Bugün özel bir gün. 1438 senesinin Ramazan bayramındayız. Öncelikle, başta Kumandan Salih Mirzabeyoğlu ve gönüldaşlar olmak üzere, tüm gerçek Müslümanların bayramı mübarek olsun.
Artık dünyada şartlar çok hızlı bir şekilde değişiyor. Bugün, 10 yıl evvelki gibi bir dünya yok. Şu anda dünyada savaşlar, iç savaşlar yaşanıyor; bunlar devam eden emperyalist savaşın birer parçası. Üstelik bu savaş artık din üzerinden yürütülüyor. Yaklaşık 40-50 yıldır yeniden artmaya başlayan emperyalist saldırılar insanın gerçekten kötü hissetmesine sebep oluyor. Burada bizim de bazı hata ve eksikliklerimizle yüzleşmemiz gerek. Ben bu saldırılara layıkıyla mukavemet gösterilememe sebebinin dinin eksikliği değil, Müslümanların eksikliği olduğunu düşünüyorum.
Misal vermek gerekirse, Suriye devlet başkanı Beşar Esed’i severim; ama rejimi değil, Suriye’de rejimin değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bölge şartlarından dolayı Beşar seçimlerle yönetimi ele almış biri değil. Her neyse, kavganın şiddeti her geçen gün daha da artarak devam ediyor. Dünyanın her yerinden Müslümanlar akın akın Suriye’ye cihad etmeye ve ölmeye gidiyorlar. Bunu da açık açık söylüyorlar; çünkü şehid olarak cennete gideceklerini düşünüyor ve bunu istiyorlar. Gerçekte ise kimlerin emellerine hizmet ettiklerini bilmiyorlar. Ölmek ve yüzbinlerce insanı öldürmek için hazırlar. Ne yazık ki bugüne kadar Suriye’de yüzbinlerce Müslüman öldü, binlercesi esir alındı. Savaş hız kesmeden devam ederken, biz ise suçlu arıyoruz. Rejimin içerisindeki kriminal tiplerin elbette suçu var. Bunun yanı sıra emperyalistlerin suçu da malûm. En önemlisi ise Müslümanlardaki şuursuzluk; bu sebeple en önemli mesuliyet Müslümanların; gerçek Müslümanların!
Dünyada şu anda gerçek Müslümanların bir rejimi, bir devleti yok. Çözülmesi gereken en önemli sorun budur. Dolayısıyla bu soruna bağlı problemlerin de ne olduğunu göremiyor Müslümanlar. Mesela Müslümanların mukaddes şehirlerinden olan Kudüs’ü kurtarmak gibi bir amaç kalmadı ortada. Hatta ve hatta, Siyonist İsrail ile mücadele ettiği için Arap dünyasının dayanışma içinde olması gereken Hamas, sözde Müslümanlar tarafından zor durumda bırakılıyor. Yalnızca İsrail’in işine yarayacak şekilde baskı altına alınmak isteniyor. Onlar yine de mücadele etmeye ve düşmana darbe indirme çalışmalarına devam ediyorlar. İnanın, bunca tahribata, yüz milyonlarca dolara, Amerikalılara ve onlarla aynı safta yer alan sahte Müslümanlara rağmen İsrail dindar ve gerçek Müslümanların elinden kurtarılamayacak!
Öte yandan dün başka bir mukaddes şehir olan Mekke ile alakalı bir habere rastladım. Mekke’de bir saldırı teşebbüsünden ve operasyondan bahsediyordu haberde. Tam olarak neler olduğunu bilmiyorum; neler olduğunu bilmiyoruz; çünkü dört bir yanımız ikiyüzlü hainlerle dolu. Fakat şunu biliyorum ki bizler mukaddesatımızın ve adaletin köleleri olmalıyız. Emperyalistlerin mukaddeslerimizi işgal teşebbüslerini ve saldırılarını ancak böyle durdurabiliriz.

Bir Müslüman Şehrin Tarihi Yok Ediliyor
Suudi rejimi Mekke’deki tüm evlere kadar kontrol altında tutuyor; buna rağmen böyle bir teşebbüste bulunulabilmesi enteresan. Müslüman olduğunu söyleyenler, inandıkları peygamberin geçmişte bulunduğu yerlere saldırı yapıyor, mukaddes yerleri tahrip etmeye kalkıyor; çünkü bu İslâm’a karşı açılmış bir savaş ve onlar İslâm düşmanlarıyla aynı safta yer alıyor. İslâm coğrafyasında güç ne yazık ki İslâm düşmanlarının elinde. Belki de samimi olan insanlar da bu şartlarda kendilerini İslâm için kurban ettiklerini sanıyorlar. Bu fikri düşünmeyi bile hiç beğenmiyorum.
Her neyse, dünyanın kötü insanların birbiriyle işbirliği yaptığı bir tiyatrodan ibaret olduğunu gösteren ve benim de şahsen şahidi olduğum birçok mevzu var.
Irak’ta ve Suriye’de yaşananları zaten biliyoruz. Buralardaki vaziyetten dolayı Paris’te de insanlar rahat edemiyorlar. Artık savaşlar sınır tanımayan bir hâl aldı.
Irak ve Suriye demişken Musul ve Rakka meselelerine de değinelim. Musul’da kuşatma devam ediyor. Şehir tabir-i caizse tüm dünya güçleri tarafından kuşatılmış vaziyette. Binlerce insan öldürüldü. Irak’ın güneyinden, Irak ordusu ve İran Devrim Muhafızları, kuzeyinden peşmerge ve PKK tarafından bir kuşatma yapılıyor. Bununla da sınırlı değil, ABD ordusu liderliğinde havadan bombardıman bir an dahi durmuyor; Musul’un, bir Müslüman şehrinin tarihi yok ediliyor.  Artık Musul’un direnecek gücü de kalmadı. Ne yazık ki, aynı durum Rakka için geçerli… Dünyanın neredeyse tüm güçlerinin gündeminde Rakka var. Hem Suriyeli muhalifler, hem de Şam yönetimi bir yandan birbirleriyle çatışırken, bir yandan da bu emperyalist savaşa direnmeye çalışıyor ve saldırılar böyle devam ettikçe bu direnişin süremeyeceği görülüyor.
Esasında ABD ve müttefikleri sadece İslâm coğrafyasında değil, Kanada’dan Çin’e kadar dünyanın her yerinde operasyonlar yapıyor. Dünyayı bu operasyonlara karşı koruyacak olan ise gerçek Müslümanlardır. Zira dünyanın dört bir yanında bu operasyonlara karşı olan Müslümanlar birbirleriyle irtibat kurup, gönüllü olarak direnişe geçiyor. Bu sadece emperyalistlere karşı bir direniş değil, aynı zamanda onlardan daha da tehlikeli olan, İslâm düşmanlarıyla işbirliği yapan münafıklara karşı da bir direniştir.
Allahu Ekber!
 
25.06.2017
 
Baran Dergisi 546. Sayı