28 Şubat yaşanalı dile kolay, yirmi bir yıl geçti. Genç ve çocuk yaşta içeri giren mazlum Müslümanlar artık yaşlandı. 28 Şubat sürecinde zulme uğrayan insanlar, uydurukça suçlarla, mahkemelere verilen talimatlarla mahkum edildiler. Soruşturma ve temyiz meselesinde hukuk hiçe sayıldı ve keyfî kararlar verildi. “Bu Son 28 Şubat Olsun” kampanyası kapsamında üç şeyi hedefliyoruz. Birincisi: Hafızaları tazelemek ve vicdanlara dokunmak. İkincisi: Gençlerin dikkatini çekerek yakın tarihte neler olduğu hakkında bilgi vermek. Üçüncü husus ise: Meclis, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hukukî olarak kim yetkiliyse, onlara ulaşmak. Bunun gayretindeyiz, böylelikle mahkumiyetlerin son bulacağını ümid ediyoruz. 28 Şubat hâlâ bitmedi, artık bitmesini istiyoruz.

“15 Temmuz 28 Şubat’ın Çocuğudur!”
15 Temmuz darbe teşebbüsü, 28 Şubat’ın çocuğudur! Yanlışlarda ısrarcı olmakta fayda yok. Mazlumlar derhal serbest bırakılmalı, STK’lar bu meselede daha duyarlı olmalıdır.

“Onlar İçeride Biz Dışarıda Mahpus!”
Aileler çocuklarına sormalı, “sizin babanız bu mazlumlarla beraber cezaevinde olsaydı ne olurdu?” diye. Kendimizi 21 yıldır haksız yere mahpus tutuluyormuşçasına hesaba çekmeliyiz, biraz bu meseleyi düşünüp, hakikatin farkına varmalıyız. Empati yapmalıyız. İçerideki insanlar da bizim gibi Müslüman, onların yerinde biz de olabilirdik. Müslümanca bir hayat yaşamak istiyoruz, içerideki mazlumlar da öyle; vatanımızı seviyoruz, içerideki mazlumlar da öyle! Onlar içeride mahpus, biz ise dışarıda mahpusuz. “Haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır” buyuruyor Hazret-i Peygamber. Bu meselede artık susmamalıyız, Rabb’imiz yardımcı olur.


Baran Dergisi 580. Sayı