Türkiye’nin bütün seçimleri “beka mücadelesi”nin en önemli parçasıdır. Emperyalizm tarafından bu ölçüde kuşatılmış bir ülkede, eğer, milletin iradesine başvuru mekanizmaları yerinde duruyorsa, bu aynı zamanda büyük de bir şanstır. Çünkü, Arap Baharı adı verilen ve enine-boyuna analize ihtiyaç gösteren olaylar zincirinden sonra anladığımız tek gerçek neo-con/siyonist saldırı hareketinin bu bölgede demokrasiyi istemediği, işlerini veliaht prensler veya Sisi gibi darbeciler üzerinden yürütmeye çalıştıklarıdır. 31 Mart seçimi, öncelikle demokrasisini olgunlaştırma kararlılığı gösteren bir toplumun yüz akıdır. Bunun da ötesinde, milli irade, ülkenin yüzleştiği riskleri tartışarak bir sonuca varacaktır, ki, bu hayati önemdedir. Bazılarının söylediği gibi, muhtar seçmiyoruz, bir tercih ortaya koyuyoruz. Önemlidir.

Baran Dergisi 637. Sayı