Afrin Harekâtı’nda, her aşaması ince hesap edilmiş, bazı hassas noktalarında gösterilen sabırla, ana stratejiye bağlı kalınarak, taktik süreçlerin doğru yönlendirilmesiyle örgütün dağıtılması söz konusu. Afrin zaferi Raco’nun alınışıyla başladı. Çünkü Raco, Cinderesi, Şeyh Hadid kırılma noktasıydı. Buralarda altı ay direnmeyi plânlamışlardı. Bununla birlikte amaçları çatışma bölgesini uluslararası çekim alanı haline getirmek, “sivil katliamı” propagandası dillendirmekti. Süreci kendi lehine belirsizleştirip Afrin’de tutunmayı düşünüyorlardı. Afrin merkezinde kalmayı çevre mevzilerle sağlayacaklardı. Raco’dan sonra Şaran, Kefercen, Meydanki de düşünce Afrin düştü. PKK Afrin’de, Rakka’da, Menbiç’te, Aynelarap’ta, Münbiç’te, TelAbyad’ta ilk kez çatıştı. PKK burada aslında kaymak yedi. ABD PKK’ya alan açmak için yaktı, yıktı.

“ABD PKK’ya Yer Açmak İçin Sivil Katletti”
ABD; Rakka’da, Ayn İsa’da, Tel Abyad’ta, Tabka’da, Münbiç’te, Tel Abyad’ta, Deyrizor kırsalında, Haseke’de çok sayıda sivil katletti. En düşük rakamlarla Rakka’da 14 bin, Münbiç’te 2 bin, toplamda 32-33 bin insanı PKK’ya alan açmak için katletti. Şu ana kadar evlerine dönemeyen 4,5-5 milyon insan var. ABD bu insanları yerinden etti. Rakka, Haseki, Halep kırsalındalardı. Bunların hepsi “kalkan güç” olarak ABD ve koalisyonun marifetiydi. Bu yapılanların hepsi PKK’nın hanesine yazıldı. Ancak şimdi görüldü ki, PKK 30 yıl önceki PKK değil. Sadece dağlarda kanaslarla, oradaki kırsal tuzaklarıyla kalmaya çalışan, geliştiremediği refleksleriyle hareket eden, modası geçmiş ilkel bir yapılanma. Her ne kadar 30 bin kişilik ordu kuruluyor, gelişmiş silahlarla, teçhizatlarla donatılıyor gibi bir hava verilmiş olsa da, PKK’nın tipik gerilla dedikleri “disiplin”le hareket ettiği ortaya çıktı. Der Bavlut-Cinderesi hattı ile kuzeyden Raco’dan da kuşatılınca birkaç haftada sonuç belirmeye başlamıştı. Hava ve arazi şartları müstesna. Zaten örgütsel yapı, varlığını üzerine kurduğu vur-kaç, keskin nişancı, bubi tuzakları vs ile sürdüreceğini zannediyordu.

“O Silahları Doğu Avrupa’dan CIA Temin Etmişti”
PKK’nın kullandığı silahlar hususunda ABD kurnazca davranıyor. Ele geçirilen silahlar TSK’nın kontrolünde artık. ABD Romanya, Çekoslavakya, Bulgaristan gibi eski Doğu Avrupa ülkelerinden silah toplarken Doçka, 23 mm, Katyuşa, Biksi, Kaleşnikof gibi silahların sevkiyatını yönetti. ABD’nin kendi silahı ise sınırlıydı. TAV, Javalin gibi silahlar hariç. Bunların CIA tarafından temin edildiğini daha önce yazdım. Rus mafyasının da işin içinde olduğu biliniyor. Kısmen Erbil üzerinden de taşındı. Silahların yüzde 80-85’i Rus silahlarıyken, gece görüş, saha ölçüm, kamuflaj, haberleşme türü araçları Pentagon’dandı. Koalisyon denilen birlik zaten NATO olarak adlandırılsa yanlış olmaz. PKK’nın DAİŞ karşısındaki işgal ettiği 24 bin km2 ve, kesin olmamakla birlikte, kayıp sayısı 700-800 iken, burada ilk 15 günde kayıp 1200’ü aşmıştı. Bu da oradaki tiyatroyu gösteriyordu. 


Baran Dergisi 584. Sayı