Bugün 22 Şubat 2020. Dün, Nikaragua’nın emperyalizm karşıtı bağımsızlık mücadelesinin lideri olan General Augusto C. Sandino’nun ölüm yıldönümüydü. Kendisi, bir kumpas neticesinde zehirlenerek öldürülene kadar ülkenin bir bölümünü kısa bir süre yönetti. Anastasio Somoza Garcia’nın komandoları tarafından tuzağa düşürülerek öldürüldüğü biliniyor. Somoza, Nikaragua Ulusal Güvenlik ordusunun komutanıydı. Esasında Somoza ile Sandino iyi ilişkilere sahip olmalarına mukabil karşı cephelerdeydiler. Onun Sandino’yu öldürdüğünü düşünmüyorum; Sandino zehirlenerek öldürüldü.

Nikaragua’da dün enteresan şeyler oldu. Ülkenin başkentinde bir tören yapıldı ve Nikaragua Cumhurbaşkanı misafirlere seslendi. Misafirlerin büyük çoğunluğunu Latin Amerika’nın tüm ülkelerinden gelen askerler ve üniformalı generaller oluşturuyordu. Kolombiyalı, Andoralı, Salvadorlu; kısacası Latin Amerika’nın tüm ülkelerinden gelen generaller vardı. Tüm Latin Amerika ülkeleri Sandino’yu saygı ile hatırlamış oldu. Önemli olan bir diğer husus ise yüksek rütbeli bir Kolombiyalı generalin de orada olması, Kolombiya’nın orada temsil edilmesi ve Sandino’yu hatırlamasıydı.

Sandino, Amerikan emperyalizmine karşı mücadele etti. Başta Meksika’nın güneyinde bir Amerikan petrol şirketi için çalışıyordu. Orada bir hürmason oldu ve yüksek seviyelere geldi.
Meksika devriminin henüz başladığı dönemlerdi. Esasında hürmasonlar devrimci insanlardı; fakat II. Dünya Savaşı’nın ardından Siyonistler neredeyse tüm ülkelerde hürmasonluğu kontrolleri altına aldılar. Her neyse; Meksika’daydı ve Meksika devrimi için dövüştü. Orada bir tecrübe kazandı. Elbette ABD devrime karşıydı. Devrim, liderlerin önce güneyde ardından da kuzeyde tek tek öldürülmesinden sonra başarısız oldu. Yozlaşmış insanlar ülkenin yönetimini ele aldılar ve o günden bugüne kadar birkaç istisna dışında ülke hep onlar tarafından yönetildi.

Sandino bu tecrübenin ardından Nikaragua’ya döndü. Ülkesini, yozlaşmış rejimden kurtararak özgürleştirmek gibi bir ideali vardı. Hükümet bir Amerikan yiyecek şirketi tarafından kontrol ediliyordu. Hepsini mağlubiyete uğratmak için mücadele etti ve ülkenin kontrolünü ele aldı. Akabinde bir Amerikan müdahalesi gerçekleşti. Bu sebeple kontrolü daha fazla elinde tutamadı.

Somoza diktatörlüğünün son devlet başkanı olan Anastasio Somoza Debayle’nin babası Somoza Garcia’nın askerleri tarafından bir tuzağa düşürülerek öldürüldü. Nikaragua’da devlet başkanlığı yapan son iki Somoza kardeştir, iktidar babaları tarafından büyük kardeşe, ardından ise küçük kardeşine geçmiştir. Son Başkan Somoza Debayle öldürülmüştür. Somoza Garcia sınırlı bir orduya sahipti. Bağımsızlığın ardından Nikaragua’da gerçek bir hükümet kurulamamıştı. Somoza Garcia, iktidarı ele geçirmeden evvel Nikaragua millî ordusunun komutanıydı ve Sandino’ya büyük saygı duyuyordu. Belirttiğim gibi iyi ilişkileri vardı ve Sandino’yu Somoza öldürmedi. Hülasa; Somoza Garcia bir süre sonra bazı silahlı grupları hâkimiyeti altına aldı ve ülkenin kontrolünü ele geçirdi. Tarih kabaca bu şekilde.

Şimdi Sandinista devrimine bağlı bir hareket çok uzun süredir iktidarda. Amerikan emperyalizminin ekonomik ve finansal saldırılarından dolayı çok acı çektiler. Aynı şeyi, petrol sebebiyle Chavez’e de, Maduro’ya da uyguladılar ve buna devam ediyorlar. Venezüella bir günde yüzbinlerce varil petrol üretiyor. Chavez’in iktidara gelmesiyle Venezüella’nın petrol üretimi artmıştı. Hükümetteki yozlaşmış insanlar ile ülkenin millî gelir kaynağı olan petrol endüstrisini kontrol eden insanlar Venezüella’yı mahvettiler. Halkının cebinden paralarını çaldılar ve öte yandan bu insanların bir kısmı Amerikan ajanı. Tüm çabalara rağmen bu yozlaşmanın önüne geçilemedi ve o gün bugündür sorun devam ediyor. Bu insanlar devrim karşıtı ve Amerikan destekçisi. Petrol Venezüella’nın en önemli gelir kaynağı, yüz binlerce varil petrol üretiliyor. 25 yıldır Fransa’da cezaevindeyim, Venezüella’da hâlâ aynı yozlaşmış hainler var. Buna karşın hâlâ insanların büyük bir kısmı Bolivarcı devrime sadık ve dürüst. Millî ordu içerisindeki özel milisler unsurlar ile silahlanmış halk, dış müdahalelere karşı Venezüella’yı müdafaa edecek güçte.

Tekrar dün Nikaragua’da neler olduğuna dönersek, gerçekten ne olduğunu anlayamadım. Gerçek şu ki; Kolombiya ordusunun yetkilileri ve Orta Amerika’nın diğer tüm gerici hükümetlerinin yetkilileri oradaydı. Bunun ne mânâya geldiğinden emin değilim; fakat yine de iyi haber. Çünkü Nikaragua devlet başkanı devrimci bir çizgide. Neler olacağını göreceğiz.
***
Gönüldaş Recep Tayyip Erdoğan hakkında birkaç yorumla bitirelim. Kendisi Suriye sınırında savaşı bitirmeye çalışıyor. Bu çerçevede Suriye’nin kuzeyinde asker bulunduruyor ve asker göndermeye devam ediyor. Bu anlaşılabilir, Türkiye’nin çıkarları için bu gerekli olabilir; fakat bunun bölgede barışı değil, savaşı getireceğini düşünüyorum. Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin gelişerek devam etmesi Türkiye için son derece ehemmiyetli, Rusya adına ise Türkiye için olduğundan da ehemmiyetli olabilir. Bu birliktelik ikisi için de ekonomik bağımsızlık adına mühim. Neler olduğunu tam olarak bilmiyorum; fakat Rusya ile Türkiye’nin karşı karşıya gelmesinden endişe duyuyorum. Türkiye’nin Suriye rejimi ile yaşayacağı savaş sadece Türkiye ile Suriye arasındaki bir savaş olmayacaktır. Burada Rusya ile İran’ın da Suriye ile birlikte olduğunu unutmamak gerek. Türkiye, Rusya ve İran’ın düşmanları aynı.

Türkiye’nin Kürt sorununu bir an önce sona erdirmesi, seçim neticelerine saygı göstererek muhalif Kürt milletvekillerini serbest bırakması gerekiyor.

Her zaman söylediğim gibi en iyisini ümid edip en kötüsüne hazırlanmalıyız. Kavgaya da, zafere de, mağlubiyete de hazır olmalıyız.
 
22.02.2020
Tercüme: Faruk Hanedar


Baran Dergisi 685. Sayı