İsrail’in Gazze’ye gerçekleştirdiği son saldırıyı nasıl yorumluyorsunuz?
Siyonist İsrail Devleti tarafından yapılan vahşi saldırılar, Gazze’deki Müslümanların, Gazze’deki Filistinlilerin yalnız kaldığını gören İsrail’in, Gazze halkını artık bir seçim malzemesi olarak gördüğünün bir göstergesi. Çünkü hem Siyonist İsrail Devleti hükümetinin hem de muhaliflerin seçim malzemelerinden bir tanesi, Gazze’deki Filistinlileri öldürmektir. Maalesef bu ilk değil. Her zaman Filistin halkını ve Filistin halkının kanını seçim malzemesi olarak kullanıyorlar. Bu da İsrail Devleti’nin ve işgalci Siyonistlerin vahşetinin bir kanıtıdır. Sürekli demokrasiden ve insanlıktan dem vuran bu Siyonist çete, gerçekte böyle bir konuyla hiç alakası olmadığını göstermektedir. Saldırı hali sürekli devam ediyor fakat bu büyük saldırılar, aralarda yapılan küçük çaplı saldırıların gündeme gelmesine engel oluyor aslında. 3-4 ay önce olan bir çatışmanın dışında, Filistin meselesi çok konuşulmadı Türk medyasında bu süre zarfında. Ama bu 3-4 ay içerisinde Gazze’de onlarca şehid ve yüzlerce yaralının olduğu saldırılar gerçekleşmişti. Bu da Siyonist İsrail Devleti’nin sadece şimdi değil, sürekli olarak Gazze’ye saldırdığını, Gazze’yi bombaladığını göstermektedir.

Filistin’de direniş devam ediyor mu?
Filistin direniş örgütleri aslında, Siyonist İsrail Devleti’nin saldırısına yerel ve ilkel imkanlarla karşılık vermeye çalıştılar ve şu mesajı ilettiler: “Biz, on iki yıldır kuşatma ve ambargo altında olmamıza rağmen, bize saldıran işgalci Siyonistlere karşı cevap veremeyecek durumda değiliz. Bize saldıran herkes, öyle ya da böyle bir karşılık alacaktır.”

Gerçekleştirilen saldırıda, Siyonist İsrail Devleti’nin hedeflediği yerler aslında Filistinlilerin özel mülkleri ve ticarî kurumlar. Bu da Siyonist İsrail Devleti’nin ne yasa, ne hak, ne hukuk, ne de kural tanımadığını gösteriyor.

Bu saldırının bahanesi eğer atılan bir füzeyse, bu füzenin karşılığında, belli bir hedef gözetmeksizin bütün Gazze’yi ve Gazzelileri hedef aldılar. Sivillerin yaşadığı bölgeleri ve mahalleleri bombaladılar.

ABD’nin Golan Tepeleri’ndeki İsrail ilhakını tanımasını nasıl yorumluyorsunuz?
Golan Tepeleri konusuna gelecek olursak, bu Siyonist İsrail Devleti’nin dünya sistemi içerisinde ne kadar şımartıldığını gösteriyor. Golan Tepeleri’nin işgal altında olduğunu kabul eden, 1981 tarihli güvenlik konseyi kararının altında Amerika’nın da imzası var. Fakat Trump, hiçbir mantıklı sebep göstermeden, “burası İsrail’indir” deyip geçebiliyor. Bununla birlikte Trump, ABD’nin yıllardır saklamaya çalıştığı zorba ve emperyalist yüzünü açığa çıkarmış oldu. Bu cesaretlerinin sebebi de net olarak İslâm coğrafyasının parçalanmışlığı ve zayıflığıdır. Suriye’nin, Filistin’in ve diğer İslâm devletlerinin parçalanmışlık durumu da, bu parçalanmaya sebep olan devletlere cevap verebilecek durumda güçlü bir İslâm devletinin olmamasından kaynaklanıyor.

Golan Tepeleri’nin ABD tarafından İsrail toprağı olarak tanınmış olması, Trump’ın, Netenyahu’ya vermiş olduğu bir seçim hediyesidir.
 
Golan Tepeleri niçin önemli?
Golan Tepeleri askerî olarak çok stratejik bir konumdadır. Askerî anlamda ciddi bir üstünlük sağlıyor ve daha önemlisi İsrail Devleti, içme suyunun yüzde ellisini Golan Tepeleri’nden temin ediyor. Öte yandan birçok tarım ürünü, meyve sebzelerde bu bölgeden temin edilmektedir. Bu sebeple İsrail Devleti’nin, mecbur olmadığı sürece bu bölgeden çekilmeyeceğini düşünüyorum.

“Büyük İsrail Devleti’ni kurmanın zamanı gelmiştir” demek istiyorlar. Trump’ın Yahudi lobisinde ciddi bir etkisi olduğu biliniyor. Çünkü o da onlardan birisiydi. Trump, ikinci seçim dönemi için bir hazırlık, bir yatırım yapıyor şu anda. Trump, Golan Tepeleri’nin İsrail toprağı olduğunu kabul etti ki, Siyonist lobi ikinci seçim döneminde kendisine destek versin.

Artık Büyük İsrail Devleti’nin kurulması gerektiğine inanıyorlar. Bunu Trump açık açık söyledi. Trump’ın etrafındaki Siyonist lobinin adamları, kendi damadı Kushner ve Pompeo gibi isimler, Büyük İsrail’in artık kurulması gerektiğine inanan tipler ve tüm imkânlarını kullanarak bunu gerçekleştirmek isteyeceklerini düşünüyorum.

Golan Tepeleri mevzuu, doğrudan Arz-ı Mevûd yani Nil ve Fırat arasında kurulacak olan Büyük İsrail Devleti ile alakalıdır.

Bunun ucu Türkiye’ye de dokunacak değil mi?
Nil ve Fırat arası denildiği zaman, bu bölgenin bir kısmı da Türkiye’nin sınırları içerisindedir. Doksanlı yıllarda Türkiye’den büyük bir toprak alımı yapıldığını biliyoruz. Onlar inanıyorlar ki, Türkiye sınırları içerisinde kalan bölge de Büyük İsrail Devleti’nin bir parçasıdır. Bu bölgeyi de kendi mülklerine katmak istiyorlar.

Teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim.

Baran Dergisi 637. Sayı