OSMANLI DÜŞMANI TC.
Türkiye Cumhuriyeti, son İslâm Devleti Osmanlı'yı yıkıp yerine kurulmuş bir devlet olduğundan Osmanlıya düşmandır... Osmanlıya düşmanlığı İslâm Devleti olmasındandır. Bilindiği gibi TC, laiktir; yani İslâm karşıtıdır. Osmanlı ise İslâm Devletidir. Kemalist Devlet, Osmanoğullarını vatanlarından sürdüğü gibi halifelik gibi kutsal bir makamı da ilga etmiştir. Batılılaşma-köleleşme politikaları gereği İslâmî hükümleri devlet ve cemiyetten uzaklaştırıp laikliği yerleştirirken Osmanlı alfabesi kaldırılıp latin alfabesi alınır. Kanunlar İsviçre ve İtalya'dan tercüme edilir. Osmanlıya ait ne varsa reddedilir ve maymunvâri bir Batılılaşma başlatılır.
TC kurulur kurulmaz müslümanlara yönelik büyük bir zulüm başlatır. Şapka giymedi diye onbinlerce insan asılır, İstiklal Mahkemeleri kurulur. İskilipli Atıf Hoca, Şeyh Esad Efendi gibi nice Müslümanlar idam edilir. İslâm hilafeti kaldırıldı diyerek TC’ye ilk isyanı Şeyh Said Doğu'dan başlatır; muvaffak olamaz ve arkadaşlarıyla birlikte şehid edilir. Kemalist rejimin Müslümanlar üzerindeki baskı ve zulmü günümüzde de aynen devam etmektedir.
Yeni kurulan rejim Osmanlıdan İslâm Devleti diye nefret etmiş ve onun tüm mirasını reddetmiştir... Ortadoğu ve İslâm aleminde, Osmanlının yıkılışından sonra büyük bir boşluk oluşmuştur, İslâm alemi başsız kalmıştır. Emperyalist ülkeler, sahipsiz İslâm dünyasına rahat rahat çullanmıştır. TC ise, Osmanlının aksine, emperyalizmin güdümünde "korucu devlet" rolü oynamıştır. Osmanlı ve TC’nin gördüğü işlevler tamamen birbirine zıttır. Biri Viyana'ya kadar ila-yı kelimetullah için savaşmış, Batıcı çizgide kurulan TC ise Osmanlının düşmanlarıyla dost olup, Batının Ortadoğu'da jandarmalığını yapmıştır. İşte Irak'ta yaptığı, işte Azerbaycan ve Bosna'daki katliamlara sessizliği... İsraili ilk tanıyan da TC olmuştur. Fransa'ya karşı savaşan Cezayir'in bağımsızlığını da son tanıyan TC olmuştur... Nerede Ortadoğu'ya Yahudiyi sokmayan Osmanlı gitti, yerine Yahudi ve Hristiyan dostu bir rejim kuruldu...
Kemalist rejimin propagandası sonucu, vatan dostu Vahidüddin'e vatan haini, Ulu Hakan Abdülhamid Han'a kızıl sultan denildi. TC, Fatih'le Yavuz'u da sevmez. Alenen dil uzatmamaları korkularındandır. Fakat şu var ki, Fatih'in Ayasofya’sının müze olması Fatih Sultan Mehmed Hazretlerine, bu rejimin alenen dil uzatmasıdır. Ve Yavuz Sultan Selim Hazretleri'nin aldığı halifeliği ilga etmekle de Yavuz'a dil uzatmış olurlar...
Bu devletin bazı zamanlarda Osmanlıyı, Fatih'i, Yavuz'u anması, mehter çalması tamamen göstermeliktir, istismara yöneliktir. Esasında Osmanlının ruhu olan İslâm'ın canlanmasından korkmaktadır... Osmanlının toplum üzerindeki ağırlığını unutturabilmek için İslâm'dan önceki Türklerin tarihini okutup sevdirmeye çalışırlar.
Son Osmanlı Sultanı Vahdettin, M. Kemal'i kurtuluş harekatı için Anadolu'ya gönderir... Hindistan'daki Müslümanlar, "hilafet merkezimiz tehlikede" deyip Anadolu'ya para gönderir. Son İslâm toprağını Batılı emperyalistlere çiğnetmemek için Müslüman Anadolu halkı Türküyle-Kürdüyle-Arabıyla-Çerkeziyle bütün ahali savaşıp maddi kurtuluşumuzu sağlamasına rağmen iktidarı ele geçiren M. Kemal, İngiliz dostu bir devlet tesis etmiştir. Cumhuriyet rejimi, Müslüman Anadolu halkının ve Kurtuluş Savaşı'nın gayesi dışında kurulmuştur. Osmanlı, asırlarca haç ile savaşmıştır.
Millî Mücadelenin gayesine zıtlığa bir misal! Hilafet korunsun diye Hindistan'dan Müslümanların gönderdiği para ile de Kemalist Devlet İş Bankası'nı kurmuştur.
Kemalist rejimin sürgün ettiği gerçek münevverlerden Osmanlı Şeyhül-İslâm'ı Mustafa Sabri Efendi, yeni kurulan TC için şöyle sorar: "İngilizlerin, İslâm’ın ve Osmanlı Devleti'nin düşmanı olmalarına rağmen, Yeni Türkiye'nin dostu olmalarının sebebi nedir?"
Sebebi şudur: Hilafeti kaldırmalarına karşı yeni devletle İngilizler dostluk kurarlar. Ve İngilizler M. Kemalle savaşmadan İstanbul'dan çeker gider. Bilindiği gibi, Osmanlı İmparatorluğunu yıkan İngilizlerdir... M. Kemal ise, İngilizlerle dosttur.
M. Kemal'in ölümünden 1 ay önce İngilizlere yazdığı şu mektup var:
"Beraberce kurduğumuz Cumhuriyeti, beraberce yaşatacağız!" diyor. Bu mektubun fotokopisi Milliyet Gazetesi'nde yayınlanmıştı.
Günümüzde bazı kalemşörlerin ortaya attığı "neo-Osmanlıcılık" ise "neo- Kemalizm"den başka birşey değildir. Bu model, Osmanlının nüfuz alanının emperyalizm adına kullanmaktan başka bir gaye taşımaz. Osmanlıcılık kelimesinin başına "neo" kelimesini ilave eden bu işbirlikçiler, İslâm-Osmanlı düşmanıdırlar. Fakat lafta, Osmanlının bazı motiflerini de kullanır, istismar ederler. Emperyalist efendileri onlardan böyle bir planı istedikten sonra bunlar Osmanlı adını çirkef ağızlarına sık sık alır oldular.
Osmanlının bugün yaşatılması Osmanlının bağlı olduğu ruhun bugüne uygulanması ile olur. O da "İslâm'a muhatap anlayış"ın çağımızda kuşanılması ve bunun inkılâbının gerçekleştirilmesiyle olur. Yani, BD-İBDA...
Osmanlı, zamanında gücü yettiğince İslâmı temsil ediyordu. Günümüzdeki Müslümana ise ecdadıyla kuru kuru övünmek değil, eşya ve hadiselere İslâmı tatbik edecek bir dünya görüşünün kavgasını vermek düşer. Osmanlının intikamı da ancak böyle alınır. Bunun için ilk hedef Batılılaşma hastalığıdır. Çünkü, hayata İslâmı tatbik etmek ve İslâm Devleti için bu şarttır. Ondan sonra dışarıdaki müslümanlara faydamız olabilir. Önce içerideki işgal rejimi, sonra dışarısı...
 
Kâzım Albay
Taraf Dergisi
25. Sayı (1 Mart 1993), Sh. 31


Gözden geçirilme tarihi: Mayıs 2013