Selâm ve Duâ ile,

Kâinatın Efendisi’nin zuhuruyla beraber iptal edilen Yahudi-Hristiyan metafiziğinin akıl planına irca edildikten sonra bunun fikir diye pazarlandığı bir dünyada yaşıyoruz. Bahsettiğimiz fikir; demokrasi, lâiklik, sekülerlik, liberalizm gibi başlıklar altında dünyanın geri kalanına, hattâ Müslümanların ülkelerine bile kanca uçlu çekmekle çıkmayan bir zoka gibi yutturulmuş vaziyette. 

Bugün, lâiklik ve sekülerlik devletlerin modernlik ölçütü hâline gelmiş durumda. Yâni herhangi bir fikir mihrakına olan mesafelerinin uzaklığına göre değerlendiriliyorlar. Oysa ki devletin varoluş nedeni ferd ile toplum arasındaki muvazeneyi kurmak değil miydi? Peki ferd ile toplum arasında muvazene, ferd ve toplum meselelerine çözüm getiren bir fikir mihrakına bağlanılmadan çözülebilir mi? İnsanın hayvanî veçhesi olan nefsinin özgürlük sahasını genişletmek üzerinden medeniyet mi inşa edilir yoksa hayvanat bahçesi mi? Bu suâle biz yanıt vermeyelim, nihayetinde ekranlarda yalnız Türkiye değil, bütün ülkelerden çeşitli manzaralar sergileniyor...

Gelelim Türkiye özeline, Yeni Türkiye söylemiyle beraber Türkiye’nin gerçekten de bir restorasyon sürecine girdiği son derece açık. Batı modeli tabu olmaktan çıkıyor, ekranlardaki tartışmalar Batılı efendilerin ellere tutuşturduğu senaryolar üzerinden şekillenmiyor ve Eski Türkiye’nin imtiyazlı zümresi gitgide marjnalleşiyor. Restorasyon sürüyor ve meydana gelen değişimle beraber yeni sorunlar da tabiî olarak hâsıl oluyor. Meselâ 1990’lı yıllarda mesele yalnızca temel ihtiyaçların giderilmesi özelindeyken, bugün ruhî plana kayıyor. Hâliyle devlet müessesesi de varoluş nedeni olan ferd ile toplum arasındaki muvazenenin ruhî plandaki karşılıklarına çözüm getirmekle mükelleftir. Öyleyse bugün Türkiye’de devletin birçok şeyden evvel varoluş gayesinin gereğini yerine getirebilmek adına ferd ve toplum meselelerine ruhî planı da dışarıda bırakmayacak şekilde çözüm getiren bir dünya görüşüne ihtiyacı vardır. Yalnız Türkiye özelinde de değil, bütün İslâm Âlemi merkez Anadolu’daki gelişmelere kulak kabartmış ve bu müjdeli haberin beklentisi içine girmiş vaziyettedir. Şartlar Türkiye’yi “Yeni Dünya Düzeni”ni kurmaya ve Batılı zihniyetten hâsıl olan beşer enkazını kaldırmaya zorlamaktadır. Bugünkü konjonktüre göre Türkiye’nin bu iddianın altından kalkması ile kalkamaması arasındaki tek engel mihrak fikre bağlanmaktır ki; “Yeni Dünya Düzeni”nin üzerine inşa edileceği ideolocya da Büyük Doğu-İbda tarafından örgüleştirmiş vaziyette vaktini beklemektedir.

Bu çerçeveden bakarak kapağımızda; “Kapitalizm Batıyı Tüketti! Şimdi Sıra İslâm Âleminde” diyoruz. Kapak yazımızı “Oyun Büyük-Plan Şeytanî” başlığı altında Mevlüt Koç kaleme aldı...

Yeni bir devlet modeline olan ihtiyacın kendisini iyiden iyiye dayattığı bu günlerde, Büyük Doğu-İbda ideolocyasının devlet modeli olan “Başyücelik Devleti” hakkındaki dosya çalışmamıza devam ediyoruz. Bu sayımızda, Başyücelik Devleti’nin icra makamı olan “Başyücelik Hükümeti”ni Ömer Emre Akcebe inceliyor. Yazarımız Faruk Hanedar ise “Başyücelik Hükümeti”nin vekâletlerinden biri olan Maarif Vekâletini, “Umumî Öğretim Müsteşarlığı” bahsinden başlayarak ele alıyor. 

Burak Çileli “Ölüm Odası veya İdrisî Seyr-i Sülûk” başlıklı çalışmasına bu sayımızda devam ediyor. 

İbda Mimarı Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun alt başlığı -Matla’ Beyitler- olan “Ölüm Odası B-Yedi” adlı eserin üçüncü cildi yayımlandı. Yazarlarımızdan Ömer Emre Akcebe’nin bu eser hakkındaki çalışmasını dergimizde bulabilirsiniz. 

Bu sayımızda sosyolog yazar Abdrurrahman Arslan ile sosyoloji, demokrasi, millet, liberalizm ve küreselleşme üzerine alâka ile okuyacağınız düşündüğümüz geniş bir söyleşi gerçekleştirdik, bu söyleşiyi dergimizde bulabilirisiniz...

İbda Mimarı Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun alt başlığı –Düşünce Tarihine Bakış- olan “Büyük Muzdaripler” adlı dört ciltlik eseri hakkında Taha İnci’nin kaleme almış olduğu yazı da dergimiz sayfalarında bulabilirsiniz.

Ehtem Köylü’nün “Değişir Nice Değişmez Denenler” ve Kerim Demir’in “Bir İhtiyarın Gözünden Toplum” başlıklı yazılarını da dergimiz sayfalarında bulabilirsiniz.

İman ve İslâm Atlası, Tarihte Bu Ay, haber-kültür sanat sayfalarımızla muhtevamız tamamlanıyor. 

Gelecek sayıda buluşmak ümidiyle...

Allah’a emanet olun...