Eylül 1958'de Meksika’ya gittiğimizi hatırlıyorum. İlk kez gitmiştim. Meksika'nın merkezinde, Aztekler kentinin de merkezi olan Historica Meydanı'na giden ana caddelere bakan bir dairemiz vardı. Henüz hizmetçimiz yoktu. 9 yaşındaydım. Başkanlık seçimi zamanıydı sanırım. Başkan'ın geldiğini gördüm ama başkandan önce ve 1958'de orduda çok merak uyandıran bir şey vardı. Küba gerillalarının bir savaşçı birimi ve giydikleri üniformalar. Fidel ve Che Guevara'nın Meksika'dan Küba'ya geldiğini ve bir şeyler yapmalarına izin verdiğini unutmayın. Revolverlerle ve 1910'da başlayan devrim savaşının gazileriydi onlar. İnsanların gerçek silah taşımalarına izin verildiği anlamına geliyordu bu! Meksika’da böyle oldu. Ve ben üst üste “Merhaba Başkan” derken o da bana merhaba demişti. Meksika o dönem o kadar mutluydu ki. Şimdi Meksika çok bozuldu.

60 yıl önce, sistemin içinden gelen, kokain kaçakçılığına karışmayan Amerikan ajanı olmayan seçilmiş bir Başkanımız vardı. Direnişçi, devrimci partiden bir komutandı ama bu bozuk bir adamdı, diplomattı. Devletler için düşman olmayan ama kokain kaçakçısına göz yumuyordu. Şimdiyse Meksika'da, bizden ya da Güney Amerika'daki başka herhangi bir ülkeden daha çok insan öldürüldü. İnanılır gibi değil. Calderon denen adam umut oldu. Polis teşkilatını temizledi, ordu teşkilatını temizledi. Ekonomiyi yasal yollarla geliştirdi. Ancak yeterince gücü yok. Zamanla muhtemelen güç kazanacak ve daha iyi bir Meksika olacak. Ne olacağını göreceğiz.

Demek istediğim uzun yıllardır  Meksika’da huzur hakimdi. Meksika'nın II. Dünya Savaşı’nda yer almadığını unutmamalıyız. Meksika, İspanya'dan, dünyadaki herkesten daha fazla mülteci alıyor. Neler olacağını bilemiyorum, kimse bilmiyor, sadece tanrı biliyor. Ama umarım Meksikalılar buna izin vermez. İnsanlar Meksika'nın çalışmasını, refahını istiyor. Niçin? İş ve kaynakları zengin bir ülke çünkü.

Başkan Trump’ın Meksika’yla göçmenler hususunda konuşmaması normal değil. Meksikalılarla yasal olarak çalışmak, yasal bir yol düzenlemek için bir anlaşmaya varabilir. Ve bu dehşete katlanmak zorunda değil. Bence insanlığın en kötü hali insanların göçmesidir. Afrika'da, Avrupa'da oluyor bunlar savaştan kaçan insanlar, açlıktan kaçan, sosyal istikrarsızlıktan, terörden kaçan insanlar. Kötümser değilim. 

Venezuela neler olduğunu bilmiyorum, anlamıyorum. Bu tam bir sır benim için. 1949 uluslararası resmi verilere göre toprak verimliliğinde birinci biz, ikinci Birleşik Krallık, üçüncü Fransa'ydı. Venezuela harika bir ülkeydi. Dünyadaki herkesten daha fazla su kaynaklarımız var. Nitelikli topraklarımız var. Ve umarım Venezuela için de her şey güzel olur, çok iyi insanlar.
Ziyaretime kimsenin gelmesini istemedikleri zaman izin verilmiyor, şu anda olan bu. Kimse gelmiyor, hatta beni görmek isteyen polis bile Fransız otoritesi tarafından onaylanacak veya onu da tekmeleyecekler.

Baran Dergisi 600. Sayı