Geçtiğimiz hafta Taliban Sözcüsü M. Süheyl Şahin ile Doha’daki Taliban-ABD müzakere görüşmeleri sırasında bir röportaj yapan TRT World Muhabiri Ali Mustafa ile Taliban-ABD müzakerelerinin gidişatı, Afganistan’da yaşanan son hadiseler ve Taliban’ın ülkedeki diğer gruplarla olan ilişkilerini konuştuk.
 
“ABD Başarısız Olduğu İçin Müzakere Masasında...”
ABD’yi Taliban ile anlaşma masasına oturmaya zorlayan sebepler nelerdir?

ABD tarihindeki en uzun savaşını Afganistan’da verdi ve sürdürüyor. Bu savaş çokça konuşulan Vietnam Savaşı’ndan da uzun sürdü. Bu savaşa ne kadar malî kaynak aktarıldığı tam olarak bilinmemesine rağmen 2001’den bu zamana yaklaşık iki trilyon dolar harcanmış olabileceğinden bahsediliyor. Tüm bunlara rağmen Taliban mağlup edilemedi ve şu anda Afganistan’ın %65’lik kesimini kontrolü altında bulunduruyor. Bu savaş sırasında takribî olarak 2400 Amerikan askeri Afganistan’da öldürüldü, 20 binin üzerinde Amerikan personeli ise yaralandı. Taliban, ABD’nin müzakere masasına oturmasının sebebi olarak ABD’nin bu savaştaki başarısızlığını ve hedefine ulaşamamış olmasını gösteriyor.

Taliban ile ABD arasındaki müzakere süreci nasıl ilerliyor, neler konuşuluyor ve şu anda ne aşamada?
Şu anda görüşmelerde beşinci tur yapılıyor. Ocak ayından beri devam eden görüşmelerde ABD ile Taliban arasında müzakerelerin çerçevesi hususunda mutabakata varıldı. Taliban için görüşmelerin en önemli maddesi, ABD’nin ülkeden çekilme takvimi; ABD ise buna karşılık olarak ülke topraklarının ABD’ye karşı gerçekleştirilecek saldırılarda bir üs olarak kullanılmaması güvencesi istiyor. Bu hususta ABD, el-Kaide tarafından 11 Eylül öncesi ve sonrasında ülke topraklarının kullanılmasını örnek gösteriyor.
Diğer önemli madde ise Afgan hükümetinin müzakerelerde yer alıp almaması; Taliban Afgan hükümetinin meşruiyetini kati surette reddediyor. Taliban sözcüsü M. Süheyl Şahin, Doha’da gerçekleştirdiğimiz röportajda şunları söyledi; “Taliban, Kabil hükümetinin meşruiyetini kesinlikle kabul etmiyor, dolayısıyla ABD ile müzakere ediliyor, fakat sözde Afgan hükümetinin devlet başkanı Eşref Gani’nin temsilcileriyle edilmiyor.”

Fakat bu, Taliban’ın müzakerede yer alan diğer kanatlarla görüşmediği mânâsına gelmiyor. Mesela; Taliban, Hamid Karzai ve diğer muhalif figürlerle Moskova’da görüşmüştü ve Mart ayında da Afgan yaşlılarından oluşan heyetlerle ve gençlik temsilcileriyle görüşecek. 
 
“Taliban Saldırılarla Elini Güçlendiriyor”
Müzakere süreci devam ederken Taliban Helmand’da bir askerî üsse saldırarak birçok Amerikan ve Afgan askerini öldürdü. Bu saldırının sebebi nedir?
Taliban, müzakerelerde kendi ellerinin ABD’ye nazaran üstün olduğunu düşünüyor. Taliban sözcüsüne göre zaman onların lehine işliyor. ABD, muhtemel bir çekilme durumunda anlaşma sağlanması için baskı yaparken, Taliban, ABD’nin Afganistan’dan çekilmeyeceğini düşünüyor. ABD ve Taliban, Doha’da müzakere görüşmeleri yaparken Helmand’da ve diğer bölgelerde yapılan eylemler müzakerelerin sonlandırılması ihtimalini doğuruyor. Fakat Taliban bunu yaparak ABD ile doğrudan müzakereler yürüttüğü bir zamanda hâlâ ABD’ye ve desteklediği unsurlara karşı nasıl saldırılar düzenleyebileceğini göstererek gözdağı veriyor. Onların değerlendirmesine göre, bu tarz saldırılar müzakerelerdeki pozisyonlarını güçlendiriyor, ABD’yi tıpkı 50 yıl önce Vietnam’da olduğu gibi Afganistan’da da bataklığa saplanmış hissine kapılmaya zorluyor. Taliban’ın düşüncesi bu...
 
“Hikmetyar Afgan Hükümetini Meşru Görmüyor”
Taliban’ın Hizb-i İslâmî ve bölgedeki diğer gruplarla ilişkisi nasıl?
Hizb-i İslâmî, Sovyetlerin ülkeden çekilmesi sırasında bir dayanak noktası konumuna gelen eski mücahid komutan Gulbeddin Hikmetyar tarafından kumanda ediliyor. 1980’lerde Pakistan ile arasında bir patronaj ilişkisi vardı, Sovyetlerin çekilmesi sırasında Afganistan’ın başkenti Kabil’i ele geçirmeye çalışırken de Pakistan tarafından desteklendi. Fakat Hikmetyar’a bağlı olanlarla Ahmed Şeyh Mesud’a sadık olanlar arasındaki çatışma şehrin büyük bir bölümünü harap etti.

Taliban Afganistan’ın büyük bir kısmını ele geçirmeden evvel, Hikmetyar’a bağlı kuvvetler özellikle Mezar-ı Şerif şehrini ele geçirirken Taliban’a saldırılarda yardımcı oldu. Fakat o zamandan beri, Hikmetyar’ın Pakistan’da kalmayı tercih etmesi sebebiyle Hizb-i İslâmî de arka plânda kaldı. Fakat son yıllarda Gulbeddin Hikmetyar yeniden sahaya dönmüş görünüyor, 2016’da Eşref Gani hükümetiyle bir saldırmazlık anlaşması yaptı ve Afgan hükümeti de Hikmetyar’ın sürgünden Kabil’e dönmesine izin verdi. 
Bu yıl Ocak ayında Gulbeddin Hikmetyar, Temmuz ayında yapılacak Afganistan devlet başkanlığı seçimlerinde aday olma kararını açıkladı. Bu hareket bazı analistler tarafından Hikmetyar’ın Hizb-i İslâmî hareketini legal plâna taşıma teşebbüsü olarak değerlendirildi. Seçimlere katılma kararına mukabil Hikmetyar sürekli Kabil hükümetinin meşruiyetini sorgulayan ve onu yozlaşmakla suçlayan açıklamalar yapıyor.

Geçen sene Hikmetyar’ın Kabil’deki milletvekili seçimlerinde yarışan oğlu Celamaleddin Hikmetyar ile bir röportaj yaptım. Kendisine babasının illegal olarak nitelendirdiği sistemde seçimlere niçin katıldığını sordum. Cevabı, “sistemi test etmek için” oldu. Bunun anlamı şu ki, eğer milletvekili seçilirse sistem iyi, seçilmezse hileli... Cemaleddin seçimlerde başarılı olamadı. Buna rağmen babası Temmuz’da yapılacak seçimlerde yarışacak. 

Taliban sözcüsü M. Süheyl Şahin’e, Hikmetyar’ın Kabil hükümetiyle olan münasebetini ve seçimlerde yarışma kararını da sordum. Şahin, “Kendi kararı, biz buna taraf değiliz.” cevabını verdi.

Vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Ben de teşekkür ediyorum.


Baran Dergisi 634. Sayı