Selâm ile…
Aylık Dergisi’nin 126. (Mart 2015) sayısı ile birlikteyiz.
Özgecan Aslan isimli üniversite öğrencisi genç kızın öldürülmesi geçen ay en çok konuşulan ve tartışılan mesele... Her ne kadar tartışılsa da bu tartışmaların meselenin künhüne inmekten bir haylî uzak olduğu maalesef ortada... Toplum olarak bir bunalım geçiriyoruz, bu bunalıma dâir insanın insana yapmayacağı şeylerin haberlerini her gün görmeye devam ediyoruz. Bu hâdiseler aslında yeni bir şey de değil biliyorsunuz; bu tarz haberlere senelerdir şahitlik ediyoruz... Her bir vahşetin ardından mesele 3-5 gün konuşulup yine unutuluyor. Bir toplum her gün vicdanını, ahlâkını, insanlığını kaybetmenin bedelini ödemeye devam ediyor; lakin beylik laflardan öte ortaya konulan bir çözüm olması lâzım. 
Millet olarak 90 küsur yıllık bir badirenin içerisinde debelenip duruyoruz. Kendi özümüzden, fikrimizden, ahlâkımızdan kopuşumuzun; daha doğrusu hayvandan aşağı Batı taklitçiliği neticesinde koparılışımızın ceremesini çekiyoruz. Toplum olarak idealsiz, amaçsız, gayesiz yaşayıp gidiyoruz. Bu ayki kapağımızı bu çerçevede şekillendirirken hâdiseyi “Fikirsiz Batı Hayranlığının Vahim Neticesi” olarak ifade ediyoruz.
***
Dergimizi baskıya hazırladığımız saatlerde önemli bir hadise yaşandı. Türkiye, IŞİD'in ablukaya aldığı Süleyman Şah Türbesi'ni ve türbeyi koruyan askerleri tahliye etmek için 22 Şubat Pazar günü Suriye'ye askeri bir operasyon gerçekleştirdi. 
39 tankın da dahil olduğu 100 askeri araç ve yaklaşık 600 personelle Suriye’ye girerek başlatılan operasyonla Süleyman Şah Türbesi tahliye edildi. Askerler Türkiye’ye gelirken Süleyman Şah’ın ve iki askerin kabri Suriye Eşme taraflarında kontrol altına alınan bir bölgeye taşındı.
Bu operasyonun Türkiye’nin Kıbrıs Harekâtı’ndan sonra Türkiye’nin hiç bir merciden icazet almadan gerçekleştirdiği ilk operasyon olması sebebiyle ehemmiyetli olduğunu belirtelim. 
***
Fatih Turplu bu ay “Ermeni Meselesi ve Tarih Şuuru” başlıklı bir yazı yazdı. “Ermeni meselesi” diye isimlendirilen meselenin bugüne kadar –her ne kadar tafsilatlı bir şekilde ele alınsa da- hep kuru tarafgirliklerin kavgaları içinde ele alındığını savunan yazarımız, bu meselenin bir dünya görüşü çerçevesinde ele alınamadığını, bu sebeple mevzuun mühim taraflarının gündemleşmediğini söylüyor. Bu ay yazının giriş bölümünü yayınlıyoruz.
Ömer Emre Akcebe, “Başyücelik Hükümeti – İktisat Vekâleti” üzerine yapmış olduğu çalışma çerçevesinde Batı’da ortaya çıkan ve modern iktisata yön veren Merkantilist düşünceyi ele alıyor.
Faruk Hanedar, Batı merkezli eğitim sisteminin tarihini ve arka planındaki fikirleri incelemeye “Roma’dan Bugüne Batı’da Eğitim” başlıklı yazısıyla devam ediyor.
Dergimizde Ud Ustası Engin Eroğluer ile yapmış olduğumuz söyleşiyi de bulabileceksiniz. Alâka ile okuyacağınızı umuyoruz.
Burak Çileli’nin, Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun “Ölüm Odası B-Yedi” eseri üzerine kaleme aldığı “Ölüm Odası veya İdrisî Seyr-i Sülûk” başlıklı yazı dizisi VIII. Bölümü ile devam ediyor. Ayrıca yazının geçtiğimiz ay yayınlanan VII. Bölümünde tashihlerin bulunması sebebiyle bu bölümü de düzeltilmiş olarak tekrar yayınlıyoruz. Hatamızdan ötürü yazarımızdan ve okurlarımızdan özür diliyoruz.
Gürsel Tanrıverdi’nin “Endülüs’ü Anmak Mı; Anlamak Mı?” başlıklı yazısını da dergimiz sayfalarında bulabileceksiniz.
29 Kasım 2014’te Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun Haliç Kongre Merkezi’nde vermiş olduğu “Adalet Mutlak’a” isimli konferansın birinci bölümünün tam dökümünü siz okurlarımızla paylaşıyoruz... İkinci bölümü ise gelecek ay yayınlayacağız.
Nisan 2015 sayımızda görüşmek dileğiyle...
Allah’a emanet olun...