Selâm ve Duâ ile,

İşlenmedik suçun, işlenmedik günahın “yargılı infazı” nihayet sona erdi ve mübarek Ramazan ayının son günlerini idrak ettiğimiz Kadir Gecesinde, İBDA Mimarı Kumandan Salih Mirzabeyoğlu tahliye oldu. Toplumun her kesiminin üzerinde ittifak ettiği hukuksuzluk böylelikle sona ererken İBDA Mimarı Salih Mirzabeyoğlu cezaevi çıkışındaki ilk sözü “Allah hayırlara vesile kılsın” oldu.

Cezaevinden ayrıldıktan sonra İstanbul’a doğru hareket ederken yüzlerce araçtan oluşan konvoyla peşine düşen sevenlerini kırmayan Kumandan Salih Mirzabeyoğlu, yol üzerinde belirlenen tesiste sevenleriyle görüştü. Bu görüşme esnasında kendisiyle görüşmek için hazır bulunan medya mensuplarının da ricalarını kırmayan İBDA Mimarının bu görüşmelerdeki kimi ifadelerine yer vermek istiyoruz.

Tahliye olduğunu nasıl öğrendiğini soran bir gazeteciye…

- “Yan koğuşun havalandırmasından 'Televizyonlar beni tahliye olduğunu söylüyorlar' diye not attılar. Bu şekilde öğrendim." dedi.

Tahliye olmasıyla alâkalı olarak sorulan bir soruya…

- “İçeride bir sürü insan var. Onlar da benim durumumdalar. O konuda ayrıcalıklı olmak gibi de istemiyorum. Gayet tabii mutluyum ama aynı şeyin onlar için de olmasını istiyorum.” dedi.

Cezaevi hayatının nasıl geçtiğini, neticede 16 senedir cezaevinde bulunduğunu soran bir gazeteciye…

- "Şu an tahliye edildiğim için mutluyum, içeride olmak istemezdim ama bu, benim için hayatımın boşa geçmiş safhası değil. Hukuk düzeni sadece benim problemim değil. Savcı ve hâkimlerin de problemi. Şahsî konularımla uğraşırken bile elimde olmadan kayıverdiğim başka mevzular var. Yâni bundan sonraki süreçte arkadaşlarımla hukuk safhasını geniş anlamıyla ele alacağım. 'Hayata bıraktığım yerden devam ediyorum' demiyorum. İnişler ve çıkışlar var. Hayatımı heba olmuş veya boşa geçmiş görmüyorum."  Hayatımın sonuna kadar cezaevinde kalsam da yine Allah'a hamdeder, Allah'ın beni yanlış hareket etmekten cezaeviyle koruduğunu düşünürdüm." dedi.

Devlete karşı bir kırgınlığının olup olmadığı sorusu üzerineyse…

- "Kırgınlık demeyelim. Bu adamın bir derdi, talebi var. Bu adam talebini ileri sürdüğüne göre 'gevezelik olsun' diye yapmıyor. Devlet olmadan da yapamaz zaten. Bunu davasında samimi olan insanlar için söylüyorum. Devlet düşmanı dediğin hadise menfaatin olduğu yerde olur. Menfaatin olmadığı yerde böyle bir şey söz konusu olmaz. Davası için ölümü göze almış bir adama bu söylenmez." dedi.

Ailesi ve sevenleriyle burada görüştükten sonra yüzlerce araçtan müteşekkil bir konvoy ile sabah saatlerinde evine ulaştı. Böylelikle, 1999’un Ramazan ayında başlayan mahpus hayatı 16 yıl sonra yine Ramazan ayında son buldu. Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun da tahliye sonrası ilk sözü olması hasebiyle, “Allah hayırlara vesile kılsın.”

Gelelim dergimizin muhtevasına. İlk yazımız Mevlüt Koç’un kaleminden ve “Geçmiş Geleceği Aydınlatmadığı Zaman” başlığı altında dergimizde yerini alıyor.

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun alt başlığı Temel Meseleler olan “Kültür Davamız” adlı eseri üzerindeki çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu sayımızda “Varlık ve Oluş” levhasını ele alıyoruz. Abdullah Kiracı “Varoluş Gayesi”, Faruk Hanedar “Varoluş Zamanı”, Fatih Turplu ““Allah-Âlem-İnsan” bahsi üzerine…” ve Ömer Emre Akcebe “Kültür Ekseninde Varlık ve Oluş” başlıklı yazılarıyla dosyamızı tamamlıyorlar.

Yazarlarımızdan M. Taha İnci, B. Ergin Borobey ile sinema konusu etrafında bir söyleşi gerçekleştirdi. Alâka ile okuyacağınızı umuyoruz.

Burak Çileli ise “ÖLÜM ODASI VEYA İDRİSÎ SEYR-İ SÜLÛK“ başlıklı yazısının 1. Bölümü ile dergimizde…

C.G. Jung’un “Sayı Rüyâlarının Anlamı Üzerine” isimli araştırma yazısını Mahmut E. Duru sizler için tercüme etti. Dergimizde bulabilirsiniz.

Bilgehan Eren iktisat üzerine oldukça kapsamlı bir yazı kaleme aldı. Başlığı “Deist İktisat”…

11 Ayın sultanı mübarek Ramazan’a veda ederken, tüm okurlarımızın geçmiş bayramını tebrik ederiz. Allah Ramazan ayı boyunca yaptığımız ibadetlerimizi kabul eylesin.

Gelecek ay görüşmek dileğiyle, Allah’a emanet olun…


Aylık Dergisi'ne www.aylikdergisi.com adresinden ulaşabilirsiniz...