24 Haziran’da Başkanlık Sistemi’nin ilk “başkan”ı seçilecek. Fiilen başkan belli de olsa, muhalefet bir gayretle aday çıkarmaya çalışıyor. Siyaset dünyası bildiğiniz gibi bir itiş-kakış içine girmişken, herkes uzman kesilmişken, siyaset yazmayacağım. Sadece seçim, siyaset ve demokrasi hakkında edebiyatçılar, fikir adamları ve sanatçılar neler söylemiş, onları aktarmaya çalışacağım.
 
“Yahya Kemal’e sordular:
-Seçim’e kafiye bul!
-Geçim…” (Büyük Doğu Dergisi, 3 Mayıs 1946)
 
“- Hâkimiyet milletindir… Hâkimiyet Eminönü’nde geziyor, baldırı çıplak…” (Salih Mirzabeyoğlu, Adalet Mutlak’a Konferansı)
 
 “- Bizim kucakladığımız dava karşısında her partinin çehresi aynıdır: SUS!” (Büyük Doğu Dergisi, 15 Eylül 1950)
 
“- İnsanları kandırmak, kandırıldığına inandırmaktan daha kolaydır.” (Oscar Wilde)
 
“- Halk, hükümetinden korktuğu zaman tiranlık; hükümet, halkından korktuğu zaman özgürlük vardır.” (Thomas Jefferson)
 
“- Halkın halk tarafından idaresinden bahsetmek boş bir gevezeliktir… Kavramın hakikî mânâsıyla ele alırsak, hakikî demokrasi hiçbir zaman mevcut olmadığı gibi, bundan sonra da olmayacaktır. Çok sayıdakilerin az sayıdakileri idaresi tabiî nizama aykırıdır.” (Salih Mirzabeyoğlu, Marifetname-Süzgeç ve Şekil, s. 225)
 
“- Liberal, güce tapan bir güçsüzdür.” (George Orwell)
 
“- CHP, MP, DP… Bunların üçü de hakikatte birdir ve at başı beraberdir.” (Büyük Doğu Dergisi, 17 Kasım 1950)
 
“- Delilik, kişide seyrek görülen bir nesnedir: Gruplar, partiler, uluslar, çağlar için ise bir kural hâlindedir.” (Friedrich Nietzsche)
 
“- Bugün, hukukla vakıa, metinle ruh, mevzuatla tatbikat arasındaki fark gittikçe genişlemektedir; dünyada mevcut birçok anayasa tamamen göstermeliktir ve tarif ettikleri rejimin memlekette olanla hiçbir alâkası yoktur… Anayasa âdeta mevcut rejimi gizleyen bir paravan vazifesi görür.” (Salih Mirzabeyoğlu, Marifetname-Süzgeç ve Şekil, s. 255)
 
“- Politikada aptallık bir handikap değildir.” (Napoleon Bonaparte)
 
“- Bizim bu memleket hakkında tek bir görüş ve plânımız var: Ya 1954’de kanun yollarından Büyük Doğu idealini muzaffer kılıp büyük kurtuluşun güneşini ufuklarımızdan yükseltmek, yahut her zaman için, her ümide tıkalı ve 111 yıllık kültür gayretiyle perçinli zulmetin bir daha kalkamaz olduğuna hükmetmek… Bütün hamlelerimizin mânâsı budur.” (Büyük Doğu, 2 Şubat 1951)
 
“- Dürüst bir politikacı satın alındığında, satın alınmış kalacaktır.” (Simon Cameron)
 
“- Devrim korkutucudur ama seçim kampanyaları da iğrençtir.” (N. Gomez Davila)
 
“- Kitleler, hayatlarının gerçek şartlarını değiştirecek her yenilikten şuursuz olarak nefret ederler.” (Marifetname-Süzgeç ve Şekil, s. 254)
 
“- MP, DP, CHP: Aynı temele bağlı üç muhalif…” (Büyük Doğu, 9 Şubat 1951)
 
“- Politika, politikacılara bırakılmayacak kadar ciddi bir meseledir.” (Charles DeGaulle)
 
“- Bütün devrimler buharlaşıp gider ve ardında yeni bir bürokrasi balçığı bırakır.” (Franz Kafka)
 
“- Politikada hiçbir şey kazayla olmaz. Olmuşsa, öyle planlanmıştır.” (Franklin D. Roosevelt)
 
“- Sıkılmış bir yumrukla tokalaşamazsınız.” (Indira Gandhi)
 
“- Ülke çapındaki bir adayın insanların hatırlayacağı şeyler söylemesi tehlikelidir.” (Eugene McCarthy)
 
“- Demokrasi, finansal oligarşiyle uyumlu değildir.” (Che Guevara)
 
“- Sadece bir şey, bir şey olarak kalıyorum, o da palyaço. Bu beni herhangi bir politikacıdan daha yüksek bir düzleme yerleştirir.” (Charlie Chaplin)
 
“Kapitalizmde insan insanı sömürür. Komünizm sadece bunun tersidir.” (John Kenneth Galbraith)
“- Politika, endüstrinin eğlence şubesidir.” (Frank Zappa)
 
“- Demokrasi ve diktatörlük arasındaki fark şudur: Demokraside önce oy verir sonra emirler alırsınız. Diktatörlükte oy vermekle zaman kaybetmezsiniz.” (Charles Bukowski)
 
“- Mükemmel demokrasilerimiz hala, aptal adamın zeki adamdan daha dürüst olacağını düşünmektedir.” (Bertrand Russell)
 
“- Demokrasi istatistiklerin istismar edilmesidir.” (Luis Borges)
 
“- Halkın ne olduğu hiçbir zaman belirtilmemiştir. Politik bir varlık olarak mücerret bir varlıktır. Nerde başlar, nerede biter kimse bilmez… Halka verilen “Hâkim” sıfatı acı bir şakadır. Halk olsa olsa kendi yerine başkalarını devlete gönderir; kendisi hiçbir şekilde başa geçemez. Temsilci sistemler ahlakî olmaktan çok mekaniktir. Bu seçim mekanizmalarının yüzyıllardır işlediği ve en yüksek seviyeye vardığı memleketlerde bile nice ölüm kalım saatlerinde halka hiçbir şey sorulmaz.” (Marifetname-Süzgeç ve Şekil, s. 229)
 
Seçim yaklaşıyor. Âkil adamların sözleri kulaklarımıza küpe olsun. Seçim’in her zaman sadece “seçim” demek olmadığını anladıysak bile yeter bize…
 
 
Baran Dergisi 590. Sayı