28 Şubat döneminde daha 14 yaşındayken katıldığı bir eylemden dolayı idam cezası ile yargılanan ve 10 yıl hapis yatan Yakup Köse 2014 sonunda Bandırma Cezaevi İsyan Davası kapsamında hukuksuz bir şekilde verilen hapis cezası sebebiyle tutuklanmıştı. Yakup Köse bu davadan hukuksuz bir şekilde ceza alan 32 İbdacıdan sadece biri... Geçtiğimiz hafta bu dava ile alâkalı Adalet Bakanlığı’nın Yargıtay’a gönderdiği “kanun yararına bozma” talebi ise reddedildi.
Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca'nın gözaltına alındığı gün, twitter hesabından “O Fethullah Gülen buraya gelecek” mesajını attıktan iki saat sonra bir belediye otobüsünde derdest edilerek gözaltına alınan Köse, 6 aylık cezaevi sürecinin ardından avukatı Abdullah Özbek’in vermiş olduğu mahsup dilekçesinin kabulü neticesinde tahliye oldu.
Tahliyesi sırasında Yakup Köse’yi ailesi, gönüldaşlar, bazı STK temsilcileri, Ak Parti Gençlik Kolları, gazeteciler ve milletvekili adayları karşıladı. Cezaevinden çıktıktan kısa bir süre sonra, Cumhurbaşkanı Tayyib Erdoğan ve Ak Parti Milletvekili Metin Külünk arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti.
Yakup Köse, tahliyesi sonrasında Baran’a da kısa bir değerlendirmede bulundu:
 
Cezaevi süreci nasıl geçti?
Genel olarak ciddi bir alâka gördük. Özellikle Metris Cezaevinde Ak Parti’den ziyaretçilerimiz oldu, ondan sonra avukatlar geldi, gazeteciler geldi, Silivri Cezaevinde Ak Parti Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim Boynukalın geldi. Yani kısacası ziyaretçilerimiz hiç eksik olmadı. Camia tarafından içeride yalnız bırakılmadığımızı söyleyebilirim.
Cezaevine hangi gözle baktığımız malum. Orada vaktinizi boşa geçirmediğinizi biliyoruz. Günlerinizi nasıl geçiriyordunuz?
Şimdi malûm olduğu üzere biz zindanları ‘Medrese-i Yusufiye’ olarak görüyoruz. Girdik, gene kaldığımız yerden devam ettik, kitaplarımızı okuduk, çalışmalar yaptık. Hatta cezaevi üzerine ufak bir de tez hazırladım. Daha önce de Yeni Şafak’a ve çeşitli yayın organlarına söylemiş olduğum gibi; bu 6 aylık ‘Medrese-i Yusufiye’ hayatını bir İbdacıya yakışacak şekilde verimlendirmeye çalıştık.
Avukatınızın mahsup dilekçesi vermesi ve bu dilekçenin kabul edilmesi ile tahliye oldunuz. Yani Bandırma Cezaevi İsyan Davası’nın getirmiş olduğu diğer mağduriyetler hâlâ devam ediyor. Bununla alakalı çalışmalar devam edecek mi? Neler Yapılabilir?
Öncelikle bu davayla alakalı Cumhurbaşkanımızın hassasiyetinin devam ettiğini söyleyebilirim. Buna birebir şahidim. Yani burada mesele Yakup Köse meselesi değil, burada mesele; Kâzım Albayrak meselesidir, Tayyar Tercan meselesidir, burada mesele İsmail Uysal meselesidir, zindandaki Yusuflar meselesidir. Ben genel olarak 28 Şubat mağdurlarının bir an önce çıkması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden geleni yapacağına inanıyorum. Bizim bu çıkışımızda özgürlük sürecinde, zindandaki Yusufların özgür kalabilmesi için yeni bir dönemeç olarak görüyorum. Çünkü bir hareket başlayacak; bunun adı “Zindandaki Yusuflara Özgürlük Hareketi” olacak ve bütün Müslüman tutsaklara özgürlük isteyecek. Bunu duymayan herkese duyuracağız, anlatacağız ve içerdeki Müslümanları kısa bir zaman içerisinde dışarıya çıkarmaya çalışacağız. Bizi durduramayacaklar, bizi yıldıramayacaklar! Çıktığımız gibi kaldığımız yerden devam edip, özgürlük mücadelemizi sürdüreceğiz. Anlayacağınız çıktık diye her şey bitmedi, belki de yeni başlıyor. Ne içerideki arkadaşlarımızı, ne de dışarıdaki arkadaşlarımızı unutmadan mücadelemize devam edeceğiz.
Çok teşekkür ederiz. Gazanız mübarek olsun.
Ben de teşekkür ederim, hayırlı çalışmalar.