Konuşabileceğimiz bir çok mesele var. Bulunduğu vaziyete olan hayreti hâlâ üzerimden atamamam ve beni daha çok alâkadar etmesi sebebiyle Venezüella’dan bahsederek başlamak istiyorum. Venezüella benim ana vatanım, memleketim. Venezüella’da doğdum ve ailem beni orada büyüttü. Daha sonra bir Filistinli oldum, bu dava için mücadele ettim ve Filistin’in tarihî haklarını müdafaa için bu mücadelemi sürdürüyorum. Venezüella, son iki yüz yıllık süreçteki en zor şartlar altında bulunuyor. Dünyanın en zengin ülkesinde insanlar yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için para bulamaz hâle geldi. Paralarının hiçbir değeri kalmadı. Geçmişte, Karayipler’deki tüm ülkelere yirmi sene boyunca devam eden yardımlarda bulundular, petrol tedarik ettiler, Küba devriminin ayakta kalması için destek verdiler. Venezüella’ya şimdi bunların bedeli ödetiliyor. Benim ailem de Venezüella’nın içinde bulunduğu kötü şartlardan etkileniyor. 

Zenginlik nasıl ortadan kayboldu, bu şartlar nasıl ortaya çıktı? Venezüella, dünyanın tüm bölgelerindeki ihtilâlci-devrimci gelişimin yaptığı hatalara yeni bir misaldir. Filistin direnişi de yozlaşmış ve pörsümüş insanların hareketin içine nüfuzu neticesinde ağır yara almıştı. Gerek Müslüman Kardeşlere, gerek Marksist-Leninist hareketlere mensup olup dayanışmacı olmayan, menfaatperestliği görülen bu yozlaşmış insanlar, iyiler tarafından ortadan kaldırılamadı; fakat onlar iyilerin yerine geçti. Eğer siz onların önünü almazsanız, onlar sizin önünüzü keser. 
***
ABD’de, tarihin şu ana kadar gördüğü en iyi Amerikan başkanının iktidarda olduğunu her zaman söylüyorum. Kısıtlı imkânlara sahip olmama mukabil yaşananlara bakınca ABD’de neler olduğu net şekilde görünüyor. Trump’ı durdurmak için her şeyi yapıyorlar; ama bir türlü onu indirmeyi beceremiyorlar. İllegal emperyalist politikalarını devam ettirebilmek için onu yönlendirmeye de çalıştılar; lâkin başaramadılar. Yönlendirebilecekleri bir başkan; illegal emperyalist politikalarını devam ettirebilmek, tüm dünyaya kan kusturmak için daha iyi bir yüz istiyorlar. Trump gibi yapacağını açıktan söyleyen ve onların istediğinin aksi istikamette hareket eden bir başkan istemiyorlar. Obama dönemini hatırlayalım. Obama, son derece akıllı bir adamdı. Bunun yanı sıra Afrika kökenli bir Amerikalıydı. Herkes barış beklerken bilakis onun başkanlığı döneminde berbat şeyler oldu, illegal emperyalist saldırılar yaşandı. İslâmcı militanlara ve teröristlere saldırı kisvesi altında Müslümanlara saldırıldı. 

Emperyalizmin tüm saldırılarına ve işkencelerine rağmen biz hâlâ buradayız ve hayatta kalmak için mücadele ediyoruz. Benim vaziyetim emperyalizmin adalet anlayışına iyi bir misal. İnsan hakları gibi masalların sıklıkla okunduğu Fransa’nın kanunlarını düşünün. Bu kanunlar ile bir çok masum insanı mahkûm ediyorlar. Tanıksız, kanıtsız; sadece hâkim görüşü ile mahkûm ediliyorsunuz. Bu, dünya genelinde böyle.
***
Britanya, 31 Ekim’de AB’den ayırılıyor. Avrupa Birliği, Avrupa halklarının birliğini ifade etmiyor. AB, bürokratik bir organizasyon ve halkların bir dahli yok. Sadece Avrupa Parlamentosu’na temsilci seçmek için seçimler yapılıyor. AB’nin ekonomik gücü de parlamento tarafından değil, bankalar ve bankacılık sistemi tarafından kontrol ediliyor. Sistem, AB’yi insanları ve ülkeleri mahvetmek için kullanılıyor. Yunanistan bu ülkelere örnektir. Elbette bu onlarla da alâkalı. Kötü hükümetlerin yaptığı hatalar da Yunanistan’ın zor duruma düşmesine sebep oldu. Sağ parti yönetiminde AB’nin insanları mahvettiği bir ekonomik kriz yaşadılar. 

Güçlü bir ülke olmasına rağmen İtalya da benzer bir durum yaşadı. İtalya’da mülteci sıkıntısı çoklukla yaşanıyor. Ülkede çok uzun yıllarca, sağ iktidarda kaldı. İtalya hem devlet, hem de toplum olarak ırkçılığa açık. Ekonomik problemler ve mülteci akınları da bunu tetikleyen unsurlar.

AB ülkelerinin sıkıntı olarak gördüğü mülteci meselesinde Türkiye’nin adını telaffuz etmeden geçemeyiz. Türkiye, AB gibi binlerce değil, milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapıyor. Bunların büyük çoğunluğu, başkenti İstanbul olan eski büyük Müslüman Türk imparatorluğunun sınırları içerisinde kalan bölgelerden gelen Araplar. Bu ülke geçmişine sadık bir şekilde mülteciler için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Gönüldaşlarımız cesaretli şekilde yayınlar yapıyorlar, her hafta düzenli olarak yazılarıma da yer veriyorlar. Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun yolunu devam ettiriyorlar. Kurduğumuz politik hareketlerde kalifiye ve üst düzey insan yetiştirmemiz gerekiyor. Mücadeleyi inatla sürdürmeliyiz. Cezaevinde sürekli düşünüyorum. Mantıklı ve dikkatli bir insanım. Cezaevinde olduğum süre boyunca avukatlarım çıkmam için çok çalıştı; fakat hâlâ buradayım. Cezaevinde olmama rağmen mücadelemi sürdüreceğime söz veriyorum.

Fransa’nın çıkarlarının aksi istikamette hareket eden bazı bürokratlara yenildim. Bazı yorumlarımdan son derece rahatsız oluyorlar. Beni teslim alabilirler; fakat benim yalnız olmadığımı bilmeliler. Benim söylediklerim tüm insanları alâkadar ediyor. 70 yaşındayım ve ne yaparlarsa yapsınlar yıkılmam. 

Ben Hartum rejimi içerisindeki hainler tarafından satıldım. CIA’nın organize ettiği bir operasyonla alındım. Daha sonra Sudan Cumhurbaşkanı’nın evinden yüzlerce milyon dolar nakit para çıktı. Türk gönüldaşlarıma söz veriyorum cezaevinde olsam da mücadelemi sürdüreceğim.
 
Allahü Ekber!
 
05.10.2019 

Baran Dergisi 665. Sayı