Hastahâne’de yeni eserim bana verildi. Adı da ilhâm edildi, sana söyleyeyim: Dağdaki Değişim” diyor. Ayağı kesildiği için, lütuf olarak Allah tarafından veriliyor. Bunu bana, çok üzgün göründüğümden ve maneviyatım düzelsin diye müjdeliyor. Ben çok duygulanıyorum ve iki gözüm iki çeşme ağlıyorum. (Kitabın isminin ilk kelimesinden emin değilim) Kumandan salondan benim oturduğum halının üzerine gelirken gayet rahat yürüyordu, ayağından dolayı sekmiyordu, sanki bir şey yoktu. (Bandırma Cezaevi —Kâzım Albayrak)

*

Dikkat: Rüyanın görüldüğü tarih, 1998’in sonunda gözaltına alınmam ve tutuklandıktan sonra Metris Cezaevi’ne konulmamdan 2 ay sonraya âittir… DAĞDAKİ DEĞİŞİM. (Nühs-Dağ. “Nühas, bakır, metalun”: 148: Muhsî-Sayı, rakam, sayılmış… Sahr-Maden kütlesi. Büyük taş. Kaya. Büyü yapan. Yazı: 890: Berzah… Muhık-Hakkı yerine getiren. Hakkı olan: 148: Muhammes-Ateş üzerine konulmuş, kurutulmuş… Muhammes-Beş. Beş katlı. Tahmin edilen: 740: Mütefekkir… Hams-Beş: 705: Habnâme-Rüyâ kitabı… Süryanice, Hato Hfuğyo-Yeni Devir: 3525: Şehid Taha Cizro + Seyyid Fehim Arvasi + Esseyid Abdülhakîm Arvasî + Necib Fazıl Kısakürek + Salih Mirzabeyoğlu… Süryanice, Mcisuto-Cin Hastalığı: 525: Qeloyto Qeso-Süryanice, “Ölüm Odası” demek): 1405: İCTİSAS-Ağacı kökünden çekip koparmak… BERABER-Birlikte bulunan. Müsavi. Bir hizada olan. Refakat. Birlik. (Rüyâda gelen mânâ; Üstadım’la 20 yıl beraber olmam hakkında, onun hapisteyken yazdığı kitab… Akıncı Güç dergisinin çıkışı 1979, Metris’te geçen 1 senem 1999’da): 405: KİNEKEŞ-Düşmandan öc ve intikam almak. (İbranice, Pa’am-Zaman: 44: Pa’am-Defa, kerre, kez… Derviş Muhammed-442 mührü: 1044: Mapa-İbranice, “Harita”… İbranice, Pa’am-Nabız: 44: Pa’am-İbranice, “Adım”… İbranice, Hol-Kum. “Ahkaf”: 1043: Haliç Kongre Merkezi… Bolu Dağı: 1059: Mehdî)

*

Süryanice, TURO-Dağ: 612: DERVİŞ MUHAMMED. (Takdim yazımın üst başlığında, noktasız harflerle)… TAHAVVÜL EL-CEBEL-Dağdaki değişim: 1154: HATO KRUĞYO-Süryanice, “Yeni Devir”… HELMONOYO-Rüya gibi, “sızan”. (Süryanice, Abno-Taş: 59: Mehdî… Dufno-Tabut: 1145: Rahman sûresi, 19 âyet-“İki denizin birleştiği yer”… Abno Dufno-Taş tabut. “Arvasî”: 205: Mus’a-Kırmızı meyveli bir dikenli çalılık. “Bıçak. Müzler. Derin fikirler”… Mirza Mahzumoğulları: 2203= 205: Cbar-Süryanice, “Karşıya geçmek”… Gabra-Yeryüzü, toprak, arz. Nebat envaından bir nevi. Toprak rengi. “Gabar, istikbâl, bir dağ ismi”: Oğar-Hatıra gelmek… Yevmiye: Ben de hava almak istiyorum, 15 Şaban’da karşıya geçeriz. Biliyorsun Berat Kandili. Araba sağlam değil mi?.. “Sağlam, efendim!”… İyi, beraber karşıya geçeriz. Artık görünme zamanın geldi… Kaçlıydın?.. “1950’li efendim!”… Tam çağın!.. Doğum tarihim, Hicri: 1369 Recep ayının 21. Salı günü… “Hadîs: Salı, kan günüdür. Bu günde Havva, hayz oldu. Adem’in oğlu, kardeşini öldürdü!”… Tagayyür-ül Cebel-Dağdaki değişim: 1676: Telegram, Elektro manyetik dalgalarla uzaktan, gizli olarak zihin kontrolü… İmam-ı Şafiî Hazretleri’ne sormuşlar: “Fitne zamanı Hakkı tutanları nasıl anlarız?”… Cevabı: “Düşman okunu tâkib ediniz, o sizi Hakk ehline götürür!”… Telegramın yapıldığı yöne bakınız!): 1154: MEHDÎ MUHAMMED.

*

DEM-Kan: 1044: DERVİŞ MUHAMMED. (Kan: 151: Mehdî Muhammed)


Baran Dergisi 468. Sayı