Dünyadaki Müslümanlar bir çok ırktan oluşmaktadırlar. Yakın ve uzak onlarca devlete dağılmış durumdalar.

Aralarında İslâm dini kardeşliği vardır, ama yüzyıldan fazla bir süredir hiç bir şekilde yerel ve bölgesel anlaşmazlıkları çözüp kapsamlı bir dayanışma içine geremediler.

Bu yüzyılda çoğu İslâm topraklarında ortaya çıkan anlaşmazlıklar, sorunlar ve savaşlar işin en ilginç yanıydı.

İslâm dünyasının her yerinde, özellikle Asya ve Afrika’da, her gün 200 Müslüman katlediliyor, sırf dininden dolayı. Bu ölümler büyük bir kinle ve daha önce kimsenin aklına gelmeyen yöntemlerle yapılmaktadır. Burada sormamız gereken soru şu: Neden öldürülüyoruz? Dünyaya sormadan önce İslâm dünyasındaki liderlere sormamız gerekir bu soruyu.

Ne zamana kadar kanımız bu şekilde harcanacak, mallarımız çalınacak?

Ne zamana kadar milletimiz, toprağımız, dinimizle ilgilenmeyeceğiz?

İslâm milleti her yönden zengindir ve gelişim için istenen ve gerekli olan her şeye sahiptir.

Dünyadaki coğrafi konumu çok önemlidir.

Özellikle petrol üreten ülkelerde sermaye büyüktür

Büyük tüketici piyasaya sahiptir.

Neden AB gibi veya daha güçlü bir federasyon veya birlik için çalışmıyoruz?

Fakat bu imkânsızdır veya imkânsıza yakındır

Çünkü yönetim şekilleri ülkelere göre değişmektedir

Politik sistemler farklıdır

İslâm ülkeleri arasında anlamsız anlaşmazlıklar vardır, bu anlaşmazlıklar yabancı güçler tarafından iyice büyütülmektedir. Hatta bu anlaşmazlar, bazen, politik ve diplomatik, her türlü ilişkiyi kesecek kadar büyütülmektedir.

İslâm için hayır ve iyilik düşünmeyen emperyalist güçler tarafından desteklenen milliyetçi partilerin kuruluşu bunun müsebbibi.

Bu durum ırk ilkesine dayalı birçok küçük devlet ortaya çıkardı ve büyük İslâm devleti parçalandı.

Bu durum 4 asır İslâm’ı koruyan ve Müslümanların bu kadar kalabalıkolmasında en büyük payı sahibi Osmanlı devletinin başına geldi ve parçalandı.

Mezheplerin çeşitliliği… Bu mezhepler aslında tek bir temele dayanmaktadır, ama Avrupa ülkelerinin, mezhepler arasındaki teferruat anlaşmazlıklarını fitneyle çoğaltması anlaşmazlıkları büyüttü.

İslâm ülkeleri arasında seyahat etmek isteyen bir Müslüman, vize almak zorundadır Koreli veya Çinli biri gibi.

Dünya çapında her sene düzenlenen gelişmişlik, hakların kullanımı vs konularındaki listelerde veya sıralamalarda İslâm ülkeleri hep en sonda yer almaktadır ne yazık ki. Bu durum İslâm ülkelerinin veya İslâm milletinin bu gelişime yetişebilip yetişemeyeceği konusunda büyük soru işaretleri yaratmaktadır.

Kardeşlerim Avrupalılar batı ve doğu İslâm dünyasını parçalamak için ellerinden geleni yapmaktan kaçınmaktadırlar. En büyük dertleri bu ümmeti parçalamaktır. Şimdi bu ümmetin her hangi bir yerinde bir gurup veya topluluk çıkıp devlet istesin, hemen yardıma koşacaklardır. Onların amacı sadece ve sadece bizi parçalayıp iyice zayıflatmaktır.

Kardeşlerim

Müslümanlar ile düşmanları arasındaki savaş iman ve ilke savaşıdır, siyasi veya ekonomik değildir.

Küfür ile iman, cahiliyet ile İslâm arasındadır

Ama onlar bu savaşın sebeblerinin ekonomik ve politik olduğunda ısrar etmektedirler.

Biz buna kanmamalıyız.