Ramazanınız mübarek olsun. Normalde Ramazan’ın 25 Nisan Cumartesi başlayacağı söyleniyordu. Türkiye’de 24 Nisan Cuma günü başladı, diğer yerlerde de öyle oldu; Çünkü hilâl göründü. Ramazan bayramı da 24 Mayıs Pazar günü başlayacak. Baharın en güzel günlerinde Ramazan-ı Şerif’i idrak edeceğiz. Allah hepimize rahmetiyle muamele eylesin.

Öte yandan Venezüella’dan güzel haberler var. Kızımın 19 Nisan Pazar günü küçük bir kızı oldu. İsmini Mara Osara koydular. Mara ortak bir isim olmamasına mukabil bildiğim ve kullanılan bir isim; fakat Osara hiç duymadığım bir isim. Bu ismi şunun için koymuşlar; Osara, Alman geleneğinde çok ehemmiyetli bir yere sahip mukaddes bir kadının adıymış. Alman geleneğinde; Hıristiyanlıkta değil... Güzel olmuş bu. Benim tek sevdiğim Hıristiyan ismi İsa, Jesus. Bir resulün ismi.
***
Global salgın şartlarında bir Ramazan ayı geçireceğiz. Salgının herkesi etkilemesi sebebiyle Kâbe ziyarete kapatıldı. Müslümanlar içeri girmesine ve ibadet etmesine müsaade edilmiyor. Biliyorsunuz ki, Suudi Arabistan Yahudi kökenli bir aile ve onun ürettiği Vehhabîlik tarafından yönetiliyor. Suudi Arabistan’ın petrolün ardından en ehemmiyetli gelir kaynağı Müslümanların ibadet için mukaddes topraklara gerçekleştirdiği ziyaretler. Bu ziyaretler sadece Ramazan’da veya Hacc döneminde yapılmıyor; yılın her döneminde yapılabiliyor. Milyonlarca Müslüman, Arap yarımadasına seyahat edip Mekke ve Medine’yi ziyaret ediyor. Suudlar bu ziyaretlerden büyük gelir elde ediyor.

Riyad’daki hainler, Peygamber efendimizin, akrabalarının, hanımlarının yaşadığı yerleri, modern bir hâle getirmek bahanesiyle tahrip ettiler. “Din turizmi” için Kâbe’nin etrafını yüksek binalar ile kuşattılar. Bu gerçekten inanılmaz bir ihanet ve bu ihaneti bir Müslüman asla yapamaz, ancak Müslüman numarası yapan biri yapabilir.

Ben Allah’a inanan “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlüllah” kelâmını gönülden söyleyen bir Müslüman olarak dünyadan şunu öğrendim ki, insanların inançlı olduğunu söylememesinden ziyade yozlaşmış olup olmadığı daha fazla ehemmiyet arz ediyor. Bu yozlaşmış insanlar inançlı olduğunu iddia etse de tüm değerleri de kendileri gibi yozlaştırıyorlar. Bu söylediklerim sadece İslâm için değil, diğer dinlerde de aynı şekilde... Belki Papa iyi bir insan olabilir; fakat Vatikan’ın, Hıristiyanların hâlihazırdaki vaziyeti, maddî hususlardaki son derece organize hâli berbat değil mi? Hıristiyan dünyasının en önemli merkezi olan Vatikan Kilisesi’nde çocuklara-kadınlara yönelik işlenen cinsel suçları duymayan kalmadı. Bu dünyanın tüm kiliselerinde ortaya çıkabilen bir manzara.

Ramazan’da Hıristiyanların bu vaziyetinden bahsetmek zorunda kalmamızın sebebi, Katolikliğin Hıristiyanlığın merkezindeki inanç olması ve dünyanın dört bir tarafında bağlısı bulunması sebebiyle bu yozlaşmanın tüm dünyaya yayılmış olması. Elbette bu İslâm ile yahut Katoliklik, Ortadoksluk veyahut da Budizmle alâkalı değil, onlara bağlı olduğunu söyleyen insanlarla alâkalı bir mesele. Yozlaşmış kişiler insanların inançlarını istismar ediyor. İnsanlara verilen cezalar onların sorumluluklarıyla paralel olmalı, din gibi çok ehemmiyetli bir mesuliyeti olan insanların işlemiş olduğu suç belki de iki kere cezayı hak etmektedir. Kanaatimce yukarıda bahsettiği meselelerde suçluluğu kanıtlanan “din adamları” direkt olarak idam edilmelidir. Sadece insanlara değil, cemiyete karşı ve hepsinden ehemmiyetlisi Allah’a karşı bir suç işlemekteler. Genç insanlar yaptıkları kabahatlerden dolayı mazur görülebilir, bağışlanabilir; fakat söz konusu insanlar üst seviyedeki kişiler. Dünyanın daha iyi bir yer olması için kalıcı cezalar gerekiyor.

Mübarek Ramazan ayına kavuştuğumuz için mutluyum. Yaklaşık on senedir cezaevindeki izolasyon şartlarının artması ve hastalıklarım oruç tutabilmeme mâni oluyor. Bilhassa şeker önemli bir etken. Direnmeye çalışıyorum; her şeye rağmen iyiyim. Kazanmayı seven ve kazanana saygı gösteren birisi olarak, insanlığın kazanması için mücadeleme devam ediyorum. Geçtiğimiz hafta kızımın bir çocuğu olması gibi şeyler beni mutlu ediyor. Çünkü 25 yıldan uzun süredir cezaevinde bulunuyorum. Çeşitli manipülasyonlara denk geliyorum. Hakkımda gerçeği yansıtmayan şeyler söyleniyor. Geçen hafta Sonya ismini kullanan birisinin kızım olduğunu söylediğini duydum, bir yalandan ibaret.

Sizlerle telefonda konuşuyoruz ve dayanışma mesajları gönderiyoruz. Öte yandan döneminin en iyi avukatlarından biri olan Isabelle eşim olarak avukatlığımı yapmaya devam ediyor. Aile konusunda yapılan manipülasyonlar ve meseleler burada en çok can sıkan hususlar oluyor. Hayata tutunmaya devam edeceğiz ve hep birlikte insanlığın kurtuluşu için dua edeceğiz.

Ramazan’ınız mübarek olsun.
Lâ ilahe illallah Muhammedün Resûlullah!
25.04.2020


Baran Dergisi 694.Sayı