Batıcı laik kesim, 4-6 yaş grubuna verilen dinî eğitime ve seçmeli din derslerine “ortaçağ zihniyeti” yaftası vurarak karşı çıkıyor, birkaç dinsiz pedagogun sözüne bakarak “pedagojik açıdan bilimsel değil” gibi saçmalıklarla çocuklara din eğitimi verilmesini eleştiriyorlar.

Bizdeki laik kesim dünyadan bihaber… Bugün o çok beğendikleri, Türkiye’de itibarlı bir şekilde yaşamaktansa orada tuvaletçilik yapmayı yeğledikleri Batı’da bile, 4-6 yaş grubuna dini eğitim verilmesinin pedagojik açıdan gerekli görüldüğünü, hatta Batı dünyasında çocuklara küçük yaştan itibaren din eğitimi verilmesinin zorunlu tutulduğunu, birçok Avrupa ülkesinde anaokulu döneminde kiliselerde, orta ve lise eğitimi döneminde ise okullarda Hristiyanlığın temel prensiplerini ders olarak okutulduğunun farkında değiller. Sorsan Batıcılar; ama özde sadece ve sadece İslâm’a düşmanlar!..

Zorunlu din dersine tepki gösteren ve bunun için imza kampanyası başlatanlardan biri de Veli-Der Denizli Şube Başkanı Elif Bekci. Bekci içlerindeki İslam düşmanlığını şu cümlelerle kusuyor:

“4-6 yaş arası çocuklara verilecek din eğitimi pedagoji bilimiyle, Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin ‘çocuğun üstün yararı’ ilkesiyle çeliştiği gibi laiklik ve bilimsellik ilkelerine de aykırıdır. Yapılmaya çalışılan çocuk hakkı ve eğitim hakkı ihlalidir.”

İslam dinine karşı Kemalizm’i kalkan olarak kullanan Kemalist Bekci, “Tüm çocuklar için ücretsiz, laik, bilimsel okul öncesi eğitim bir an önce yaşama geçirilmeli; yeterli okul öncesi öğretmeni ataması yapılmalı, 4-6 yaş arası çocuklar için din eğitimi uygulaması kaldırılmalıdır.” diyerek, 4-6 yaş grubuna İslam dini yerine Kemalizm dinini önererek eleştirdiklerini tersinden yaşatıyor ve dertlerinin sadece İslâm’a olduğunu aşikâr ediyor. Yani Kemalistlere göre problem, 4-6 yaş grubuna Kemalizm dininin değil de İslam dininin zorunlu kılınması. Onların sırtlarını dayadıkları Allahsız pedagogları, iş laik eğitime yahut Kemalizm dinine gelince sessizleşiyor!

Ayrıca Eğitim-Sen de, laik eğitim konusunda öğretmenlere baskıda bulunuyor, okul öncesi dini eğitimi “yok sayıyoruz” diyerek okullarda bizzat laik eğitim için planlar yapıp uygulamaya koyuluyor.

Okul öncesi eğitim kurumları denetlenmiyor

20. Milli Eğitim Şurası’nda okul öncesi eğitim programında 4-6 yaş arası çocukların din, ahlak ve değerler eğitimi adı altında din eğitimi almasıyla ilgili tavsiye kararı alınmıştı. MEB tarafından alınan tavsiye kararlarının 52. Maddesi hayata geçirildi. Bu karara istinaden 59 yeni anaokulunun ve 6 bin 950 yeni ana sınıfının açıldığı açıklandı.

Ana sınıflarının açılmasıyla birlikte buralara alınacak öğretmenler de büyük problem arz ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın alacağı öğretmenler neye nisbetle seçilecek? Çocuklara İslam dini ve milli değerlerimizin dışında laik anlayışı empoze etmeyeceği nasıl belirlenecek ve nasıl denetlenecek? Çok okul, çok öğrenci, çok öğretmen, çok kitap yahut kalem ile maarif meselemizin çözülmeyeceğini artık iktidar anlamış olmalı.

Özellikle iktidarın eğitim anlamında yetersiz olduğu sahalardan biri de bu bahsi geçen ana okulları yahut okul öncesi eğitim. Dinin, kültürün, tarihin ve dilin muhafazası bakımından okul öncesi eğitimde de din-ahlâk eğitiminin zorunlu olması gerekiyor. Kemalistlerin son zamanlarda neredeyse her bölgeye açtığı kreş, yuva, anaokulu gibi eğitim kurumlarında dinsiz anlayış empoze ediliyor, 3-6 yaş arası çocukların zihinleri Kemalizm ideoloji ile kirletiliyor. Adı “Millî” olmasına rağmen bünyesinde çocuklara gayri millilik aşılanan Eğitim Bakanlığı’na bağlı bu eğitim kurumları hiçbir şekilde denetlenmiyor. İBB’nin kurduğu kreşler de yine iktidar tarafından denetlenmiyor. MEB’in içine çöreklenen Batıcı-Kemalist anlayış değiştirilmediği müddetçe, bu memleketle tüm bağları koparılan ve öz değerlerine düşman nesiller yetişmeye devam edecek.